Konya'da oluşan dev obruklar köylüleri tedirgin ediyor
Konya Karapınar’da oluşan metrelerce derinliğinde obruklar vatandaşların kaderi olmuş durumda. Her gün yeni bir obrukla karşılaşan köylüler, yıllardır tedirginlik içinde yaşıyor. Bölgede irili ufaklı 200 obruk bulunuyor.
Yeraltı suyunun, karbondioksitle birleşiminden oluşan karbonik asitin, zamanla kireç taşının yoğun olduğu toprakları çözerek yerin altında mağara oluşturması ve bir süre sonra mağaranın üzerindeki toprağın çökmesiyle oluşan huni biçimindeki dev çukura, ‘obruk’ deniyor. Konya’nın Karapınar İlçesi, ‘obruk’ların göbeğinde yer alıyor. Halk bu tehlikeyle iç içe yaşıyor. Obruklar köylerde evleri, tarlaları ve yolları saniyeler içinde yutmaya devam ediyor.
2000’LERDE YENİDEN OLUŞMAYA BAŞLADI
1960-1970 yılları arasında derinliği 7-25, çapı ise 3 ilâ 9 metre olan toplam 10 obruk oluştu. Yapılan araştırmalarda net bir sonuç alınamazken, çukur oluşumunun durmasıyla çalışmalara da son verildi. Ancak 90’lı yılların sonuna kadar obruklardan kurtulan Karapınar halkı için kâbus 2000’li yıllarda yeniden başladı. Tekrar oluşmaya başlayan büyük obruklar, bölgede panik havası yarattı.
Bölgede obruk sayısı şu an 200... Bu obrukların bazılarının yerleşim bölgelerinde. Konya’da sadece 2017 yılında 9 obruk meydana geldi. Karapınar İlçesi’ne bağlı 50 haneli, 120 nüfuslu Seyithacı Yaylası sakinleri de obruk tehlikesiyle burun buruna. Yaylanın girişindeki çitlerde asılı duran “Dikkat! Obruklara yaklaşmayın. Can güvenliğiniz açısından tehlikelidir” yazısı her şeyi anlatmaya yetiyor.
Yazının olduğu çitlerin arkasında ise geniş bir obruk, obruğun kenarında yarısı yıkılmış bir ev, içindeyse evin geri kalan yarısı göze çarpıyor. Köylüler, 6 kişiden oluşan ailenin o sırada düğünde olması nedeniyle hayatlarının kurtulduğunu anlatıyor. Döndüklerinde evlerini yerinde bulamayan aile ise yaylayı terk edip Konya’ya taşınmış. Bölge sakinleri, 2008’de bölgeye imar ve yerleşime uygunluk raporunun verildiğine de dikkat çekiyor.
‘KORKUDAN 1 HAFTA TARLAYA GİDEMEDİM’
Gazete Habertürk'ten Akıncan Abadan ve Zafer Samancı'nın haberine göre Seyithacı Yaylası sakini 4 çocuk babası Hüseyin İvriz obruk oluşumuna şahit oluşunu şöyle anlatıyor: “Tarlada çalışıyorduk. Toprak sallanmaya başladı. Olduğum yerde dondum kaldım. 5 metre ileride toprak içeri göçtü. Ayaklarımın altından toprağın kaydığını hissettim. toz bulutu her yeri kapladı.
Yerle gök birleşiyor sandım. Şaşkınlıktan hareket edemedim. İkinci bir sarsıntının ardından göçük daha da büyüdü. 1 hafta korkudan tarlama gidemedim. Hayatım boyunca o anı unutamam.” İvriz, çaresizliğini ise şöyle ifade ediyor: “Doğduğumdan beri ailece buradayım. Yaylada 13 bin metrekare toprağım var. Tarlamda 9 yılda 7 obruk oluştu. Satmak istedim ama araziyi kimse satın almaya yanaşmıyor. Obruk korkusuyla yaşamaya mahkûmuz.”
‘BÖLGEDE TEDİRGİNLİK VAR’
Karapınar’ın obrukzedelerinden biri de Hüseyin Tetik. 19 Ekim’de tarlasında obruk oluşan Tetik, o günü şöyle anlatıyor: “Hasat için hazırlık yaptık. Tarlaya vardığımızda yoğun bir toz tabakasının içinden geçtik. Büyük bir çöküntü oluşmuştu. Bu bölge obruk bölgesi. Obruk oldu diye işi bırakırsak mağdur oluruz. Bölgede tedirginlik var. Obruğun kenarlarındaki bölünmeler daha da genişleyip derinleşebilir.”
‘SU KULLANIMI ARTTIKÇA OBRUK ARTACAK’
Necmettin Erbakan Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adnan Öztürk, obrukların oluşumuyla ilgili 30’a yakın faktör olduğunu söylerken en önemli etkenin ‘yeraltı suyu kullanımı’ olduğunu vurguladı.
Konya Ovası’nın az yağış alması ve akarsu kaynağının olmaması nedeniyle bölgedeki tarımda yeraltı suyunun kullanıldığını belirten Öztürk, “Yeraltı sularının seviyesi düştükçe suyun kaldırma kuvveti de düştü. Bu da toprağın ağırlığını arttıran bir faktör. Toprak, ağırlaştıkça boşluklara doğru çöküyor. Arazi kalkerli ve jips adı verilen kırılmaya müsait bir toprak” dedi.
Bölgede mısır üretiminde artış olduğuna işaret eden Öztürk, “Mısır, Karadeniz’de yetiştirilen bir bitki. Konya’nın arazisi ise kurak. Mısır üretiminde kullanılan suyun tamamı yeraltı suyu. Bunun yanı sıra küresel ısınmadan dolayı ovaya düşen yağışlar da azaldı” diye konuştu.
‘DEPREM GİBİ JEOLOJİK’
Obruk oluşumunun deprem gibi jeolojik olduğunu vurgulayan Öztürk şöyle devam etti: “Depremin olacağını biliyoruz ama ne zaman olacağını bilmiyoruz. Obruklar da böyle. Biz Konya’da oluşan ve oluşabilecek obruklarla ilgili duyarlılık haritası yaptık. Karapınar’da 7.3 kilometrekarelik bir alan obruktan etkilenmiş durumda” dedi.
Öztürk bölgede, Maden Tetkik ve Arama (MTA), Konya Büyükşehir Belediyesi, Karapınar İlçe Belediyesi ve Kalkınma Bakanlığı’nın KOP (Konya Ovası Projesi) kapsamında çalışma yaptığını elde edilen bilgilerin veri tabanına aktarıldığını da söyledi.
OBRUKLAR VE GÖLLER
Karapınar’da oluşumu 5 milyon yıl önceye dayanan “dünyanın nazar boncuğu” ismini alan Meke Krater Gölü ile Acı Göl, volkanik patlamalarla oluştu. Karapınar’ın diğer ucundaki bir dönem çevresinde yerleşim yeri bulunan Çıralı Obruk Gölü ise kurumaya yüz tutmuş durumda.
250 metre çapındaki obruk 125 metre derinliğinde. Obruk içindeki gölün çevresinde Roma Dönemi’ne ait yerleşim kalıntıları ile kaya mezarları var.