Meriç cinayetinde FETÖ şüphesi
İstanbul merkezli 22 ilde düzenlenen operasyonda gözaltına alınan kişilerin, gazeteci Haydar Meriç’in Kırklareli’nden kaçırılıp öldürülmesiyle ilgili delilleri kararttıkları iddia ediliyor.
İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 2011 yılı ve öncesinde Kırklareli Emniyet Müdürlüğü’nde yapılan yasa dışı dinlemeler ile Mayıs 2011 yılında Kırklareli’nde kaçırıldıktan sonra Düzce Akçakoca’da cesedi bulunan gazeteci Haydar Meriç cinayetinin aydınlatılması için çalışma başlattı. Yapılan çalışmalarda, 2011 yılı ve öncesinde şüphelilerin üst düzey bürokrat, siyasetçi ve STK yöneticilerini düzmece rapor ve terör örgütü iddialarıyla dinlemeye aldıkları, usulsüz gerekçelerle yargı organlarını yanıltarak dinleme sürecini uzattıkları, hedef kişilerin özel görüşme ve buluşmalarını izinsiz olarak kayda aldıkları tespit edildi. Şüphelilerin kendileri gibi düşünmeyen personeli iftira ve tehditlerle görev yerlerini değiştirdikleri, il dışı tayine zorladıkları saptandı.
Gülen kitabı yüzünden
Polisin iddialarına göre; şüpheliler gazeteci Haydar Meriç’in firari örgüt lideri Fethullah Gülen hakkında kitap yazacağını öğrenmelerinin ardından Meriç’i düzmece bir raporla sol terör örgütü kapsamına sokarak dinlemeye aldı. Meriç, dinleme esnasında kaçırılarak öldürüldü, olayla ilgili deliller ise kasıtlı olarak karartıldı. Meriç’in kaçırılmadan önce Kırklareli’ne İstihbarat Daire Başkanlığı ve İstanbul İstihbarat Şube Müdürlüğü’nden görevli özel ekip gittiği ve yazılan kitabı ele geçirmek için yasa dışı yollarla çalışma yürüttükleri belirlendi.
Günlerce takip yapıldı
Yapılan bu tespitlerin ardından dün sabah erken saatlerde operasyonun startı verildi. İstanbul merkezli 22 ilde eş zamanlı operasyon başlatıldı. Ankara ve Kırklareli’nin de bulunduğu illerdeki operasyonlarda 30 kişi gözaltına alındı.
Eski müdür firarda
Operasyon kapsamında Edirne’de polislikten ihraç edilen 1 kişiyle, Kırklareli Emniyet Müdür Yardımcısı A.K. ve daha önceden düzenlenen operasyonlarda gözaltına alınarak görevden ihraç edilen eski istihbarat şube müdürü İ.Ş.’nin de aralarında olduğu toplam 12 kişi Kırklareli’nde gözaltına alındı. Yine eski İstihbarat Şube Müdürü Serdal G. hakkında gözaltı kararı bulunuyor. Serdar G.’nin yurtdışında olduğu tahmin ediliyor.
Hanefi Avcı gündeme getirdi
Haydar Meriç cinayetini gündeme taşıyan ilk kişi eski emniyet müdürü Hanefi Avcı oldu. Avcı, 2015 yılında verdiği bir röportajda Meriç olayını şöyle gündeme getirdi: Ankara’da, 18 Aralık 2002’de Necip Hablemitoğlu evinin önünde öldürülmüş. Gazeteci Haydar Meriç ise Kırklareli’nde elleri ve ayakları bağlı şekilde denize atılmış, sonra da cesedi Düzce’de denizden çıkarılmıştı. Akıllara ‘acaba onlar yaptırmış olabilir mi?’ sorusu geliyor. Bu bahsettiğim kişiler cemaati fazla rahatsız eden kişilerdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da, Aralık 2015 tarihinde, Türkmenistan gezisi sırasında uçakta, Hanefi Avcı’nın sözlerine dikkat çekerek, Ben Hanefi Bey’in o yaklaşımına da katılıyorum, hiçbir şeyin gizli kapaklı kalmaması lazım” demişti.
5 yıl önceki cinayet
Kırklareli’nde emekli öğretmen, şair ve yerel bir haber sitesinin sahibi olan Haydar Meriç, 1 Haziran 2011 tarihinde evinden çıktı. Aynı gün kardeşi Hikmet Meriç ile telefonla görüştükten sonra Haydar Meriç’ten bir daha haber alınamadı. Polis ve jandarma ekipleri, ailenin kayıp başvurusu üzerine Meriç’i gidebileceği tüm adreslerde aradı, ancak bulamadı. Haydar Meriç’in, kaybolmasından 20 gün sonra Düzce’nin Akçakoca İlçesi’nde denizde balıkçılar tarafından cesedi bulundu. Haydar Meriç’in, domuz bağı ve 30 kiloluk demirlerle bağlandıktan sonra denize atıldığı ve cesedin bozulmaya başladığı belirlendi.
Arkadaşı peşini bırakmadı
Haydar Meriç olayının peşini meslektaşı, dostu Mustafa Karaca hiç bırakmadı. Sahip olduğu internet sitesinde bu konuyu sürekli gündeme getirdi. Karaca 2011’den itibaren yaşananları ise şöyle özetledi: Meriç, olaydan önce Fethullah Gülen ile ilgili çok önemli bir araştırma yaptığını ve bunları yazacağını söylüyordu bize. Kaybolduğu gece de ‘Bombayı yarın patlatacağım’ dedi ve o akşam Kırklareli’nin en işlek caddesinde kayboldu. O caddede belediye, müze banka, jandarma dahil 15 kamera olmasına rağmen bu görüntüler sırra kadem bastı. 2014 yılına gelindiğinde ise işin arkasında Gülen Cemaati olabileceğine kanısına vardım.