Gazete Vatan Logo

'Kontrgerilla ve ABD'nin rolü araştırılsın'

12 Eylül Davası'nda müdahil avukatları, darbede kontrgerilla ve ABD'nin rolünün araştırılmasını istedi. Avukatlar ayrıca Evren ve Şahinkaya'nın tutuklanmasını ve kafes içinde duruşmaya getirilmesini talep etti

'Kontrgerilla ve ABD'nin rolü araştırılsın'

2 Eylül 1980 tarihinde gerçekleştirilen askeri darbenin sorumluları Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılanmalarına başlandı. Müdahil avukatı Evren ile Şahinkaya'nın tutuklanmasını ve kafes içinde duruşmaya getirilmesini talep etti. Başbakanlık da sanıklardan şikayetçi olduğunu mahkemeye bildirdi. CHP avukatları ise, hükümet üyelerinin darbeden mağduriyetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle müdahillik taleplerinin reddedilmesini istedi.

Ayrıca Evren ve Şahinkaya'nın avukatları darbede kontrgerilla ve ABD'nin rolünün araştırılmasını istedi.

7. Cumhurbaşkanı ve dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Anayasal düzeni ortadan kaldırdıkları gerekçesiyle Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor. Düşüp kolunu kırdığı iddia edilen Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya sağlık durumlarını gerekçe göstererek ilk duruşmaya katılmayacaklarını bildirmişti.

Kontrgerilla ve ABDnin rolü araştırılsın

ADLİYE ÖNÜNDE YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMİ

Davanın görüleceği Ankara Adliyesi önünde polis yoğun güvenlik önlemleri aldı. Adliye binasının her bir tarafı emniyet birileri tarafından demir bariyerlerle çevrilirken, adliye etrafında panzerler, tomalar ve itfaiye araçları hazır bekletiliyor. Ankara Adalet Sarayı çevresindeki bazı yollar trafiğe kapatıldı. Adliyenin Atatürk Bulvarı girişindeki kapısı önünde ise 12 Eylül mağdurları ve yakınları toplandı.

Özel yetkili mahkemenin girişinin bulunduğu kapıdan sadece Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin belirlediği isimler geçebiliyor.

Kontrgerilla ve ABDnin rolü araştırılsın

İZDİHAM NEDENİYLE DURUŞMA GEÇ BAŞLADI

147 kişilik salonda izdiham çıktı. İzdiham nedeniyle saat 09.30'da başlaması gereken duruşma saat 10.00'da başladı. Duruşmaya 60 müdahil avukatı ve 3 sanık avukatı katılıyor. Mahkeme Başkanı ile BDP'li Ertuğrul Kürkçü arasında tartışma çıktı.

Duruşmanın başında, salondaki avukatlardan bir kısmının ayakta kalması üzerine mahkeme başkanı, “Ben utanıyorum teklif etmeye ama, sanık yeri boş” dedi. Avukatlar, “Boş kalsın” cevabını verirken, mahkeme başkanı, “Bazı avukatların o yönde talebi olmuştu, o yüzden” ifadesini kullandı.



Ancak duruşmanın ilerleyen saatlerinde bazı avukatlar sanık bölümüne oturdu.

Mahkeme başkanı, duruşma salonunda fotoğraf çekilmesi durumunda suç duyurusunda bulunulacağını belirtti.

EVREN'İN AVUKATI: SAVUNMA YAPMAM

Duruşmada Kenan Evren'in avukatı Bülent Hayri Acar savunma yapmaya başladı. Davanın yok hükmünde sayılması yönünde karar verilmesini talep eden Acar, mahkeme başkanına 'Düzeni sağlayamayacaksınız savunma yapmam' dedi. Evren'in avukatı Acar,'12 Eylül 1980-83 arası Anayasa'nın teminatında' dedi ve Anayasa kitapçığını göstererek ekledi: 'Bu anayasayı yargılayamazsınız.Bu mahkeme yetkisiz.'

Sanık avukatı savunmasında şunları söyledi:
'Yapılanların anayasal dayanağı var. 12 Eylül darbedir ancak bu mahkeme yetkisiz. Beğenilsin ya da beğenilmesin, 1982 Anayasası yürürlükte. Bu Anayasa'nın dikkate alınmaması durumunda, Türkiye'nin 11 Eylül 1980'e dönmesi gerekir. O zaman bu devletin hukuku 11 Eylül 1980'de kalmıştır. O tarihten bu yana kurulan bütün hükümetler de gayrimeşrudur. Eğer böyleyse, TBMM adına başvuruda bulunanlar da Cumhuriyet Senatosu'nu kurmalıdır. 1982 Anayasası'nın hala yürürlükte tutulan maddeleri, sayın iddia makamını ve mahkemenizi bağlar. Hiç kimse Anayasa'nın bu hükümlerini yok sayamaz.

Mahkeme de 1961 Anayasası'na göre değil, 1982 Anayasası'na göre karar verecek. Cumhuriyet savcısının böyle bir soruşturma yapma yetkisi yoktur. Soruşturmasız dava olamaz. Dolayısıyla yüksek mahkemenizin de hukuken yok olan böyle bir davaya bakma yetkisi yoktur. Her türlü mahkeme işlemi erksizlik nedeniyle yok hükmündedir. İddianamenin yok hükmünde olduğuna karar verilmesini istiyoruz. İddianamenin kabul kararının da yok hükmünde olduğunu düşünüyoruz. İddianame kabul kararının okunmamasını ve belirttiğimiz hususlarda karar verilmesini talep ediyoruz.'

Avukat Fikret Babaoğlu, “Darbeciler hastanelerde kuyruk olmaya başladılar. Haklarında dava açıldı mı? Ergenekon'da, Balyoz'da da böyle oldu, ya Pinochet gibi tekerlekli sandalyeyle ya da Mübarek gibi kafeste gelecek. Yüz yüze olmadan duruşmayı yapamayız” dedi.

MÜDAHİL AVUKATI SAVUNMAYA İTİRAZ ETTİ: İŞKENCELERİN FAİLİ EVREN

Müdahil avukatı ise Acar'ın savunmasına itiraz etti: 'Bu dava tüm uluslararası sözleşmelere uygundur, insanlık suçunu tanımlayan yasalar mevcuttur.AİHM kararları dikkate alındığında sanıkların yargılanması önünde hiçbir engel yoktur. Darbenin hazırlığı 1977'de başladı. Katliamlarla darbeye zemin hazırlandı. İşkencelerin asıl faili Kenan Evren'dir. Sanıklar öldürme ve işkence suçundan yargılansın.'

DAVANIN DÜŞÜRÜLMESİ TALEBİNE RET

Mahkeme heyeti savunmanın mahkemenin yetkisiz olduğunu belirterek davanın düşürülmesi talebini reddetti.

Müzakerenin ardından mahkeme heyeti, “sanıklara isnat edilen suçun mahkemenin görev alanında düzenlenen suçlardan olması karşısında, sanıkların avukatının talebinin reddine oybirliğiyle” karar verildiğini belirterek, duruşmaya devam etti.

Müdahil avukatları, 'usul gereği sanıklar gelmeden yargılama yapılamayacağını' söyledi, mahkeme başkanı 'Sanıklar olmadan da iddianame okunabilir' dedi.

İddianameyi hazırlayan Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin de duruşmada görev aldı.

EVREN VE ŞAHİNKAYA'NIN DURUMU ADLİ TIP'A SORULACAK

Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya sağlık durumlarını gerekçe göstererek duruşmaya katılmamak için rapor gönderdi. Ankara Adli Tıp Kurumu sanıkların sağlık durumuna karar veremediğini beyan ettiği için mahkeme, Evren ve Şahinkaya'nın durumunun İstanbul'daki Adli Tıp'a sorulmasına karar verdi.

'EVREN VE ŞAHİNKAYA TUTUKLANSIN VE KAFES İÇİNDE GETİRİLSİN'

Duruşmada müdahil avukatlar Evren ve Şahinkaya'nın tutuklanmasını talep etti.

Avukat Fikret Babaoğlu Mısır’ın devrik lideri Hüsnü Mübarek’in de hasta olduğunu ve duruşma salonuna kafes içinde getirildiğini anımsatarak, Evren ve Şahinkaya’nın da kafes içinde duruşmaya getirilebileceğini savundu. Babaoğlu, Evren’in Mübarek’ten daha az diktatör olmadığını söyledi.

İDDİANAME OKUNMADI

Bu arada davanın iki sanığı Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya bugünkü duruşmaya gelmediği için iddianame okunmayacak. Mahkeme ayrıca, Ali Ertan'ın yedek hakim olarak mahkeme heyetine dahil edilmesine karar verdi.

BAŞBAKANLIK ŞİKAYETÇİ OLDU, CHP İTİRAZ ETTİ

Başbakanlık da sanıklardan şikayetçi olduğunu mahkemeye bildirirken CHP avukatları ise, hükümet üyelerinin darbeden mağduriyetlerinin bulunmadığı gerekçesiyle müdahillik taleplerinin reddedilmesini istedi.

DURUŞMAYI İZLEYENLER

Adliyeye gelenler arasında TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, Ak Parti Grup Başkan Vekili Ahmet Aydın ve BDP'li vekil Leyla Zana da var. Bazı kişilerin tepki gösterdiği Zana, 'O günün çocuklarının gülüşlerini çaldılar' dedi.

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma salonunun kapasitesi göz önüne alınarak iddianamede ismi geçen mağdur, müdahil 22 kişi, müdahillik talebinde bulunanlardan isimleri belirlenen 40 kişi ve yine müdahillik talebinde bulunan tüzel kişilerin temsilcileri isim kontrolünden geçirilerek adliyeye alınıyor. İddianamede ismi geçen müdahil mağdur kişiler arasında Namık Kemal Zeybek, Yaşar Okuyan, Yılmaz Durak, Orhan Miroğlu, Ökkeş Şendiller gibi isimler bulunuyor. Duruşmaya girecek tüzel kişiler arasında ise TBMM Başkanlığı, Başbakanlık, CHP, MHP, 78’ler Federasyonu, Diyarbakır Barosu gibi kurumlar yer alıyor.

TÜRK: "MESELE 90 YAŞINDAKİ İNSANLARIN CEZA ALMASI DEĞİL"

Ahmet Türk, 12 Eylül döneminde solcusuyla, sağcısıyla, Kürdüyle, Türküyle çok büyük acılar yaşandığını, büyük zulümler yapıldığını söyledi.

Bu davayı geçmişle yüzleşmek açısından önemsediğini belirten Türk, “Meselemiz 90 yaşında iki kişinin ceza alması değil. Acı dolu bir dönemde, ayak oyunları, Bizans oyunlarıyla iktidar için insanların birbirlerini nasıl kırdığını görmek” dedi.

KÜRKÇÜ: "ANLAMLI SONUÇ BEKLEMİYORUM"

Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü ise bu dava iddianamesinin 12 Eylül’den kararlı bir şekilde hesap sormak için hazırlanmadığını söyledi. Kürkçü, bu mahkemede sadece hak ihlallerinin değil temel politikaların, iktisadi politikaların, anayasanın da yargılanması gerektiğini belirterek, “AKP 12 Eylül’ün ayak izlerini takip ediyor. O nedenle bu davadan anlamlı bir sonuç beklemiyorum” diye konuştu.

KÜRKÇÜ İLE GÖREVLİLER ARASINDA GERGİNLİK

Duruşma salonuna ilk başta, sıra sayısı kadar gazeteci, müşteki, avukat ve izleyici alındı. Mahkeme başkanının salona başkasının alınmamasına yönelik talimatının ardından BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü duruşma soluna
girdi. Kürkçü, burada kendisine engel olmaya çalışan Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi Yazı İşleri Müdürlüğü personeline, ”Ben Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’yüm. Beni nasıl içeri almıyorsun? Çek elini” dedi. Oturacağı yere doğru yürüyen Kürkçü’ye Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, ”Ertuğrul Bey, burası sinema salonu değil” dedi.

Diyaloğun devamında Kürkçü, ”Siz mübaşir misiniz?”, İnce ise ”Siz fırça atma uzmanı mısınız?” ifadelerini kullandı.

Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana da salonda yanındaki
milletvekilleriyle konuşurken, ”Buraya hep sanık olarak geldik. Biraz da izleyici olarak gelelim” dedi.

CHP’Lİ CİHANER: YARGILAMA TİYATROSU

CHP Denizli Milletvekili İlhan Cihaner ise davaya daha çok kişinin katılabileceği bir duruşma salonu hazırlanmamasını eleştirdi. CHP’nin darbenin en büyük mağduru olduğu için müdahil olma talebinde bulunduğunu belirten Cihaner, "Ben kişisel olarak duruşmayı ’Yargılama tiyatrosu’ olarak görüyorum. Çünkü ceza hukuku tekniği açısından iddianame çok büyük sıkıntılar içeriyor" diye konuştu.

MAHKEME ÖNÜNDE BİNLERCE KİŞİ

Mahkemeye sınırlı sayıda kişi alınırken Ankara Adliyesi’nin önü ise tam bir renk cümbüşü içinde. Pankartlarda 12 Eylül’ün işkenceci polislerinin isimleri ile o dönemde yaşamını yitirenlerin fotoğrafları bulunuyor.

Adliye önünde toplananlar, “12 Eylül'ü Unutmadık, Affetmiyoruz” ve “Paşalar da Maşalar da Yargılanacaklar” yazılı pankartlar ile 12 Eylül darbesi döneminde, işkence gören ve hayatını kaybedenlerin fotoğrafları taşıyan gruplar, “Darbecilerden hesap sorulsun” şeklinde slogan attı.

CUMHURBAŞKANI GÜL: 12 EYLÜL DAVASI TÜRKİYENİN GELECEĞİNDE BİR ZİHNİYET DEĞİŞİMİNE SEBEP OLACAKTIR

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, Güney Afrika Büyükelçisi Vika Mazwi Khumalo’yu kabulünden önce 12 Eylül Davası’na ilişkin soruyu yanıtladı. Cumhurbaşkanı Gül, "Siyasi tarihimizin ibret alınacak ve ders alınacak dönemini yaşıyoruz. Gelecekle ilgili tabii ki önemli, bundan sonra artık Türkiye’nin geleceğinde bu tip teşebbüslerin olmayacağı yönünde çok önemli bir zihniyet değişimine sebep olacaktır bu" dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, şöyle dedi:

"Siyasi tarihimizin ibret alınacak ve ders alınacak bir dönemini yaşıyoruz. Gelecekle ilgili tabii ki önemli, bundan sonra artık Türkiye’nin geleceğinde bu tip teşebbüslerin olmayacağı yönünde çok önemli bir zihniyet değişimine sebep olacaktır bu. Yalnız burada söyleyeceğim başka bir şey de şu: Gördüğüm kadarıyla bütün siyasi partiler başta olmak üzere, herkes bir dayanışma içerisinde ve herkes müdahil oluyor bu davaya. Burada şunu hatırlatmak isterim, tabii bugün en üst hukuki belge, hepimizi kuşatan anayasamızdır ve bu anayasamız da 1980 döneminin ortaya çıkarttığı bir belgedir. Dolayısıyla bugün siyasi partilerimizin gösterdiği bu dayanışmayı, bu anayasanın yerine yeni bir anayasa konması konusunda da göstermelerini beklerim, ümit ederim, bu da gerçekleşir. Dolayısıyla çok tenkit ettiğimiz bir dönemin ürünü olan anayasa, bugün hala ülkeyi ve hayatımızı yönlendiriyor durumda, bunu göz ardı etmemek gerekir."

MEHMET ALTAN: 12 EYLÜL YARGILANIYOR AMA YASALARI HALA DURUYOR

ANTALYA Kültürlerarası Diyalog Merkezi’nin (AKDİM) düzenlediği konferansta konuşan gazeteci yazar ve akademisyen Prof.Dr. Mehmet Altan, "Ne yazık ki, 12 Eylül’ün iki darbeci paşası yargılanıyor. Ama 12 Eylül’ün bütün mevzuatı, anlayışı, felsefesi, temel yasaları ve en önemlisi de siyaseti oluşturan; Siyasi Partiler Yasası, Seçim Yasası, Meclis İç Tüzüğü olduğu gibi duruyor" dedi.

SP LİDERİ KAMALAK: "DARBECİLERİN TÜM MAKAM, MEVKİ VE KAZANIMLARI GERİ ALINMALI"

SAADET Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, darbe yoluyla cumhurbaşkanlığı makamına gelenlerin cumhurbaşkanlığının düşürülmesi ve darbe sonrası elde ettikleri tüm makam, mevki ve gelirlerin geriye yönelik olarak tahsil edilmesi gerektiğini söyledi. Kamalak, buna karşılık 12 Eylül mağdurlarının da kaybettikleri tüm hakların kanuni bir düzenleme ile iade edilmesini istedi.

SP Genel Başkanı Kamalak, Ankara’da bugün görülmeye başlanan 12 Eylül askeri müdahalesiyle ilgili davaya ilişkin görüşlerini, yazılı açıklamayla paylaştı. Kamalak şunları söyledi:

"Bir hırsızın çalarak elde ettiği bir mal nasıl hukuken onun mülkü olamazsa, bir darbecinin, darbe yoluyla gasp ettiği bir makam da onun mülkü olamaz. Hukuken gasp hırsızlıktan daha ağır bir suçtur. Çünkü hırsızlıkta gizlilik vardır. Ancak gaspta alenen ve zorla işlenmiş bir suç söz konusudur. Darbeciler gasp yoluyla bu makamları elde etmişlerdir. Bu yüzden cumhurbaşkanlığı dahil elde ettiği tüm makam, mevkiler düşürülmeli, yok sayılmalı, sahip oldukları tüm ekonomik kazanımlar da geriye yönelik olarak hesaplanarak kendilerinden tahsil edilmelidir. Bu örnek olsun ki; bir daha millet iradesini silah zoruyla gasp edenler buna cesaret edemesinler, böyle bir şeyi akıllarından bile geçiremesinler."

Mustafa Kamalak, darbe mağdurlarının haklarının da TBMM’den geçirilecek kanuni bir düzenleme ile iade edilmesini istedi. Kamalak, "12 Eylül başta olmak üzere darbelerden mağdur olmuş yüz binlerce vatandaşımız var. Bu mağduriyet çocuklarını dahi etkilemektedir. Bu nedenle yargılama sürerken TBMM’de harekete geçmeli ve darbe mağdurlarının gasp edilmiş maddi ve manevi bütün haklarını iade etmelidir. Velev ki vefat etmiş olsalar bile" dedi.

TBMM BAŞKANI ÇİÇEK: BU ÇELİŞKİYİ AÇIKLAYAMAYIZ

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, 12 Eylül davasına ilişkin olarak, ”Bir taraftan 12 Eylül askeri müdahalesini yapanları yargılamaya devam edeceğiz ama bir taraftan siyaset kurumu olarak onların yaptığı anayasa ile idare edileceksek ne iç kamuoyuna ne dış kamuoyuna bu tezadı, bu çelişki açıklayamayız” dedi.

Haberin Devamı