Milli Savunma Bakanı Işık: Asla müsaade etmeyeceğiz
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "Suriye'de, Rakka'da, Musul'da Türkiye'nin güvenliğine tehdit oluşturacak hiçbir gelişmeye Türkiye olarak müsaade etmeyeceğiz. Onun için de gereken tüm tedbirleri aldık, alıyoruz ve almaya da devam edeceğiz. Her seçenek masada şu anda var bundan sonra da olmaya devam edecek." dedi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk sanayi kuruluşlarından Kocaeli'deki SEKA Kağıt Fabrikası, düzenlenen törenle 80 yıl sonra "Avrupa'nın en büyük kağıt müzesi" olarak ziyarete açıldı.
Açılış törenine Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, AK Parti Kocaeli Milletvekilleri Zeki Aygün, İlyas Şeker ve Radiye Sezer Katırcıoğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zekeriya Özak, Garnizon Komutanı Korgeneral Metin Gürak, eski SEKA çalışanları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Törende konuşan Milli Savunma Bakanı Işık, tarihin bütün evrelerinde Kocaeli'nin önemli bir merkez olduğunu belirterek, özellikle Türkiye'nin sanayileşme hamlesinin merkezi konumunda olduğunu söyledi.
Atatürk'ün 16 Ocak 1923'te İzmit'te Cumhuriyet fikrini ilk defa basın mensuplarıyla paylaştığını ve 17 Şubat 1923'te de Cumhuriyetin kalkınma hamlesinin manifestosunun ortaya koyulduğu 1. İktisat Kongresini İzmir'de topladığını hatırlatan Işık, orada ortaya konan anlayışın bir yansımasının da Kocaeli'de SEKA Kağıt Fabrikası olarak hayata geçtiğini bildirdi.
"SEKA'nın tarihe tanıklık etmesinin önü açıldı"
Işık, zamana karşı ayakta duramayan pek çok alan gibi kağıt alanının da çok hızlı teknolojik dönüşüme ayak uyduramadığını ve 1980'lerin başından itibaren kapatılmasının gündeme geldiğine değinerek, "Gerçekten o süreçte SEKA gerek üretim teknolojisi açısından gerek maliyet etkinlik açısından sürekli çağın gerisine düştü, her geçen yıl bir önceki yıla göre zararı arttı. Bu biraz da zamanında yeterli yatırımlar yapmamanın ve teknolojideki yenilikleri takip edemememin bir sonucuydu." ifadesini kullandı.
Dönemin Başbakanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın belediyecilikteki engin tecrübesinin kapatılan İzmit'teki fabrikanın tamamen halkın ortak kullanım alanı haline dönüşmesini sağladığını vurgulayan Işık, gelinen noktada Büyükşehir Belediyesinin 30 milyon lirayı aşan bir yatırımla hem Seka'nın ruhuna uygun bir müzenin açılmasının sağladığını, hem de tarihe tanıklık etmiş bu alanın bundan sonra da tarihe tanıklık etmesinin önünü açtığını belirtti.
Bakan Işık, müzenin tarih ve kentlilik bilincinin oluşumu ile eğitim açısından çok büyük bir işlev göreceğine anlattı.
"Bölgenin tüm dengesi değişiyor"
Dünyanın çok ciddi bir dönüşüm yaşadığını ve bölgenin özellikle 1916'da imzalanan Sykes-Picot Anlaşması'ndan sonra en büyük türbülansı bu yıllarda yaşadığını belirten Işık, "100 yıl sonra bölgenin tüm dengesi değişiyor. İşte bu değişen dengelerde ülkemizin herhangi bir kayba uğramaması için de her türlü çalışmayı yapmak durumundayız ve yapıyoruz." dedi.
Işık, Türkiye'nin artık içine kapanmış kendi meseleleriyle uğraşan, komşusunda, çevresinde ve dünyada yaşananlara kayıtsız kalan bir ülke olmadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Aksine bölgedeki her türlü gelişmeyi yakinen takip eden, bunun Türkiye'nin güvenliğine savunmasına, ekonomisine, refahına nasıl etki edeceğini önceden hesap eden bir ülke konumunda ve gerektiğinde ülkesinin çıkarları ve güvenliği açısından bölgedeki olaylara müdahale gücünü elinde bulunduran bir ülke. Son dönemde Suriye ve Irak'ta yaşanan gelişmeler Türkiye'nin gücünün önemini bir kez daha ortaya koydu. Türkiye açısından güçlü olmanın bir tercih değil bir mecburiyet olduğunu ortaya koydu."
"Her seçenek masada var şuanda"
Bakan Işık, Suriye'deki her bir gelişmenin Türkiye'nin güvenliğini doğrudan etkilediğine dikkati çekti.
Işık, şu değerlendirmelerde bulundu:
"O zaman Suriye'deki atılan her adımdan Türkiye'nin haberi olacak, bilgisi olacak, Türkiye'nin ulusal güvenliğine, savunmasına zarar verecek hiçbir adımın atılmasına Türkiye müsaade etmeyecek. Şuanda bölgedeki bütün oyuncular bunu biliyor. Bu gücümüzü devam ettirmek durumundayız. Suriye'de, Rakka'da, Musul'da Türkiye'nin güvenliğine tehdit oluşturacak hiçbir gelişmeye Türkiye olarak müsaade etmeyeceğiz. Onun için de gereken tüm tedbirleri aldık, alıyoruz ve almaya da devam edeceğiz. Her seçenek masada şuanda var bundan sonra da olmaya devam edecek."
Işık, tek düşüncelerinin bölgenin güvenliği ve ülkenin istikrarı olduğunu belirterek, "Biz kimsenin toprağında gözü olan bir ülke değiliz. Türkiye bugün Irak'ın da Suriye'nin de en samimi ve en iyi savunan ülkedir. Keşke diğer ülkeler de bizim bu anlayışımızda olsa keşke herkes kendi ülkesinde huzur ve barış içerisinde yaşasa ve bütün ülkeler de bu anlayışta bölgedeki sorunların çözümüne katkı verse ama bizim bu anlayışımız kendi güvenliğimize ve bölgenin esenliğine kayıtsız kalmamız anlamına gelmiyor." dedi.
Bu tarihi süreçte üzerlerine yüklenen sorumluluğun bilincinde olarak çalışmalarını sürdürdüklerini aktaran Işık, gerek askeri alanda gerek savunma ve güvenlik alanında gerek ekonomik alanda gerek diplomasi alanında çok büyük bir gayret gösterdiklerini belirtti.
"Problemleri barışçıl yollarla çözelim istiyoruz"
"İstiyoruz ki şu önümüzdeki problemleri barışçıl yollarla çözelim. Bölgede daha fazla kan akmasın, daha fazla insan ölmesin, daha fazla çocuk daha fazla kadın ölmesin, yetim kalmasın, öksüz kalmasın... Bunun için elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz." diyen Işık, bunu yaparken de her türlü ihtimale de hazır bulunduklarına işaret etti.
Bakan Işık, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesi bellidir. Yurtta sulh cihanda sulh. Gerçi bazı hainler bu güzel, bu anlamlı ifadeyi alıp kendi ihanetlerine kılıf yapmak istediler onları da adalet şimdi gereken cezayı verecek ama biz 'Yurtta sulh cihanda sulh' ilkesinin gereğini her anlamda hayata geçirmek için çalışıyoruz. Ziya Paşa'nın şu sözünü de hiç unutmuyoruz; 'Eğer istersen sulh-u salah her daim hazır ol cenge.' Onun için de bölgemizde güçlü bir silahlı kuvvetlerin olmazsa olmaz olduğunu biliyoruz. Bunun için de her türlü çalışmayı yürütüyoruz. Savunma sanayisinden Türk Silahlı Kuvvetlerimizin yeniden yapılandırılmasına kadar her türlü çalışmayı da yürütüyoruz."
Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu ise bazı kavramların aidiyet noktasında yüksek bir bağlılık içerdiğini SEKA'nın da Türkiye'de böylesi kavramsal bağlılığı en yüksek oranda taşıyan bir kavramsal kimlik olduğunu söyledi.
Kağıdın serüvenini anlatacak olan SEKA Kağıt Müzesinin aynı zamanda Kocaeli'nin cumhuriyetle birlikte başlayan süreçteki kentsel gelişimini de tanıklık olarak anlatacağını ve tarih müzesi olarak hizmet vereceğini vurgulayan Güzeloğlu, özellikle gelecek kuşaklar için büyük bir öğreticiliği olan böyle müzelerin ülke genelinde yaygınlaşması dileğinde bulundu.
"Burası, kağıdın, kıymetin, hürmetin ruhunu taşıyacak"
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zekeriya Özak ise 80 yıl önce Mehmet Ali Kağıtçı'nın öncülüğünde kurulan devasa kağıt fabrikasının geçen süreçte kendini yenileyemediği, zarar ettiği ve çevreye zarar vermeye başladığı için 2004 yılında faaliyetlerinin durdurulduğunu ifade etti.
Çalışanların hiçbirini mağdur etmediklerini vurgulayan Özak, "Arazinin 600 dönümlük kısmını iki etap halinde devasa bir parka dönüştürdük, Kocaeli Büyük şehir Belediyesi olarak SEKA'ya sahip çıktık. Dünyanın en büyük endüstriyel dönüşüm hamlesiyle tam 1 milyon 156 bin metrekarelik alanı bilim, kültür, sanat, eğitim, turizm ve spor kompleksi haline getirdik." diye konuştu.
Özak, bugün büyük bir hayali daha gerçekleştirerek kağıt müzesini açtıklarını belirterek, "Tıpkı Mehmet Ali Kağıtçı gibi hayal ettik ve hayalimizi hep birlikte gerçekleştirdik. Mehmet Ali beyin adı, SEKA Kağıt Müzesinde dünya durdukça yaşayacak. Burası, kağıdın, kıymetin, hürmetin ruhunu taşıyacak. Gelecek nesillere nerede yaşadıklarını hatırlatacak." ifadesini kullandı.
Konuşmaların ardından diğer protokol mensuplarıyla birlikte açılışa özel hazırlanan kağıttan yapılmış kurdeleyi kesen Işık, daha sonra müzeyi gezdi.