Meral Akşener'in masaya geri dönme kararının anlamı ne? Dicle Canova değerlendirdi
Ankara'da siyaset gündeminde hareketli dakikalar yaşanırken İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Millet İttifakı'nın toplantısına katılma kararı aldı. Peki bu karar ne anlam ifade ediyor? CNN Türk Ankara Temsilcisi Dicle Canova değerlendirdi.
Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayının belirleneceği liderler toplantısı, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun ev sahipliğinde başladı.
Toplantıya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener katıldı.
Daha önce saat 14.00'te yapılacağı açıklanan toplantı, İYİ Parti ve CHP arasındaki görüşme trafiği nedeniyle gecikmeli olarak başladı.
Akşener, önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, ardından CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile ayrı ayrı görüştükten sonra liderler toplantısına katıldı. Karamollaoğlu tarafından kapıda karşılanan Akşener, parti önünde bekleyenleri selamladıktan sonra içeriye geçti. Toplantıda millet ittifakının cumhurbaşkanı adayının belirlenerek açıklanması bekleniyor.
Öte yandan saat 15.48 sıralarında Akşener, Millet İttifakı toplantısına katılmak üzere Saadet Partisi Genel Merkezi'ne giriş yaptı.
"HER SEFERİNDE TIKANMA YAŞANIYORDU"
Peki İYİ Parti'nin masaya geri dönmesi ne anlam ifade ediyor? CNN Türk Ankara Temsilcisi Dicle Canova canlı yayında değerlendirdi. Canova'nın açıklamaları şöyle;
Yol haritası da önemliydi. Bu süreçte sık sık o da çok konuşuldu. Hatta her seferinde imza atılmaya kadar gelinde ama ertelendi. Adayla birlikte en son açıklansın noktasına gelinmişti. Çünkü diyorum paralel gidiyordu aslında. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu olacaksa Genel Başkanların pozisyonları ne olacak? Yol haritasında yer alacak.
Dolayısıyla yol haritası Cumhurbaşkanı adayının ağzından kaleme alınmış bir yol haritası. Bildiğim kadarıyla bir 10 maddelik taahhütname gibi... Belki madde sayısı değişmiştir bugüne kadar ama şöyle bir taahhütname. 'Ben işte filanca Cumhurbaşkanı adayı olarak bundan sonra şu şu şu konuları istişare ile yürüteceğim. Şu şu şu atamaları istişare ile yapacağım. Yönetimimi şunların şunların şunların başkan yardımcılığıyla yürüteceğim.' gibi ifadeler bekliyorduk o yol haritasında ve her seferinde başkan yardımcılığı konusunda bir tıkanma yaşanıyordu.
"İYİ PARTİ BUNA İTİRAZ EDİYORDU"
Aslında masadaki her partiye birer bakanlık ve daha sonrasında her partinin çıkaracağı milletvekili sayısına göre geri kalan bakanlıkların dağılımı üzerinde bir anlaşma vardı. Bundan bir problem yoktu. Ama işte genel başkanların başkan yardımcılığı meselesi... Hatta Davutoğlu'nun 'Hepimiz eşit söz hakkına sahip olacağız. Eşit söz hakkı verilmezse tabi ki sıkıntı yaşanır' mesajı da çok tartışılmıştı. İYİ Parti buna itiraz ediyordu. Yani 'Hepimizin oy oranları farklı. Eşit söz hakkı neden tanınsın?' gibi itirazlar da vardı.
Dolayısıyla İYİ Parti'nin hem masada hem olası yönetimde daha bir ağır pozisyonunun olacağının ifadesi beklentisi vardı İYİ Parti içerisinde kurmaylar hep bu yönde görüş bildiriyordu. Öte yandan, işte 'Bu başkan yardımcılıkları meselesinde 6 ayrı başkan yardımcısı dağınık bir yönetim modeli olarak görülebilir' gibi çekinceler vardı. Geldiğimiz noktada görülüyor ki; Meral Akşener doğrudan başkan yardımcısı olarak bu sürecin içerisinde yer almaktan vazgeçmiş görünüyor ki başından itibaren daha ziyade milletvekili seçilip grubunun başında durmayı tercih eden, hedefleyen bir çıkışı vardı.
"İKİ TARAF AÇISINDAN DA DENGELENEBİLİR DURUM ORTAYA ÇIKMIŞ GİBİ DURUYOR"
Cumhurbaşkanı adayları, Kılıçdaroğlu olacaksa ki gidişat o, öyle görünüyor. Başkan yardımcılığı konusunda da Meral Akşener'in 'Cumhurbaşkanı adayı yapalım. Halkın teveccühü bu yönde' dediği iki isim hem Ekrem İmamoğlu hem Mansur Yavaş Kabine'de yer alacak olması elbette ki İYİ Parti'de siyasi söylem olarak da güçlendirecektir. Dolayısıyla her iki taraf açısından da dengelenebilir durum ortaya çıkmış gibi duruyor.
Bakalım şimdi masada diğer partiler nasıl bir yaklaşım sergileyecek ve günün sonunda Cumhurbaşkanı adayıyla birlikte başkan yardımcıları isim isim şimdiden kamuoyuna duyurulacak mı merakla bekleyeceğiz.
MASAYI BEKLEYEN DİĞER ZORLU SÜREÇ
Masayı bekleyen bir başka zorlu süreç de milletvekili listeleri. O da önemli bir süreç. Şu notu düşeyim... Hemen her parti bugüne kadar çalıştı. Hatta CHP'de il il simülasyonlar yapıldığını biliyoruz. Kılıçdaroğlu 'Belki Türkiye genelinde değil ama bazı illerde ortak listeler olabilir' demişti. Dolayısıyla şimdi masadaki diğer oy oranı kısmen küçük, kendi başına grup kuramayacak partilerle bu konuda da görüşmeler başlayacaktır. Bu süreçte de İYİ Parti'den bazı isimler '4 parti Kılıçdaroğlu'na onay veriyor. Çünkü onlar zaten oturdu, anlaştı, milletvekili pazarlığı yaptılar.' ifadelerini kullanmıştı. Buna da bilhassa DEVA Partisi'nden ciddi tepki gelmişti, yalanlanmıştı.
Bundan sonraki süreçte liderler masada Cumhurbaşkanı adayı ve yönetim modeli konusunda, yol haritası konusunda uzlaşırlarsa ki gidişat o. Sonrasında tabi komisyonlar kurulacak. Kurmay kadrolar bir araya gelecek ve milletvekili listelerini çalışacaklar. Hangi parti, hangi partinin listesinden aday gösterecek? Kaç vekillik, kime verilecek? Bunlar konuşulmaya başlanacak? Ki kolay bir süreç değil. Bu da zorlu bir süreç.