Gazete Vatan Logo

‘Lütfen Haberal’ı bırakın’

Pakistan’ı ziyaret eden Başbakan Erdoğan’a Pakistanlı doktorlardan Haberal çağrısı geldi...

‘Lütfen Haberal’ı bırakın’

Başbakan Erdoğan’ın Pakistan temasları sırasında ülkenin en ünlü doktoru Abidul Hasan Rizvi’nin önderliğindeki Pakistanlı doktorlardan ilginç bir talep geldi. Prof. Rizvi, Başbakan Erdoğan’a ilettiği mektupta yakın arkadaşı olan Pakistan’da sağlık hizmetlerinin gelişmesine büyük katkıda bulunduğunu söylediği Başkent Üniversitesi Profesörü Mehmet Haberal’ın serbest bırakılmasını istedi. Pakistan Organ Nakli Topluluğu’nun da başkanlığını yürüten Prof Rizvi’nin internette tam metni yayınlanan mektubunda şu ifadeler yer aldı:

İşte o mektup

Ekselansları Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2009 yılından bu yana tutuklu bulunan Mehmet Haberal’ın halen cezaevinde bulunması insan haklarına aykırıdır. Kardeş ülkemiz Türkiye, demokrasinin ve adalet geleneğinin güçlü olduğu bir ülkedir. Ancak Türkiye’de şu an binlerce organ nakil hastası sayın Haberal’dan mahrum durumdadır. Prof. Haberal, bölgede organ nakilleri konusunda çok önemli katkılar yapmış bir isimdir. Kendisini bir dost olarak anmaktan gurur duyuyoruz. Kendisi birçok kez Karaçi’yi ziyaret etmiş, doktorlarımıza böbrek ve karaciğer nakilleri konusunda çok değerli eğitimler verilmesine aracı olmuştur. 2005’teki Pakistan depremi sırasında deprem bölgesine ilk yardım uçağını gönderen kişidir. Onun sayesinde Muzafferabad kentinde her gün 4 bin kişiye diyaliz hizmeti verebilen bir merkez kurulabilmiştir.
‘Lütfen Haberal’ı bırakın’
‘İçişlerinize karışmayız’

Ekselansları, lütfen bunu insanlık adına aciz bir talep olarak kabul edin. Ülkenizin içişlerine karışmak gibi bir niyetimiz yok. Ancak Prof. Haberal’ın 20 yıldır tanıyan doktorlar olarak biz onun çok büyük bir doktor olduğunu ve en yakın sürede özgürlüğüne kavuşmaya hakkı olduğuna inanıyoruz.

‘Halkın iradesinin karşısında durulmaz’

Başbakan Erdoğan Pakistan Parlamentosu ve Senatosu’nun ortak oturumunda konuştu. Başbakan Erdoğan, demokrasi vurgusunu öne çıkardığı konuşmasına, parlamentonun millet iradesini yansıtan başlıca kurum olduğunu söyledi. Konuşmasında İslam dünyasının sorunlarına da değinen Erdoğan,”Tunus’ta başlayan süreç, Mısır’da, Yemen’de, Filistin’de, Suriye’de devam eden süreç, Irak’taki gelişmeler, bütün bunlar, eğer güçlü bir İslam dünyası olursa bunları barışla çözme imkanımız olacaktır. Burada ciddi bir sorumluluğumuzun olduğuna inanıyorum. Onun için halkın iradesini saygın, hakim irade olarak görüyoruz. Zira halkın iradesinin karşısında durulmaz. Tarihin demokrasi yönündeki akışı demokrasiye intibak edemeyen devletleri er ya da geç süreçlerin dışında bırakacaktır. Demokrasi dünyanın hiçbir köşesinde kolay elde edilmemiştir. Mücadele zorlu, menzile giden yol engellerle doludur. Bu engelleri aşmanın yolu hiçbir şekilde yılmadan, yorulmadan mücadele etmektir. Demokrasilerde muhalefet en az iktidar kadar önemlidir. Muhalefetin tek amacı iktidarı sınırsızca eleştirmek, onu bir an önce iktidardan uzaklaştırmak olamaz” dedi.
‘Lütfen Haberal’ı bırakın’
Sıralara vurdular

Başbakan Erdoğan’ın konuşması sırasında Pakistanlı parlamenter ve senatörler sıralara vurmaya başladı. Erdoğan bu nedenle sık sık konuşmasına ara vermek zorunda kaldı. Pakistan’da takdiri ifade etmek için alkışlamak yerine genellikle sıralara vuruluyor.

Erdoğan'ı sıralara vurarak takdir ettiler

Başbakan Tayyip Erdoğan resmi temaslar için gittiği Pakistan'da parlamento kürsüsüne çıktı. Erdoğan'ın konuşması sık sık milletvekillerinin sıralara vurması nedeniyle bölündü. Pakistan'da takdiri ifade etmek için alkışlamak yerine genellikle sıralara vuruluyor.

Erdoğan, parlamentoda yaptığı konuşmada, Pakistan'ın demokrasi geleneğine sahip örnek bir ülke olma yolunda ilerlediğini belirterek, "Pakistan'da istikrarının yakalanması, bölgemizde barış ve güvenliğin sağlanması bakımından hayati önemdedir. Muhalefetin esas görevi, iktidarı sınırsızca eleştirmek değildir. Yanlış yapılıyorsa, doğrusunu söylemektir. Yapıcı bir muhalefet, demokrasinin olmazsa olmazıdır" dedi.



Başbakan, TSK ile Pakistan Silahlı Kuvvetleri arasındaki güçlü bağların, ikili ilişkilerin özel bir boyutunu oluşturduğunu da ifade etti.

Erdoğan, "Pakistan, terörle mücadelesinde yalnız değildir. Bu haklı mücadelenizde her zaman yanınızda olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

"HALKA SAYGI DUYMAK, SİZE SAYGI GETİRİR"

Erdoğan şöyle devam etti: "Pakistan'la Türkiye bölgenin iki güçlü ülkesidir. Pakistan ve Türkiye olarak dayanışma içinde olacağız. Şu anda İslam dünyasında olanları görüyoruz, takip ediyoruz. Bütün bunlar güçlü bir İslam dünyası olursa, inanıyorum ki bunları da barışla çözme imkanımız olacaktır. Halkın talebi karşısında durulmaz. Pakistan halkı ne istiyorsa, ona saygı duymak size de saygıyı getirir."

Başbakan Erdoğan'ın ardından konuşan Pakistanlı mevkidaşı Yusuf Rıza Gilani ise, "Sayın Erdoğan'ı dostlukla kucakladığımı ifade etmek isterim. Sel felaketinin ardından yapmış olduğu ziyaret ve vermiş olduğu destekten ötürü kendisine teşekkür ederim. Yaşasın Pakistan-Türkiye dostluğu!" dedi.

MUHALEFETTEN YEMEK BOYKOTU

Pakistan ana muhalefet partisi ise Gilani’nin Erdoğan şerefine vereceği akşam yemeğini boykot edeceğini açıkladı. Boykotun amacı, Gilani’yi Erdoğan’ın önünde küçük düşürmek.

Navaz Şerif liderliğindeki Pakistan Müslüman Birliği – Navaz (PML-N) Basın Koordinatörü Asım Niyazi, AFP'ye yaptığı açıklamada, “Partimizden hiç kimse yemeğe gitmeyecek. Çünkü biz Gilani’yi başbakan olarak tanımıyoruz” dedi.

PML-N’den üst düzey bir isim, muhalefetin buna karşın Erdoğan'ın konuştuğu parlamento oturuma katılacağını belirterek, “Erdoğan bizim şeref konuğumuz” diye konuşmuştu.

GÖREVDE HÜKÜM GİYEN İLK BAŞBAKAN

Gilani, İsviçreli yetkililerden Devlet Başkanı Asıf Ali Zerdari hakkında yolsuzluk davasını yeniden açmasını talep etmediği için, 26 Nisan’da Pakistan’ın görevdeyken hüküm giyen ilk başbakanı olmuştu.

Gilani, devlet başkanı Zerdari’nin dokunulmazlığı olduğunu belirterek, bu konudaki kararını savunmuştu.

PML-N, Gilani’nin istifasını talep ederek hükümlülüğünün başbakan olmasına engel olduğunu ifade etmiş ve erken seçimlere gidilmesini istemişti.

KARA PARA AKLAMA İDDİASI

Zerdari hakkındaki suçlamalar 1990’lı yıllara dayanıyor. Zerdari ile eşi Benazir Butto’nun o dönemde İsviçre’deki banka hesaplarında 12 milyon dolar kara para akladığı iddia ediliyor. Çiftin bu kadar parayı gümrük denetleme anlaşmaları karşılığında aldığı rüşvetlerle sağladığı öne sürülüyor.

İsviçre davayı 2008 yılında, Zerdari’nin devlet başkanı olmasının ardından rafa kaldırmıştı.

İŞTE ERDOĞAN'IN KONUŞMASI...

MUHALEFETİN TEK AMACI İKTİDARI ELEŞTİRMEK OLAMAZ


Arkasında halkın desteği olan bir parlementonun başaramayacağı bir şey yoktur. Millet iradesinden alınan güç millete hizmet için kullanılmalıdır. Türkiye'nin bugünkü ekonomik, siyasi performansının ardından kapsamlı hukuki ve ekonomik reformlar yatmaktadır.

İktidara halkın verdiği çok büyük sorumluluktur. Demokrasilerde muhalefet önemlidir. Muhalefetin tek amacı iktidarı eleştirmek olamaz. Muhalefetin amacı yanlış yapılıyorsa doğrusunu söylemektir.

TÜRKİYE PAKİSTAN'I HERZAMAN KARDEŞ BİLDİ

Türkiye olarak tarih boyunca Pakistan'ı kardeş ülke, Pakistan halkını kardeşlerimiz bildik. Pakistan'ın acısını acımız, sevincini sevincimiz bildik.Bugün aramızdaki kardeşlik tarihi olayların pekiştirdiği kardeşliktir.

Biz burada kendimizi evimizde hissediyoruz. Kendimizi akrabalarımızın yuvasında hissediyoruz.Bu özel bağ bizlere ülkelermiz arasındaki ilişkileri her alanda güçlendirme sorumluluğu da yüklüyor.

Aramızdaki dayanışmanın emsali yoktur. Ülkelerimiz arasındaki ekonomik ve ticari ilişkilerin ivme kazanması için elimizden geleni yapacağız.

PAKİSTAN TERÖRLE MÜCADELEDE YANLIZ DEĞİLDİR

Ticaretimizi 2 milyar dolara çıkartacağız. Eğitimde işbirliğini daha iyi seviyeye taşımalıyız. Pakistan'ın terör ile mücadelesini biliyoruz. Pakistan terörle mücadelesinde yanlız değildir. Terörün acısını yaşayan bir ülke olarak yanınızda olmaya devam edeceğiz. Biz bölgeye huzur ve istikrar gelmesi için her şeyi yapıyoruz.

Pakistan Afganistan'da yaptığı her katkıyı ilgi ile izliyoruz. Pakistan ve Türkiye bölgenin iki güçlü bölgesidir. Bölgesel ve küresel barışa katkı sağlayan ülkeleriz.

HALKIN İRADESİNİN KARŞISINDA DURULMAZ

Dayanışma bizim kardeşliğimizin gereğidir.Bizi bağlayan bağ inananlar kardeştir ilkesidir.Bu lafla değil uygulamayla olacak. Uyulamayı birbirimize göstermek zorundayız.

Üzülerek söylüyorum İslam dünyasında olanları takip ediyoruz. Tunus'ta başlayan Suriye'de Yemen'de devam eden süreç... Güçlü İslam dünyası olursa bunları da barışla çözme imkanımız olacaktır. Burada ciddi sorumluluğumuz olduğunu düşünüyorum. Halkın iradesinin karşısında durulmaz. Halkın iradesini saygın hakim irade olarak görüyoruz.

Haberin Devamı