Lady Diana söz vermişti!
37 yıl sonra Türkiye'ye gelmeye hazırlanan Şivan Perwer'in hayatının bilinmeyenleri
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugünkü Meclis grup toplantısında, hafta sonu Diyarbakır'da Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile yapacağı görüşmeye Kürt sanatçı Şivan Perwer'in de katılacağını söyledi. Başbakan, "Diyarbakır'da İbrahim Tatlıses ile Şivan Perwer düet yapacak" diyerek bir konserin de haberini vermiş oldu. Buluşma gerçekleşirse Perwer, 37 yıl aradan sonra ilk kez Türkiye’ye gelmiş olacak.
Hükümetin Kürt açılımını desteklediği için PKK’nın tepkisini çeken Kürt müzisyen, daha önceleri de çok kez Türkiye’ye davet edilmiş ama tepkilerden çekindiği için gelememişti. Kendisi, özellikle AK Parti’nin seçimlerden önce çokça davet aldığını söylüyor.
Peki Kürtler için bu kadar önemli olan, ‘Keçe Kurdan’ (Kürt Kızı) gibi besteleriyle efsaneleşen bu müzisyen kimdir? Türkiye’den neden ayrıldı? Türkiye’ye ve Kürt meselesine bakışı nedir? Hangi sanatçıyla konser vermek ister?
Urfa Viranşehir doğumlu sanatçının farklı zamanlarda verdiği röportajlarından derledik…
NASIL MÜZİSYEN OLDU?
“Okurken çobanlık da yapıyordum, başka bir sürü köy işi de. Yoksul değildik. Şeyhan denilen geniş bir aşiretten geliyorum. Ben gözümü açar açmaz çevremde bir sürü dengbej buldum. Bunların içinde en iyilerinden biri de babamdı. Her şarkının bir hikâyesi vardı, bir destan anlatırdı. Çevreden, yakın köylerden bir sürü sanatçı gelirdi, darbukalar, kemanlar çalınırdı, oynanırdı. Saz çalmayı da onları göre göre öğrendim. Dengbejler sabaha kadar oturur, olayları şarkılarıyla anlatırdı. Ben de cemaat dağılana kadar otururdum, kızarlardı bana 'git uyu' diye. Uyumazdım, ertesi gün de o olayı türküyle, melodiyle anlatırdım.”
NEDEN YURTDIŞINA KAÇTI?
“Artık durum o kadar sıkıcı hale gelmişti ki, yanımda yürüyeni bile yakalıyorlardı. Burada yaşayamaz duruma geldim. Konserlerimi düzenleyenler yakalandılar, yıllarca hapis yattılar, bazıları şehit bile oldu. Gerçekten müthiş bir fedakârlık gösterdiler benim ele geçmemem için, onlara çok şey borçuluyum. En son ODTÜ'de verdiğimiz bir konserde kargaşa çıktı. Polis beni istedi, öğrencilerle polis çatışmaya başladı. Arkadaşlarım beni kaçırdı yine. Ve 1976 yılında Almanya'ya kaçtım sonuçta.”
LADY DIANA, PERWER’E NE SÖZÜ VERMİŞTİ?
Prenses Diana da 1991'de Londra'daki konserde çok yakın ilgi göstermişti. Sarıldı, "Sizi çok beğeniyorum, probleminizi biliyorum" dedi. "Güzel kraliçem, her ülkeyi ziyaret ediyorsunuz ama Kürt bölgesine hiç gitmediniz" dedim, "Gideceğim, söz veriyorum" dedi. Benimle bazı çalışmalar da yapmak istedi, davet etti ama sol grupların eleştirisi bitmiyordu, 'emperyalistler bizi satın alacak' diye tutturuyorlardı.
KİMLER TÜRKİYE’YE DAVET ETTİ, NEDEN GELMEDİ?
“AKP kaç kez seçimler için çağırdı, çeşitli sol kesimler çağırdı, ki bugün Ergenekon'da adı geçenlerdi! Çok zengin Türk - Kürt mafyası da çağırdı, bir sürü şehrin belediye festivalleri de... Yıllardır davet ediliyorum. Kimseyi bu konuda samimi bulmuyorum çünkü! Nâzım Hikmet gibi birini, dünyanın tanıdığı şairi aforoz ettiler. Yılmaz Güney gibi değerli birini... Dünyaya onun gibi biri bir daha gelmez. Sonra Ahmet Kaya'yı... Türkler için müthiş bir sanat üretti ama küçücük bir şey söyledi, 'Kürtçe klip' dedi diye aforoz ettiler. Kahrından öldü.
ŞİMDİ NEDEN GELİYOR?
“Beni seviyorlarsa teşekkür ediyorum. Sevgi güzel, hoş bir şey. Hükümet de dönmemi istiyor. İyi ama benim Kürdüm ne olacak? Devlet önce Kürtlerle otursun, benimle değil. Hükümetin zorluklarını anlıyorum. Erdoğan’ın, Gül’ün, Arınç’ın kaygılarını çok iyi anlıyorum. Çünkü onlar da sürekli saldırıya uğruyorlar. Mesela Bahçeli’yi her dinlediğimde “Allah Erdoğan ve arkadaşlarına güç ve sabır versin” diyorum. Bu sorunu çözmek için büyük sabır ve enerjiye ihtiyaç var. Türklere hep yanlış şeyler öğretildi. Halbuki bu topraklarda herkesin yaşama hakkı vardır. Ne olur Türklük adına Kürtlere zulmetmeyin! Sayın Arınç ile çok güzel bir sohbetimiz oldu. Beni eleştiren hiçbir şey söylemedi. “Sana hiçbir şey diyemeyiz, sonuna kadar konuşmaya hakkın var” dedi. Uzun, her iki tarafın da memnun olduğu bir sohbet oldu. Hatta Gül ve Erdoğan ile de görüşmek istedik. Ama sonra sanki ben Kürtlere ihanet etmişim gibi bir imaj yaratmaya çalıştılar. Herkesle konuşulur, siyasetçilerle, devleti yönetenlerle de konuşulur. Birlikte yaşadığımız bu halkla bir araya gelmeliyiz. İstanbul da, Diyarbakır da hem Türkün, hem Kürdündür. Türkün Van’da, Kürdün İstanbul’da yaşamaya hakkı vardır. Eğer demokratik, vicdanlı, toleranslı, merhametli düşünen bir sistem ve böyle düşünen bir toplum istiyorsak birbirimizle görüşmeliyiz.”
KÜRT SORUNU ÇÖZÜLEBİLİR Mİ?
“Tabii ki çözer. Ama soruna biraz tarihten bakacak olursak, Kürtlerde köleci, feodal, kapitalist ve sosyalist toplumlardan hepsinden parçalar olduğunu, karmaşık bir yapının bulunduğunu görüyoruz. Mesela Kürtlerde sanat çok güçlü, fakat sanatın gücünün hayata geçirilmesinin önünü açmamış, tam tersi kapatmışlar. Ağalar çıkmış, “Benim dengbejim var, gerisine gerek yok” demiş. Siyasi partiler çıkmış “Sanatçı benim partime tabi olmazsa bir şey yapamaz, aç kalır” demişler. Yani Kürtlerde sanatçının açık, berrak, derin bir bilgiye sahip olmasını engellemişler. Bu yüzden sanatçı ya kendini bir yerlere yamamaya çalışmış ya da çıkılmaz bir engele takılmış. Türklerde belli oranlarda burjuvazi çıkmış ama Türk sanatçılar yönünü Batı’ya dönüp orayla bütünleşmeye çalışmış. Kendi gerçeklerine yönelemedikleri için de bağnaz bir tutum içinde kalmışlar. Şu anda böyle bir meselenin daha güçlenmesi, daha kabul edilebilir hale gelmesi ve resmi bir hal alması için sanatçıların dahil olması gerekiyordu. Sanatçılar halkın dili, beyni, hisleri, düşünceleri, her şeyidir. Mesela Güney Afrika konusunda Bob Geldof ve arkadaşlarının yaptıkları konserler, meselenin çözümünde etkili oldu.”
TÜRKİYE’DEKİ SANATÇILARA NASIL BAKIYOR?
“SEZEN AKSU KORKAK, SERTAB ERENER CESUR ÇIKTI”
2009’da verdiği bir röportajda Türkiye’deki sanatçılarla ilişkisini anlatırken; “Sezen de korkağın teki! Bir barış projesinde Sezen'in de olması için teklif gönderdik ama yaklaşmadı bile, reddetti. Kürt meselesinden kaçtı. Bir tek Sertab Erener 'olabilir' dedi, cesur çıktı. Sezen, Zülfü Livaneli gibi isimler kendini demokrat gösteren insanlar bir de! Hangi Türk sanatçısına güveneceğim şimdi? Yok! Kürt sanatçıları ise zaten öz değerlerinden kopmuş, sadece meşhur olmak ve para peşindeler. Yeri geldiğinde Kürtlüğe küfretmekten hiç çekinmezler.”
“SEZEN AKSU GÜZEL BİR İNSAN TARKAN İYİ BİR SANATÇI”
Bu yıl verdiği bir röportajda Türkiye’de kiminle konser vermek istediğini açıklarken, beraber konser vermesi istenen Sezen Aksu’ya bakışı biraz yumuşamış; "Bazı gruplar çıkıp söylüyorlar. Fakat Sezen Hanım'la şimdiye kadar öyle bir direkt ilişkimiz olmadı. Ama selamımız geldi birbirimize. Bunuda söylüyorum söylenmesin denmişti ama niye saklayalım. Mesela Tarkan iki gün benim misafirim oldu. Çok şey konuştuk. Tarkan'ın güzel bir ruhu var. İyi bir sanatçı gerçekten. (…)Sezen güzel bir insandır biliyorum yani. Arasın ben sevinirim.”