Kuryelerden trafikte 'bonus' savaşı: Başına bir şey gelirse...
İstanbul'da sipariş yetiştirmeye çalışırken trafik kurallarını hiçe sayan motokuryeler her gün onlarca kazaya da davetiye çıkarıyorlar. Nedeni “esnaf kurye” sistemi. Kurye ne kadar çok paket taşırsa, o kadar çok kazanıyor. Çok paket ise daha çok kural ihlali anlamına geliyor. Başına bir şey gelirse de sorumluluk kendisinde
İstanbul’da son zamanlarda en çok konuşulan meselelerin başında taksi sorunu gelse de, trafikte karşılaşılan bir diğer önemli sorun ise motokuryelerin artan kural ihlalleri. Sabahın ilk saatlerinden gece yarısına kadar ev ve iş yerlerine sipariş yetiştirmeye çalışan motokuryeler, trafik kurallarını hiçe sayarken, her gün onlarca kazaya da davetiye çıkarıyorlar.
Milliyet'ten Mert İnan'ın haberine göre pandemide sayıları iyice artan motokuryelerin birçoğu sipariş yetiştirmek için kaldırım ve yaya yollarını da işgal etmeye başladı. Bu durumun en büyük nedeni de “esnaf kurye” adı verilen sistemden kaynaklanıyor. Motokuryelerin çok az bir kısmı şirketlerde sigortalı olarak çalışıyor. Esnaf motokurye sisteminde ise kurye hizmet vereceği şirket ile karşılıklı anlaşılıp iş sözleşmesi imzalıyor. Ancak e-ticaret veya yeme, içme sektöründe hizmet veren kuryeler için bonus sistemi geçerli. Bir kurye ne kadar çok paket taşırsa, o kadar çok kazanıyor. Daha çok paket taşımak, daha çok kural ihlali anlamına geliyor. Bordrolu eleman çalıştırmak istemeyen bazı firmalar ise taşeron şirketlerle anlaşıyor. Taşeron şirketle kurye arasında iş sözleşmesi yapılıyor ve kurye kendi sigorta primini ödeyerek şahıs şirketi kurmuş oluyor. Bu sistemde kurye, kendi stopaj ve vergisini öderken tüm masrafları da üstlenmiş oluyor. Şahsi firma kuran bazı kuryeler ise sekiz, on kişiden oluşan bir filo kurup taşeronun taşeronluğunu yaparak hizmet veriyor.
‘Esnaf kurye’ modeli
Ancak bu kaotik durumdan en çok sürücüler muzdarip. Trafik kurallarının hiçe sayılmasına neden olan esnaf kurye modeli nedeniyle birçok kaza yaşanabiliyor. Esnaf kurye adı verilen sistemde, sipariş sayısı kadar prim alan kuryeler zamanla yarışırken, trafik keşmekeşine neden oluyorlar. Beşiktaş, Şişli, Beyoğlu bölgesinde son bir haftalık süreçte, birkaç saatlik inceleme yapmamız bile ortaya çıkan kaotik durumu anlatmamıza yetti. Yaya yollarından giden, şerit ve trafik ışıkları ihlali yapan motokuryelerin, kendilerini uyaran vatandaşlara karşı gösterdikleri tavır da dikkatimizden kaçmadı. Trafiğe kapalı olan Beşiktaş ve Kadıköy Çarşı’da yayaların arasından geçip giden ve tehlike saçan motokuryelere yönelik denetimlerin yetersiz kaldığını da bizzat sokaklarda gözlemledik.
Madalyonun diğer yüzü dram
Madalyonun diğer yüzünde ise adeta dram yaşanan durumu ilk ağızdan dinlerken, İstanbul Motosikletli Kuryeler Derneği Başkanı Murat Tomris, megakentte en az 50 binden fazla motosikletli kurye olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bu arkadaşlarımız ağırlıklı yemek ve e-ticaret sektöründe hizmet veriyor. E-ticaret şirketleri ile eve yemek ve gıda servisi yapan şirketler artan talep karşısında önüne gelen herkesi işe almaya başladılar. 50 cc ile kaskı olan herkes sipariş taşımaya başladı. Ancak bu kişilerin birçoğu ne kask takar, ne doğru ekipman kullanır. Birçoğu kaldırımdan giderken, birçoğu da şerit başta olmak üzere her ihlale imza atar. Ancak bir de meselenin diğer boyutu var. Trafikte kuralları hiçe sayan insanlar parça başı, prim usulü çalıştırılıyor. Zaten sorun da primle çalıştırılan motokuryelerde görülüyor. Paket yetiştirme süresi 30-40 dakika ile sınırlı tutuluyor ve ancak bu süreyi geçmeyenler bonus kazanıyorlar. Şirketler sorumluluk almamak için esnaf kurye dediğimiz modele geçti. Kuryeler Bağkurlu olup kendileri belli bir prim karşılığında hizmet veren esnaf durumundalar. Esnaf kuryeler günde 12 ile 15 saat çalışıyorlar. Yağmur, kar demeden çalışan bu insanlar aslında birer modern köle haline getirildi. Aylık ortalama 10-12 bin lira kazansalar da tüm masrafları kendilerine ait olan bu kişilerin ciddi eğitim ve denetimlerden geçmesi gerekiyor.”
‘Zamanında götürmezsin kazanamazsın’
Motosikletli Kuryeler Derneği Mustafa Özdemir ise şunları söyledi:
“Eskiden firmalar arasında evrak getirip götürürken, şimdi 17 yaşından büyük binlerce insan paket servis taşıyor. Esnaf kurye modeli insanları zamanla yarışmaya mecbur bıraktığı gibi kural ihlallerine davetiye çıkartıyor. Motor süren birçok bilinçsiz genç var. 12-15 saat arasında çalıştırılan insanlara ‘Zamanında götürmezsin kazanamazsın’ dediğinizde canlarını hiçe sayıyorlar. İşin özü kurye ne kadar paket taşırsa o kadar para kazanıyor. Ekipman ve eğitim eksikliğinin yanı sıra denetimler de yetersiz. Maaşlı şirket personeli olarak çalışanlar 4-5 bin lira, esnaf kuryeler ise 10-12 bin lira kazanırlar ama tüm masrafları kendilerine aittir. Aslında masrafları çıktığınızda ellerine kalan 5-6 bin liradır. Üstelik 13-14 saat çalışmanın karşılığıdır bu rakam. Eski sistem olsa, trafik kusur ve kazalarından kuryelerin bağlı olduğu şirkette sorumlu olacaktı ancak şu an tüm sorumluluk kuryelerde.”