‘Mahir’in emanetini HDP’ye teslim'
Baluken, Öcalan’ın değerlendirmelerini açıkladı
İmralı’ya giden heyette Pervin Buldan ile birlikte yer alan BDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Öcalan’ın değerlendirmelerini Özgür Gündem gazetesine anlattı.
İçeriye ilk girdiklerinde Öcalan’ın “Selahattin bey (Demirtaş) gelmedi mi? Neden böyle bir şey oldu? Tekrar heyete müdahale mi ettiler?” diye sorduğunu anlatan Baluken, bir hekim olarak Öcalan’ın sağlık durumunu iyi gördüğünü söyledi.
Üçüncü güç devrede olmalı
Öcalan’ın BDP ve KCK’ya, “Devlet ve AKP’den beklenti içinde olmayın. Bu yanılgılıdır. AKP’ye, devlete bakarak, bu adımı atarsa çözüm gelişir, atmazsa gelişmez yaklaşımı aşılmalıdır. Büyük halk gerçeğiniz var. Çok şey yapabilirsiniz” dediğini aktaran Baluken, Öcalan’ın sürecin, gelinmesi gereken aşamanın çok uzağında olduğunu ifade ettiğini belirterek, “Bunu da AKP’nin duyarsız yaklaşımına, seçime yönelik faydacı bir tutum ortaya koymasına ve bütün süreci tek taraflı müzakere sürecini işletmeden bahşetmiş bir pozisyonda götürmüş olmasına bağlıyor” dedi.
Öcalan’ın sürecin kendi rolünü ve misyonunu tamamladığını ifade ettiğini ve “Devlet yasal zemini hazırlamadan çalışma yapamaz” dediğini aktaran Baluken Öcalan‘ın üçüncü bir gücün devrede olmasını istediğini, bunun da Akil İnsanlar Komisyonu ya da Hakikatleri Araştırma Komisyonu şeklinde olabileceğini söyledi.
Paralel devlet
Öcalan’ın “Bundan sonraki yaklaşım devletin benim önerilerime vereceği cevapla şekillenecek” dediğini aktaran Baluken Öcalan’ın görüşmenin önemli bir bölümünü “paralel devlet” konusuna ayırdığını söyledi. Baluken, görüşme sırasında devlet yetkilisine dönerek “bunun bir paralel devlet faaliyeti olduğunu fark etmiyor musunuz?” dediğini anlattı.
Baluken, Öcalan’ın HDP’den söz ederken heyecanlı olduğunu belirterek, “Ben Mahir Çayan’ın çizgisiyle, onun sempatizanlığıyla başladım bu mücadeleye. 40 yıldır Mahir’in çizgisinin kavgasını yürütüyorum. Mahir’in bana verdiği bir emanettir ve ben 40 yıllık süre içerisinde bu emaneti kavga boyutu ile en iyi şekilde yerine getirmek için uğraştım. Şu anda da bu emaneti teslim ediyorum” dediğini söyledi.
Kürt sorununa değinmemişti
1968 kuşağının gençlik liderlerinden olan Mahir Çayan, aynı zamanda Türkiye’de radikal solun en önemli isimlerinden. 1972’de Kızıldere’de 9 arkadaşıyla öldürülen Çayan’ın THKP-C adlı örgütü ve yazıları özellikle 70’li yıllarda solun en önemli ilham kaynaklarından biriydi. Ancak bu yıllarda solun bir kesimi Mahir Çayan’ı Kürt sorununa hiç değinmemek, Misak-ı Milli’yi savunmak ve kemalist olmakla da eleştirdi.