"Korsan bildiri" için iş birliği ifadelere yansıdı
FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan Akdeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Demirhan ile 3. Sınıf Emniyet Müdürü Dağdelen'in polis telsizinden "korsan bildiri" okunması için birlikte hareket ettikleri belirlendi
Mersin'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında tutuklanan Akdeniz Bölge Komutanı Tuğamiral Nejat Atilla Demirhan ile 3. Sınıf Emniyet Müdürü Hasan Basri Dağdelen'in, 15 Temmuz gecesi polis telsizinden "korsan bildiri" okunması için iş birliği yaptıkları mahkemede verdikleri ifadelere yansıdı.
Soruşturma kapsamında tutuklanan Demirhan, ifadesinde, 2. Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti'yi ismen bildiğini, bir irtibatının olmadığını savunarak, "Genelkurmay'dan gelen mesaj, kendi sistemimiz içerisinde geçerli elektronik sistem üzerinden geldi. Gönderiliş şekli 'Genelkurmay Başkanlığı'ndan' idi. Emrim altındaki diğer şahıslara mesaj geldiği için emri deklare ettiğim doğrudur." dedi.
Darbe girişiminin olduğu gece 3. Sınıf Emniyet Müdürü Hasan Basri Dağdelen'in telsizini kullandığını kabul eden Demirhan, şunları ifade etti;
"Benim sivil vatandaşlara veya karşıt grupta olan polis memurlarına karşı mukavemet gösterilmesi halinde ateş edilmesi yolunda bir talimatım olmadı. Hasan Basri Dağdelen isimli şahsı tanımam. Ancak olay gecesi, hatırlayamadığım bir zaman diliminde bu şahıs, sivil vaziyette birliğimize geldi. Polis olduğunu söylemesi üzerine birliğe girmesinde bir sakınca görmedim. Bu şahsın üzerinde bulunan telsizi kullanma sebebim o dönemde Emniyet Müdürlüğüne vekalet etmesi sebebiyledir. Bana gelen mesaj içeriğiyle ilgili kendisiyle görüşme ihtiyacı hissettim. Bu nedenle de telsizi kullandığım doğrudur."
Demirhan, darbe girişimiyle bir ilgisi olmadığını öne sürerek, savunmasında şu iddialara yer verdi:
"Ben kendi birliğimi korumak üzere bir kısım tedbirler aldım. Benim terör örgütüyle herhangi bir bağlantım yoktur. Görev icabı Amerika'da bulunduğum doğrudur. Darbe başarılı olsaydı, kimin ne şekilde görevlendirileceğine dair listeyi, gelen mesajın ekinde gördüğümden dolayı muttali oldum. Eğer Genelkurmay Başkanlığının emri tam anlamıyla yerine gelmiş olsaydı benim görevim Mersin sıkıyönetim komutanı şeklinde olduğu yazıda belirtilmişti."
Telsizini verdiğini kabul etti
3. Sınıf Emniyet Müdürü Hasan Basri Dağdelen de ifadesinde paralel devlet yapılanması ile bir ilgisinin olmadığını, Tuğamiral Demirhan ile daha önceden bir bağlantısının bulunmadığını savundu.
Darbe girişimini evde televizyon izlerken öğrendiğini öne süren Dağdelen, şunları söyledi:
"Darbe yapıldığını ve sıkıyönetim ilan edildiğini görünce görevim gereği Akdeniz Bölge Komutanı olan Nejat Atilla Demirhan ile irtibat kurmam gerektiğini düşündüm. Bu sebeple de irtibat numarasını bularak, durumdan haberi olamayan bir polis arkadaşla, araçla birliğe gittim. O arkadaş dışarıda kaldı. İçeri gittikten sonra görevim gereği üzerimde bulunan telsizimi sıkıyönetim komutanı olduğunu ilan eden Nejat Atilla Demirhan'a vererek diğer birimler ile irtibat kurmasına yardımcı oldum."
Dağdelen, o gece birliğin etrafında Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde görevli 8-10 polis memurunun olduğunu anlatarak, "Daha sonra işin rengi değişince, polis memurlarına kimsenin zarar görmemesi yolunda telkinlerde bulundum. Önce emniyet daha sonra jandarmaya faks çekildi. Bu süreç zarfında Ankara ile sürekli bir görüşme trafiği vardı. İşler tersine dönüp darbe olduğunu anlayınca da kaçmak zorunda kaldım." ifadesini kullandı.
Mescitte yakalandı
Bu arada, 15 Temmuz gecesi Akdeniz Bölge Komutanlığından kaçan Dağdelen'in Mersin Limanı içerisindeki bir mescide saklandığı, kendisini gözaltına almaya gelen polislere de namaz kılmaya geldiğini söylediği öğrenildi.