Mehmet Altan hakkında flaş karar
Anayasa Mahkemesi'nin gazeteci Mehmet Altan hakkında hak ihlaline ilişkin kararın gerekçesinin açıklanmasından sonra sanık avukatının tahliye talebi bir kez daha reddedildi.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu'nun, tutuklu sanık Mehmet Altan hakkında hak ihlali kararına ilişkin gerekçeli kararın açıklanmasının ardından Altan'ın avukatları, tekrar tahliye başvurusunda bulundu.
Tahliye talebini değerlendiren İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, oy çokluğuyla talebin reddine karar verdi.
Mahkemenin kararında, ''Anayasa Mahkemesi bir mahkemenin kararına karşı yapılan bireysel başvurularda temel hakkın ihlal edilip edilmediği ve bu ihlalin nasıl ortadan kaldırılacağına dair karar vermektedir. Kanun yolunda belirtmesi gereken hususlarda Anayasa Mahkemesi'nce inceleme konusu yapılamaz. Bir bireysel başvurunun kabul edilebilirliğine karar verildikten sonra esas hakkındaki incelemenin nasıl ve ne şekilde yapılacağı 6216 sayılı kanunda, yerindelik denetiminin yapılamayacağı ve ayrıca idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemeyeceği, yine aynı kanunun 50/1 1. maddesinde düzenlenmiş olup söz konusu düzenlemeler mutlak emredici hükümlerdir.'' denildi.
Anayasa Mahkemesi'nin yargılamanın yapıldığı mahkemenin yerine geçerek delil değerlendirmesi ve yerindelik incelemesi yapmasının bireysel başvuru incelemesinin kapsamı içerisinde olmadığı vurgulanan kararda, şu ifadelere yer verildi:
''Zira bu kapsamda kabul edilir ise yargılamayı yapan mahkemenin Anayasa Mahkemesi'nin tespit ve değerlendirmesi aksine bir karar verme imkanı kalmayacaktır. Anayasa Mahkemesi başvurucu sanık hakkında vermiş olduğu kararda, mahkememizin dosya kapsamında bulunan bütün delillerin tutuklamaya yönelik yeterli delil olarak görmemekle mahkememiz yerine geçerek, delil değerlendirmesinde bulunmuş ve kanuna aykırı şekilde yerindelik incelemesi yapmıştır.
Anayasa Mahkemesi'nce iddianamede belirtilen deliller ile sınırlı olarak değerlendirme yapılmış ise de ceza yargılamasında karardan önce her aşamada resen ya da talep üzerine delil toplamak mümkün olup, yerel mahkeme sadece iddianamede belirtilen deliller ile bağlı değildir. Dolasıyla kendisine kanun çizilmiş yetkisini aşmıştır. Dosyada tutukluluk halinin devamını gerektirir olguların olup olmadığını takdir etme yetkisi mahkememize aittir. Ayrıca vermiş olduğu ihlal kararında tahliyeye yönelik bir hüküm de bulunmamaktadır.
Anayasa Mahkemesi'nin somut olayda otomatik olarak sanığın tahliyesi sonucunu doğuracağını kabul etmek hukukun genel ilkelerine, Anayasadaki mahkemelerin bağımsızlığı, mahkemelere emir ve talimat verilemeyeceği ve telkinde bulunulamayacağı yönündeki düzenlemelere, doğal hakim güvencesi başta olmak üzere birçok yargılamaya dair ilkenin ihlali sonucu doğuracaktır.''
Kararda, dosya kapsamında bulunan deliller, karşılaşılan darbe tehdidinin büyüklüğü, sanığın kaçma ihtimali, dosyanın geldiği aşama ve kanunda öngörülen ceza miktarına göre, sanık hakkında verilen tutuklama kararının ölçülü ve yerinde olduğu belirtildi.
Muhalefet şerhi
Mahkeme heyetinin kararına, Üye Hakim Recep Kurt muhalefet etti. Kurt'un muhalefet yazısında şu değerlendirme yer aldı:
''AYM'nin kararı dikkate alındığında başvuruda bulunan Mehmet Altan'ın kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiğine karar verildiği anlaşılmakla, Anayasamızın 153/6. maddesi gereğince, 'AYM kararları resmi gazetede yayımlanır, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar' amir hükmü ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi'nin kuruluş ve yargılama usulleri hakkında kanun ve ceza muhakemesi hukukunun kıyas ve yoruma ilişkin genel ilkeleri dikkate alındığında, 6216 sayılı yasanın 50/2. maddesi gereğince hak ihlali oluğu tespit edildiğinden, mahkememizce ihlalin sonucunun ortadan kaldırılması gerekeceğinden ve bu husus ancak başvuru sahibi olan Altan'ın tahliyesi yoluyla mümkün olduğundan sadece başvuru sahibinin tahliye edilmesi gerektiği görüşü ile sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum."