Mehmet Ağar için 60 bin dolar!
Devrimci Karargâh iddianamesinde çarpıcı iddialar
Devrimci Karargâh iddianamesinde 50 yıl hapsi istenen Hanefi Avcı’nın makam odasında bulunduğu öne sürülen dinleme kasetlerinin yanında not kâğıtları bulunduğu öne sürülüyor. Kaset içerikleriyle örtüştüğü ve Avcı’nın el ürünü olduğu öne sürülen bir notta şöyle yazılmış: “Alaattin Çakıcı, Mehmet Ağar’ın lehine ifade veren çocuklara 60 bin dolar ödüyor.”
Avcı’nın Eskişehir’deki makamında ele geçirilen bantlarda aralarında gazeteciler, işadamları, politikacılar ve askerlerin de olduğu birçok ünlü ismin konuşma kayıtları yer alıyordu. Avcı bu kasetlerin kendisine ait olmadığını savunmuştu. İddianamede Avcı’nın elinden çıktığı iddia edilen notlardaki içerikle, kasetlerdeki konuşmaların birbiriyle örtüştüğü öne sürülüyor. Ek iddianamenin içeriğinde olan ve Avcı’ya ait olduğu öne sürülen notlardan biri Alaattin Çakıcı ve Mehmet Ağar ile ilgili. Belgede aynen şöyle yazıyor: Mehmet Kocabaş (Eski ANAP milletvekili) Çakıcı’ya telefon ederek “Mehmet Ağar lehine ifade veren çocuklar için 60 bin dolar” verilmesini istiyor. Çakıcı da bunun üzerine ben göndereyim diyor ve ödüyor…”
Yine Çakıcı’yla ilgili bir başka not ise şöyle: “Türk Ticaret Bankası olayında (Alaattin) Çakıcı, Kamuran Çörtük’e vazgeçmesi için çocukluk arkadaşı olan Mustafa Kefeli’yi gönderdi. Bu olaya karşılık Kefeli, Çakıcı’dan Futbol Federasyonu’nun feshedilmesini sağlamayı taahhüt etti. Kefeli, Çörtük’ü vazgeçirince Alaattin, şimdi federasyon üyelerini tehdit etmeye başlamış.
Mafyanın boyutu… Halit Cıngıllıoğlu’ndan Çakıcı, para istiyor. Halit C, Cumhurbaşkanına gidiyor…”
Kasetler gizli kalacak
İddianamede Avcı’nın 2000 yılından önce yaptığı 225 telefon dinlemesine ait kayıtlar da yer alıyor. Savcılık, kişilerin özel hayatıyla ve işleriyle ilgili konuşmalarının yer aldığı kaset çözümlerini telafisi mümkün olmayan mağduriyetler yaratacağı için iddianameye koymadı. Ayrıca bu konuşmaların tapeleri ek delil olarak da konulmayacak.
İstihbaratın eski şefi
Hanefi Avcı, Susurluk kazası döneminde Emniyet İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapıyordu. 4 Şubat 1997’de Susurluk skandalını araştıran TBMM komisyonuna verdiği ifadede devlet içinde çete kurulduğunu ileri sürdü ve Mehmet Ağar, Korkut Eken, Veli Küçük gibi isimler hakkında suçlamalarda bulundu. 28 Şubat sürecindeki tavrı ve daha sonra bir televizyon programında söylediği sözler nedeniyle yavaş yavaş geri hizmete çekildi. Eskişehir İl Emniyet Müdürlüğü yaptığı sırada ‘Haliç’te Yaşayan Simonlar’ adlı kitabı çıktı. Ağustos 2010’da çıkan kitabında Gülen cemaatinin emniyet teşkilatında örgütlendiğini savundu. Avcı, Devrimci Karargâh örgütüne yardım ve yataklık etmek suçlamasıyla 28 Eylül 2010’da tutuklandı.
En derin kaset arşivi
Hanefi Avcı Haliç’te Yaşayan Simonlar kitabı çıktıktan bir ay sonra gözaltına alındığında Eskişehir’deki makam odasında da arama yapılmıştı. Bu aramada 28 Şubat ve Susurluk sürecine ait dinleme kasetlerinin bulunduğu öne sürülmüştü. Aralarında dönemin siyasileri ve gazetecilerin de bulunduğu 53 kişinin özel görüşmelerinin bu kasetlerde olduğu görülmüştü. Kasetlerle ilgili olarak adliyeye çağırılan bu kişilerden ikisi dışında herkes şikâyetçi olmuştu. Hanefi Avcı ise makam odasını çok önceden tamamıyla boşalttığını ve bu kasetlerin kendisinin olmadığını, kendisine komplo yapıldığını savunmuştu.
Susurluk davası sanığı
Eski Emniyet Genel Müdürü ve İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın ismi özellikle Susurluk kazasından sonra karanlık ilişkilerle gündeme gelmişti. Susurluk davasında mahkûm olanların pek çoğuyla yakın ilişkileri vardı. Kumarhaneler Kralı Ömer Lütfi Topal’ı öldürmekle suçlanan Susurluk hükümlüsü Özel Harekât polislerinin dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın emriyle gözaltına alındıktan sonra serbest bırakıldıkları iddia edilmişti. Milletvekili dokunulmazlığı, eski vali olması nedeniyle uzun süre yargılanmadı. Kasım 2008’de ‘Emniyet Genel Müdürü olduğu dönemdeki suçlamalarla ilgili yargılanmaya başlandı. Cürüm işlemek için silahlı teşekkül meydana getirmek, gıyabi tutuklu sanık Abdullah Çatlı’nın gizlenmesine yardım etmek; Çatlı ve Yaşar Öz’e silah taşıma belgesi ve yeşil pasaport verilmesini sağlayarak görevi kötüye kullanmakla suçlandı. Dava devam ediyor.
Hükümet düşürmüştü
Çete lideri Alaattin Çakıcı’nın adı Susurluk döneminde sıklıkla gündeme geliyordu. 1 Mayıs 1997’de Flash TV’de canlı yayına telefonla katılan Çakıcı, Türk Ticaret Bankası’nın Erol Evcil’e satışı için Özer Uçuran Çiller’in, 20 milyon dolar komisyon istediğini söyledi. Adı çok sayıda suça karışan Çakıcı 17 Ağustos 1998’de Fransa’da yakalandı. Yakalandıktan sonra ortaya çıkan telefon görüşmeleri, Korkmaz Yiğit tarafından satın alınan Türkbank ihalesinin durdurulmasına, ANAP’lı bakan Eyüp Aşık’ın bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifasına ve 56. hükümetin düşmesine sebep oldu. Çakıcı’nın telefon kayıtlarında Mehmet Ağar’dan sıklıkla söz ediliyordu. Çakıcı halen cezaevinde.
(Abdullah Kılıç / RADİKAL)