Korkmak neden hoşumuza gidiyor? Uzmanlar bu keyfin temelini açıklıyor...
Kontrollü korkunun saymakla bitmeyen faydaları!
Cadılar Bayramı ya da Halloween, Amerikan kültürünün pek çok ögesi gibi artık küresel boyutta bir etkiye sahip. Eğlence ile korku unsurlarını birleştiren bu fenomen aslında insana dair oldukça ilginç bir durumu da gözler önüne seriyor. Pek çok insan kontrollü korkunun çok eğlenceli bir şey olduğunu düşünüyor.
Cadılar Bayramı atraksiyonları organize eden bir şirket olan America Haunts hazırladığı bir raporla bu çarpıcı durumu gözler önüne seriyor. ABD genelinde “perili ev” giriş ücretlerine yılda yaklaşık 500 milyon dolar harcandığı tahmin edilmekte.
Ve birçok korku sevdalısı bu eğlenceyi Cadılar Bayramı'yla da sınırlamıyor. Yıl boyunca korku filmleri, kitapları, dizileri tüketiyor.
Bazı insanlar ise korkunun popüler kültürde kendisine bu kadar yer bulmasını bir duyarsızlık olarak değerlendiriyor. Okullara yönelik silahlı saldırılar, çocuk istismarları, terör, savaşlar, adına üçüncü sayfa haberleri dediğimiz hayatın acı veren gerçeklikleri... Yani aslında gerçek hayattaki “dehşetin” listesi epey uzun. Peki dünya bu kadar gerçek korkular sunarken neden eğlence için yapay korkulara yöneliyoruz?
Gelişim psikoloğu Sarah Kollat, bir yandan da gerilim romanları yazıyor. Kollat, psikoloji ve korkunun kesişimini ilgi çekici bulmakta. Aynı zamanda evrime de işaret ediyor:
Korkuya olan bu hayranlığı neyin yönlendirdiğini açıklarken duyguların, hayatta kalmamıza yardımcı oldukları için, insanlarda evrensel bir deneyim olarak evrimleştiğini ileri süren teoriye işaret ediyorum. Güvenli yaşamlarda korku yaratmak keyifli olabilir ve bu ayrıca, insanların gerçek yaşamdaki tehlikelere karşı pratik yapmaları ve hazırlanmaları için bir yoldur.
Korku iyi hissettirebilir
İstediğiniz zaman kumandayı kullanabileceğiniz, kitabı kapatabileceğiniz veya perili evden çıkabileceğiniz kontrollü korku deneyimleri, korkunun tetiklediği fizyolojik tırmanışı gerçek bir risk olmadan sunar. Kendinizi tehdit altında hissettiğinizde, vücudunuzda adrenalin yükselir ve evrimsel “savaş ya da kaç” tepkisi aktive olur. Kalp atış hızınız artar, daha derin ve daha hızlı nefes alırsınız ve kan basıncınız yükselir. Vücudunuz tehlikeye karşı kendini savunmaya veya olabildiğince hızlı kaçmaya hazırlanır.
Bu fiziksel tepki, gerçek bir tehdit ile karşı karşıya kalındığında hayati önem taşıyor. Kontrollü korkuyu deneyimlediğinizde -bir zombi dizisindeki jumpscare'ler gibi- hiçbir risk almadan bu enerjik hissi yaşarsınız. Ve sonra, tehdit ortadan kalktığında, vücudunuz zevk ve rahatlama hisleri sağlayan nörotransmitter dopamin salgılar.