1990'lı yıllarda işlenen 16 faili meçhul cinayetle ilgili 2011'in şubat ayında başlatılan soruşturmada flaş bir gelişme yaşandı.
Türkiye gazetesinden Arzu Yıldız’ın haberine göre soruşturmada, Ankara Gölbaşı'nda cesedi bulunan Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın'ın dosyası yürürlüğe konuldu.
Soruşturmayı yürüten TMK.10. Maddesiyle Yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili'nin hazırladığı iddianameye ise ilk defa Türkiye gazetesi ulaştı. Savcı Bilgili, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar , emekli Yarbay Korkut Eken ile Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim Şahin'i, “suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütün faaliyetleri çerçevesinde taammüden adam öldürme” ile suçlayarak, “ağırlaştırılmış müebbet”le cezalandırılmalarını talep etti.
İddianamede, sanık olarak ayrıca eski özel harekat polisleri Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ercan Ersoy, Seyfettin Lap, Ayhan Özkan yer aldı. 3 Haziran 2011'de ifade veren eski Özel Harekatçı Ayhan Çarkın, Baskın cinayetini şöyle anlatmıştı:
“O zaman Özel Harekat Daire Başkanı olarak İbrahim Şahin görev yapıyordu. Mecit Baskın, Altındağ Nüfus Müdürüydü. Bize söylenen bu kişinin emniyete intikalini sağlamaktı. Bilgisine başvurulacağı söylendi. Biz istihbaratımızı yaptık. Oğuz Yorulmaz, Ercan Ersoy ve ben, bir haftalık çalışma sonucunda Altındağ Nüfus Müdürlüğü'ne gidip kendisini emniyete davet ettik. Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap ve Ahmet Sakarya'nın olduğu araçta Mecit Baskın emniyete götürüldü.
Akça'nın içinde bulunduğu araçta diğerleri daire başkanlığına gitti. Biz de bir müddet sonra daire başkanlığına gittik ama orada yoktular. Bunun üzerine İbrahim Şahin, bize 'Burada ne işiniz var. Gidin onlarla buluşun' dedi. Onların piecers denilen mesaj aleti vardı. Gölbaşı'nda olduklarını anladık. Yanlarına gittiğimizde Mecit Baskın'ın ölmüş olduğunu gördük. Kimin öldürdüğünü bilmiyorum. Orada Ayhan Akça ile kavga ettik. 'Bu ne biçim görev, ne biçim iştir?' diye tepki gösterdim. 'Bu işi daire başkanı biliyor, sen karışma' cevabını verdi. Bunun üzerine birbirimize yumrukla girdik. Ardından bölgeden uzaklaştık. Ceset orada kaldı. Olay yerinde Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Seyfettin Lap, Ayhan Özkan, Ahmet Sakarya vardı. Biz Oğuz Yorulmaz ve Ercan Ersoy ile birlikte aynı araçla sonradan gitmiştik. O günden sonra onlarla emniyetteki ilişkilerimiz bozuldu.”
Haberin Devamı