Mahkemenin Balyoz kararı!
‘Hasta olmaları hapiste kalmalarına engel değil’
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Eylül ayında karara bağlanan Balyoz davasında 250’si tutuklu 365 sanıktan 325’i 20 yıl ile 13 yıl arasında değişen cezalar aldı. Verilen kararın ardından tutuklu sanıklar için tahliye kararı vermeyen mahkeme 59 sanık hakkında da tutuklama kararı çıkardı. Verilen bu tutuklama ve tutukluluk hallerinin devamına ilişkin karara sanık avukatları itiraz ederek itiraz dilekçelerini bir üst mahkeme olan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verdi. İtirazları değerlendiren mahkeme yapılan tüm itirazları reddetti.
Tutukluluk hallerine devam kararı verilen aralarında emekli Orgeneral Çetin Doğan ve Orgeneral Bilgin Balanlı’nın da bulunduğu 250 tutuklu sanık ve haklarında tutuklama kararı çıkarılan 59 sanığın itirazlarını değerlendiren mahkeme kararında, avukatların yakalama kararlarına itirazını yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirterek yargılama sırasında ortaya çıkan yeni deliller karşısında mahkemenin tutuklama yerine geçmek üzere yakalama kararı çıkartmasının mümkün olduğunu belirtti.
Sağlık durumları engel değil
Sağlık durumu nedeniyle tahliye talebinde bulunan sanıkların olduğu hatırlatılan kararda hasta olmanın tutuklamaya engel olmadığı belirtilerek “Sanıkların sağlık durumlarının tutukevinde kalmaya engel nitelikte olup olmadığı yönündeki değerlendirmenin, buna ilişkin sağlık kurulu raporuyla birlikte yargılamayı sürdüren mahkemesince yapıldığı ve sağlık durumu da dikkate alınarak tutuk halinin devamı yönünde verilen kararın, sağlık durumunun tutuklamaya ya da tutuk halinin devamına engel nedenler arasında olmaması sebebiyle yasaya aykırı olmadığı değerlendirilmiştir” ifadeleri kullanıldı.
Mahkeme kararının sonunda, “Sanıkların sabit görülen eylemleri sebebiyle verilen cezanın miktarı, mahkum olunan suçların CMK 100/3 maddesinde tutuklama nedenleri var kabul edilen suçlardan olması ve bir kısım sanıkların yargılama aşamasında olduğu gibi karar sonrası kaçmaya yönelik eylemlerde bulunması da nazara alındığında tutukluluk halinin devamını, tutuklamayı ya da yakalama emri çıkartılması gerektiren şartların geçerliliği sürdüğü, sanıklar hakkında CMK 109 maddesinde düzenlenen adli kontrol hükümlerinin uygulamasının yetersiz kalacağından” ifadelerini kullanarak tutuklama kararlarına itiraz eden tüm sanıkların taleplerini reddetti.