TBMM Başkanı Cemil Çiçek, partilerin grup toplantılarında yaşanan görüntülere işaret ederek, “Hele hele son toplantılarda atılan sloganlar, yuh çekmeler, halaylar başka türlü neredeyse Meclis gazinoya dönüşür hale geldi. Yarın ümit etmediğimiz arzu etmediğimiz ‘ya nasıl oluyor da bu Meclis çatısı altında bu sloganlar atılıyor’ diye bir kısım provokasyonlara, sıkıntılara maruz kalırız” uyarısını yaptı.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TBMM’de 24. Dönem 3. Yasama yılına ilişkin düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
HEPİMİZİN HEDEFİ ANAYASA
Bir basın mensubunun, “Başbakan’ın yeni anayasa konusunda 48 madde konusunda yaptığı bir teklif vardı, buna nasıl yaklaşıyorsunuz?” sorusuna Çiçek, “Yola çıkarken hepimizin hedefi yeni bir anayasanın yapılmasıdır” dedi.
Anayasanın bütünlüğünün kalmadığı, dengelerinin bozulduğu, felsefesi ve öncülüklerinin ise günün ihtiyaçlarına cevap vermediği konusunda herkesin ittifak halinde olduğunu belirten Çiçek, şöyle devam etti:
“Ama bu kadar çabaya bu kadar gayrete rağmen geldiğimiz nokta tatminkar değildir. 48 madde yerine keşke 98 madde de anlaşsaydık 128’de anlaşsaydık. Mümkünse tamamında anlaşabilseydik. Ama bu işin içerisine girdikçe ne kadar zor olduğunu hep beraber daha fazla görüyoruz. Yapılan açıklamalar değerlendirmeler işimizi çok da kolaylaştırmıyor. Bize düşen dışarıdaki bu tartışmaların dışında kalarak ki bunu daha başlangıçta kabul ettik, Türkiye’de ki tartışılan konuları, partilerin birbirlerine bakışlarını, demeçlerini o anayasa uzlaşma komisyonunda öncelikli konu olarak kabul etmeksizin bize verilen özel bir görev var bu görevi yapalım diye, halen uğraşıyoruz.
Bu yaz tatilinde de arkadaşlarımız çalışıyor.
“MEVCUT TARTIŞMALARA TARAF OLDUĞUMUZ TAKDİRDE BİRAZ DAHA İŞİMİZ ZORA GİRER”
Bu çalışmaları belli bir noktaya getirelim. Biz bu bilgileri siyasi partilerimize sunuyoruz. Biz ürün ortaya koymaya çalışıyoruz. Bizim şu safhadaki görevimiz budur. Mevcut tartışmalara taraf olduğumuz takdirde bu çalışmalardan zaten yeteri kadar netice alamadık madde sayısı itibarıyla biraz daha işimiz zora girer. Onun için kişisel görüşüm var ama onu müsaade ederseniz onu burada bugün söylemeyeyim.”
İÇ POLİTİKA KONUSU DEĞİL
Bir basın mensubunun Lice’deki olayı hatırlatarak, “Siz bu tabloyu nasıl görüyorsunuz?” sorusuna TBMM Başkanı, “Türkiye’nin en önemli sorunlarından bir tanesi terör sorunudur. Biz çözeceğiz. Ama bu sorunun çözülmesini istemeyenler de isteyenlerden çok daha fazladır. En başta göz ardı ettiğimiz husus terörün dış bağlantılarıdır. Terör konusu bir iç politika konusu değildir” diyerek şöyle devam etti:
“Bir kısım çevrelerden bu süreç başarılı olmasın diye yoğun bir çabanın olduğunu da görmemiz gerekiyor. Bu sürece katkı verdiğini söyleyenlerin de sorumlu davranması gerekir. Bir taraftan çözüm süreci isteyip bir taraftan demokrasi deyip hak ve özgürlükler deyip öbür taraftan demokrasiyle, hakla, özgürlükle bağdaşmayacak sorumsuzluklardan kaçınması gerekir. Aksi takdirde bu beyanların içi boş beyanlar olur.”
KINAMAKTAN BIKKINLIK GELDİ
Bir soru üzerine Çiçek, “Parlamentolar demokrasinin mabedidir denir. Ben dünyanın hiçbir mabedinde küfür edildiğini görmedim. Eğer demokrasinin mabediyse burası ve buna inanıyorsak bu küfürleri ben bir yere koyamıyorum. Onun için göreve geldiğim günden bu tarafa demin söyledim 110 sayfa 27 Şubat’a kadar hava raporu yayınlar gibi yakışıksız bir kısım sözleri kınamaktan emin olun ben artık bıkkınlık geldi. Her gün filancanın sözüne karşı bu çok doğru olmadı, bu ayıp oldu demek. Bu çok doğru olmuyor. Şimdi teknolojik imkanlar da kullanılmaya başlandı. En ağır eleştirileri bile kimseyi kırıp dökmeden söyleme imkanı var.
Meclis’te İçtüzüğe aykırı davranışlarda bulunan dünya parlamentolarında ne varsa arkadaşlarımız gitti, baktı. Evet İçtüzük yapılabilirse bir müeyyide koymak, bu bile bana ağır gelir. Milletin vekillerini uygun konuşmadı, uygun davranmadı para cezası vesaire filan” diye konuştu.
YASAMA ORGANLARI YARGININ YERİNE GEÇEREK KARAR YAZAMAZ
Tutuklu milletvekillerine ilişkin soruya Çiçek, 3. Yargı Paketi’nde adli kontrol ile önemli bir imkanın getirildiğini belirterek şöyle dedi:
“Biz yasama organı olarak size önemli bir imkanı getirdik, o da adli kontroldür. Gelin hemen tutuklayıp ileride mağduriyetlere sebebiyet vermek yerine mecbur değilseniz bunun şartlarını iyi değerlendirin adli kontrol sistemini çalıştırın, eğer tutuklama gerekecekse hükümle beraber tutuklayın. Tutukladığınızı sonra beraat ettirmek yerine adli kontrolü kullanarak yargılamasını yapın, sonuçta suçluluğu sabit olursa hükümle beraber tutuklayın, bu bizim baştan beri söylediğimiz yasama organı olarak o tedbiri neden aldığımızın gerekçesi olarak bunu ifade etmeye çalıştık. Maalesef o günden bu güne bu soruna yargı ya davayı bitirerek veya ceza muhakemesindeki bu ve benzeri imkanlardan istifadeyle bir çözüm getirilemedi.
Yasama organları yargının yerine geçerek karar yazamaz. Biz ancak kuralı koyarız. Gerekçesini söyleriz. Ama bunun yerine geçip filanca davanın falanca davanın kararını biz yazamayız. Onu yazacak olan yargıdır.”
EN EVVEL DEĞİŞMESİ GEREKEN NOKTALARINDAN BİR TANESİ 83. VE 14. MADDEDİR
Anayasaya işaret eden Çiçek, “Anayasada yanlış kurallar duracak, siz o kuralların varlığını sürdürmeye devam edeceksiniz ama öbür taraftan da karşılaştığınız olaydan doğru bir sonuç bekleyeceksiniz. Maalesef 83 ve 14. madde anayasanın kaldı ki, bu tutuklu milletvekilleri meselesi seçim öncesi de gündeme geldiğinde bir kısım hukukçular dedi ki bu 83 ve 14. madde değiştirilmeden siz bir kısım yasal düzenlemelerle bu sorunu çözemezsiniz. Bu anayasanın en evvel değişmesi gereken noktalarından bir tanesi 83 ve 14. maddedir” dedi.
BEN İHTİYAÇLARI KOYUYORUM
Bir basın mensubunun, “48 maddenin içerisine 14. ve 83. madde dahil edilebilir mi?” sorusuna TBMM Başkanı, “Şimdi 48 madde olmasın diye açıklama var. Bu benim yetkimde olan bir şey değil. Ben ihtiyaçları koyuyorum” diyerek şöyle devam etti:
“Biz bu ürünleri bu ihtiyaçları ve imkanları ortaya koyarız. Geri kalanı siyasi partilerimizin kendi aralarındaki ilişkiler meselesidir. Partilerimiz arasında çok yakın bu manada bir işbirliği bir diyalog yok. Diyalog eksik olunca sizin aracılığınızla herkes birbirine bir şey söylemeye çalışıyor. Keşke yeni diyaloglar başlatılabilse. Maalesef diyalog yok. Bayramlar bile bizim bir araya gelmemize imkan vermiyor.
BOHÇANIN DÖRT UCU BİR ARAYA GELMEDİ
Daha çok bir araya gelebilsek birçok sorunu çözebileceğiz. Ama böyle bir imkan siz de görüyorsunuz ki çok fazla yok.
birçok çabanın, gayretin içerisinde olduk ama bohçanın dört ucu bir araya gelmedi.”
“Vekillerin odalarında sigara kullanımına ilişkin bir yaptırım olacak mı?” sorusuna Çiçek, “Sigara yasağını biz getirdik. Kuralı biz koyuyoruz. Sonra biz kendimiz uymuyoruz eğer böyle bir şey varsa, bir iki şikayet geldi bana, sigarayla ilgili olarak. Ben de arkadaşlarıma onu yazılı olarak SMS olarak gönderdim. Bu çok doğru değil” dedi.
HÜKÜMET TAYİN EDECEKTİR
“BDP’nin bayramdan sonra Meclis’in olağanüstü toplanması konusundaki çağrısına ne diyorsunuz?” sorusuna TBMM Başkanı, “Meclis olağanüstü toplanabilir mi, İçtüzük’te var, toplanabilir ama şu an Meclis’in gündeminde bize gelmiş herhangi bir paket, tasarı, teklif söz konusu değil. Şu anda gündemde olanlar için ise olağanüstü toplanmayı gerektirecek bir kanun tasarısı veya teklifi yok. Gelir ise ihtiyaç varsa onu bilemiyorum, hükümet tayin edecektir” yanıtını verdi.
MECLİS GAZİNOYA DÖNÜŞÜR HALE GELDİ
Grup toplantılarına ilişkin bir soruya TBMM Başkanı, “Grup toplantıları bu kompozisyonda devam ederse hiç arzu etmediğimiz sıkıntıları yaşarız önümüzdeki dönemde. Siyasi partilerimizin grup toplantıları Grup İç Yönetmeliklerine uygun değil. Çünkü grup toplantılarının asli unsuru milletvekilleridir. Maalesef iç yönetmeliğe uygun bu toplantılar gerçekleşmiyor. Giderek çok katılımlı basın toplantılarına dönüşüyor. Hele hele son toplantılarda atılan sloganlar, yuh çekmeler, halaylar başka türlü neredeyse Meclis gazinoya dönüşür hale geldi. Yarın ümit etmediğimiz arzu etmediğimiz ya nasıl oluyor da bu Meclis çatısı altında bu sloganlar atılıyor diye bir kısım provokasyonlara, sıkıntılara maruz kalırız. 1 Ekim’den itibaren ne olur sayın genel başkanlarımız sayın parti yöneticilerimiz bu kompozisyonunda grup toplantıları yaptıkları takdirde yarın kendilerinin de üzüleceği görüntülere, sıkıntılara, eylemlere şahit olabiliriz” diye uyardı.
“Yeni binada çalışan işçilerin paralarının ödenmediği ifade ediliyor, ne diyorsunuz?” sorusuna Çiçek, “Meclisimizde bir inşaat yapılıyor ama bunun sorumluluğu biz de değil Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oranın ihalesini yapmış oluyorr, her türlü sorumluluk ondadır. Bize düşen sadece para ödemektir. Biz ilgili bakanlığın bütçesine bu parayı aktarıyoruz. Biz paraları hiç geciktirmeden ilgili bakanlığa aktarıyoruz” yanıtını verdi.
Haberin Devamı