Mehmetçiğin mekkare timi!
İkiyaka Dağları’nda vatanı koruyan Mehmetçik için teröristlerden çok daha zorlu bir tehdit var o da coğrafya. Ayakta durmanın bile zor olduğu sarp kayalıklarda imdatlarına TSK’nın kadrolu katırlarından oluşan ‘mekkare takımı’ yetişiyor
Saat 02.30... Hakkari Yüksekova’daki İkiyaka Dağları Göllerbaşı üst bölgesinde bir yandan fotoğraf çekip bir yandan da komandolarla sohbet ediyoruz. Hepsi profesyonel asker ve hepsi de Türkiye’nin dört bir yanından gelmiş. Yozgatlı Uzman Çavuş Hakan, Ordulu Uzman Çavuş Mehmet, Hataylı Uzman Çavuş Cemil, Antalyalı Uzman Çavuş Murat ve diğerleri... Üs bölgesinde yaklaşık 1 ay kalıyorlar ve sonra görev değişimi yapılıyor. Görev neredeyse hep aynı ve hikayeleri farklı. Çünkü çatışma deneyimleri var. Hem arazide hem de meskun mahal çatışmalarında aktif olarak görev almışlar.
‘Şehitler mıh gibi aklımızda’
Komandolar birçok operasyona katılmalarına rağmen yaşadıklarını anlatırken, detayların kaybolduğunu söylüyorlar. Bazen de yaşadıklarını sonradan fark ettiklerini belirtiyorlar. Ancak eğer bir şehit vermişlerse işte o arkadaşlarını neredeyse mıh gibi akıllarına kazıyorlar. Aynı Yozgatlı Uzman Çavuş Murat’ın anlattığı olayda olduğu gibi: “13 Mayıs 2016’da Dağlıca’ya operasyon düzenliyoruz. Gece boyu yürüdük. Saatlerce yürüdük ama insanın belli bir süre sonra o saatleri unutuyor insan. Sonra hedef bölgeye geldik ve çatışmaya girdik. 14 Mayıs 2016’da sabah 05.30 ise silah arkadaşım Uzman Çavuş İrfan Mert şehit düştü. İşte o anı, arkadaşımın vurulma anını ve zamanını hiçbir zaman unutmam hiçbir güç İrfan’ı aklımdan çıkaramaz.”
Terörist çocuk oyuncağı ama...
Üs bölgesinde dikkat çeken başka bir konu ise katırlar. Üs bölgeleri arasında ya da belli noktalardan nakliyatlarda katırlar kullanılıyor. Bu katırlara mekkare (kiralanarak yük taşımada kullanılan at, deve, katır gibi yük hayvanına verilen isim) takımı deniyor. İnsanın bile zor yürüdüğü dağlık ortamlarda yüzlerce kiloyu bana mısın demeden taşıyabiliyor. Özellikle yapımı devam eden ve üs bölgeleri ile bağlantıya sağlayacak olan yola kadar gidebilen katırlar eşya taşınmasına kritik öneme sahip. İkiyaka’daki zorlu doğayı Antalyalı Uzman Çavuş Murat güzel bir karşılaştırma ile özetliyor: “Teröristle çatışma bizim için kumda oynamak gibi bir şeydi ama doğa şartları gerçekten çok zor.”
İki kez yıldırım çarpan uzman çavuş
Yaşanan yer dağ olunca ilginç olaylar da yaşanıyor. Bu olaylardan birini yaşayan da Hataylı Uzman Çavuş Cemil. Üstüne iki defa yıldırım düşmüş ve ikisinden de sağ kurtulmuş. İlki Dağlıca’daki Gevana Kurki Tepesi’nde yaşanmış. Hafif yaralanmış. İkincisi ise Göllerbaşı’nda düşmüş: “Yerde kar var en az 10 metre. Barakaların önünü kardan temizledikten sonra merdivenle karın üstüne çıkabiliyoruz. İşte böyle bir ortamda yıldırım düşmüş ve beni konteynerin kapısına fırlatmış. Kendimden geçmişim. Arkadaşlar yardım etmek için konteynerin kapısını açmaya çalışmış ama ben kapıya düştüğüm için açılmasını engellemişim. Bunun üzerine telsiz ile başka konteynerdeki arkadaşlara haber veriyorlar ve onlar beni kurtarıyor.” Neredeyse her bölgede yıldırım ihtimaline karşı paratonerler ile önlem alınmış durumda. Bazı bölgelerde ise birden fazla paratoner döşenmiş. Çünkü 25 Mart’tan Ağustos ayına kadar defalarca yıldırım düşmüş.
Doğa o kadar zorlu ki risk demek ölüm demek!
Gazetecilik mesleğinde yurt içinde ve yurt dışında bir çok farklı bölgeye gittim. Foto muhabiri arkadaşım İlker Akgüngör de aynı şekilde çok zorlu şartlar altında bir çok savaş bölgesinde görev aldı. Ancak ikimizin ortak görüşü şu; şimdiye kadar gittiğimiz en zorlu yer İkiyaka. Zemin kokurdan (Kalkerli ve karstik özelliği ağır basan yerlerde çukurlukları bol, engebeli arazi) yani Afrika Kıtası’nın Arap Yarımadası’nı ittirmesi yüzünden Anadolu’ya doğru zemin alta giriyor.
Kayalar yukarı fışkırmış
Üstteki kayalar yukarıya doğru fışkırmış durumda. Hava sıcaklığı bakımından gece ile gündüz farkı 20 derecenin üstünde. Oksijen o kadar az ki biraz hareket ettiğinizde nefesiniz yetmiyor. Belli bir süre sonra burnunuz kanıyor çünkü kılcal damarlar basınç yüzünden patlıyor. Her taraf uçurum. Zeminin sertliğini ise şöyle açıklayayım; dünyaca ünlü bir markaya ait arazi ayakkabım 24 saat dolmadan tabanından iflas etti; ikiye ayrıldı. Bir de ortada risk var. Arazide risk var demek ölüm demek. Geçtiğimiz aylarda bir binbaşımız ve uzman çavuşumuz kayalıklardan düşerek şehit oldu. Herhalde bu iki örnek İkiyaka’daki zorlu doğa şartlarını anlatabiliyor.
9 tepe tutulu
İkiyaka Dağları’nda özel eğitimli profesyonel askerler görev alıyor. PKK için stratejik önemi olan bu 9 tepede artık Jandarma Özel Harekat, Hudut Özel Harekat, komando ve piyade nöbet tutuyor.
Bolu Tüneli’ni onlara kazdırsak çabuk bitermiş!
İkiyaka’daki üs bölgelerinin kurulmasından sonra teröristler artık istediklerini yapamıyorlar. Ancak ‘Buradayız’ mesajını vermek için de üst bölgelerine sürekli taciz atışı yapmaktan da geri kalmıyorlar. İkiyaka’daki komandolar şimdi bu bölgelerde konuşlanarak sürekli arazi taraması yapıyorlar. Yaptıkları aramalarda 20’den fazla mağara ele geçirildi. Operasyonlarda ise 28 terörist etkisiz hale getirildi. Mağaralarda ise yiyecekten içeceğe, giyecekten mühimmata kadar tonlarca eşya yakalanmış ve imha edilmiş.
Dağlar kevgir gibi
Ancak başka mağaralar da tespit edilmiş durumda. Kış gelmeden bu mağaralar da komandoların deyimi ile patlatılacak! Bu mağaraların ortak özelliği ise el yapımı olması. Teröristler hiltille kazarak dağları neredeyse kevgire çevirmişler. 2 oda bir solan denilen mağaralar bile var. Ancak bu mağaraların girişlerini o kadar gizli yapıyor ki İHA ile havadan görmek imkansız. Bize kılavuzluk eden Oktay Uzman espiri ile karışık durumu özetliyor: “Bolu Tüneli’ni bu teröristler yapsa daha çabuk bitermiş!”
Koruculardan şikayet var
Göllerbaşı Üs Bölgesi’nde komandonun yardımcıları arasında korucular geliyor. Korucular da 24 saat görev alıyor. Ancak 3 konuda şikayetleri var. Bunu yetkililere iletmemizi rica ettiler: “Bir: Köyde oturan korucu ile bizim gibi dağda görev alıp operasyona giden korucu aynı ücreti alıyor. Burada adaletsizlik var. İki: Köyümüzü bırakıp operasyona geldiğimizde köyümüz boş kalıyor. PKK bizi bildiği için ailemizi tehdit ediyor. Aklımız köyümüzde kalıyor. Bu konuya çözüm bulunması gerek. Üç: Korucubaşları görevlendirme yaparken adaletli davranmıyor. Hep aynı kişiler göreve çıkıyor. Bu adil olmalı.”
-BİTTİ-