Gazete Vatan Logo

Meçhul ihbarcı subayı bulun!

3 ihbar mektubu ile ilgili savcılığa başvurdu

“İrtica ile Mücadele Eylem Planı” davasında yargılanan Dursun Çiçek’in kızı ve avukatı İrem Çiçek, babasının tutuklanmasına neden olan 3 ihbar mektubu ile ilgili savcılığa başvurdu. Çiçek ihbarlardaki tuhaflığa da dikkat çekti.

Dursun Çiçek avukat kızı İrem Çiçek aracılığıyla savcılığa sunduğu suç duyurusu dilekçesinde hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan davada, sahte olduğu çok sayıda yasal delil ile ispatlanmış olan “irtica ile mücadele yazısını” yazmak suçundan yargılandığını belirtti. Çiçek, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gönderilen e-posta ihbarı ile soruşturma savcılığına gönderilen üç ayrı ihbar mektubunun hakkındaki suçlamalara ve iftiralara kaynak gösterildiğini belirtti.

İhbar mektubunun 29 Haziran 2009 tarihinde İstanbul Emniyet Muhabere Elektronik Şube Müdürlüğü’ne gönderildiğini ve gönderenin meçhul olduğunu belirten Çiçek, mektubun 200’e yakın kişi hakkında farklı ve ayrıntılı bilgiler içerdiğinin altını çizerek “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, hakaret, iftira ve adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlarının alenen işlendiğini söyledi.

Bilgiler çelişkili

Dilekçede, Serkan Çakır isimli bir kişi tarafından 30 Eylül 2009 tarihinde Ankara’dan soruşturma savcısı Zekeriya Öz adına İstanbul Beşiktaş Adliyesi adresine bir ihbar mektubu gönderildiği ve 5 sayfalık mektubun savcılığa 16 Ekim 2009 tarihinde ulaştığı belirtildi. Ankara’dan bir postaneden gönderdiği iddia edilen mektubun zarfı üzerindeki bilgilerin okunaklı olmadığı ve çelişkili olduğu anlatıldı. Dilekçede, PTT yetkililerinin mahkemeye gönderdiği cevaba göre mektubun Ankara’dan Beşiktaş’a posta ile 110 kuruşa gönderilmesi ve 16 günde alınmasının gerçeklere aykırı olduğunun ifade edildiği belirtildi.

İkinci ihbar mektubu şaibeli

Çiçek dilekçesinde, zarf ve taklit imzalı “İrtica ile Mücadele Eylem Plan”ı dahil hiçbir eki üzerinde kendisinin parmak izinin bulunmadığını, şüphelinin yazdığı bilgilerin çok çelişkili olduğunu belirtti. Çiçek, ihbarcının Serdar Yılmaz adı ile Ankara Kızılay adresinden “sayın Zekeriya Öz, Çırağan Caddesi Ağır Ceza Mahkemesi, Beşiktaş İstanbul” adresine 4 Kasım 2009 tarihinde ikinci ihbar mektubunu gönderdiği anlatırken, zarf üzerindeki bilgilerin okunaklı olmadığını ve şaibeli olduğunu vurguladı.

3. ihbar mektubu

Çiçek dilekçede Haydar Esmer tarafından gönderildiği ileri sürülen “sayın Adalet Bakanım” ifadesi ile başlayan bir sayfalık üçüncü bir ihbar mektubunun ise zarf ve diğer bilgilerinin bugüne kadar temin edilemediğini söyledi. Çiçek, ihbarın Adalet Bakanlığı Ceza İşleri genel Müdürlüğü’nün 6 Ocak 2010 tarihli yazısı ile “Sayın Turan Çolakkadı” İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili” adresine ismen gönderildiğinin tespit edildiğini ve mektubun isimsiz, imzasız ve tarihsiz olduğunu anlattı.

Çiçek dilekçede farklı tarihlerde ve farklı isimli kişiler tarafından gönderildiği iddia edilen ikinci ve üçüncü ihbar mektuplarının ikinci kez tutuklandığı 11 kasım 2009 tarihinde Beşiktaş Adliyesine geldiğini ve zarfların aynı gün yetkisiz kişilerce açıldığını hatırlattı. Açılan zarfların kayıtlarda bulunmaması, Çukurambar PTT kamera kayıtlarının silinmesi ve gecikme nedeniyle zarflarda tükürük testinin yapılmamasının gerçekte delil karartmayı amaçlandığını beilrten Çiçek, adalet hukuk beklentilerini tükettiğini vurguladı.

AİHM’e başvururuz

Çiçek kendisine ve oğluma yönelik hakaret ve iftiralarda bulunan iftiracının tespiti, yakalanması ve haklarında yasal işlemlerin yapılmasını talep ederek aksi takdirde iç hukuk yolları tükenmiş olacağından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurma zorunluluğu doğacağını ifade etti.

Haberin Devamı