‘Kocanı öldürecekler hocamız engelliyor!’
Dr. Eraslan’ın mal varlığını zorla üzerine geçirtip boş senet imzalattığı iddiasıyla yargılanan Baş’ın mal varlığına tedbir konuldu, yurt dışına çıkışı yasaklandı. Eraslan’ın eşi, “Haydar Baş kocamı ölümle tehdit etti” dedi
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Lideri Haydar Baş’ın, hakkındaki şok suçlamalar nedeniyle 10 yıla kadar hapsi istendi. Baş’ın mal varlığına el konmasına ve yurt dışına çıkış yasağı getirilmesine neden olan gelişmeler, bir doktor çiftin savcılığa başvurmasıyla başladı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na 2014 yılında başvuran doktor Meral Eraslan, Haydar Baş’a eşi doktor Mustafa Eraslan ile olan ticari ilişkisinden doğan zarar nedeniyle zorla çok sayıda boş senedi imzalayarak verdiklerini, adlarına kayıtlı gayrimenkullerin de ellerinden alındığını iddia etti.
‘Dövüp ayağımı kırdılar’
2015 yılında savcılık tarafından ifadesi alınan Dr. Mustafa Eraslan, eşinin iddialarını doğrulayıp iki kişinin saldırısına uğrayarak ayağının kırıldığını ifade etti. 2014 yılında başlayan soruşturma 2016 yılında davaya dönüştü. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Haydar Baş, Lütfullah Önder ve Mustafa Eraslan’ı darp ettiği iddia edilen Maşallah Tarhan’ın da aralarında bulunduğu 11 kişi hakkında, Nitelikli yağma” ve Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması” suçlarından dava açıldı.
Cemaat yapılanması
Cumhuriyet Savcısı Ercan Altuncu’nun hazırladığı esas hakkındaki mütalaasında, sanık Haydar Baş’ın liderliğini yaptığı cemaat yapılanmasının söz konusu olduğu, şikayetçiler Mustafa ve Meral Eraslan’ın da cemaat ile mensubiyet ilişkisi içerisinde oldukları belirtildi. Haydar Baş’ın, ‘Yağmaya azmettirme” suçundan, Lütfullah Önder’in de, Yağma” suçundan 6’şar yıldan 10’ar yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları istendi. Mahkeme, Haydar Baş ve Lütfullah Öner’in 3 milyon liralık malvarlığı üzerine tedbir koydu. Baş ve Önder’in yurt dışına çıkışları da yasaklandı.
DOKTORA 20 MİLYON DOLAR BORÇ VERDİM
14 Aralık 2016 tarihinde yapılan ilk duruşmada Haydar Baş, maddi durumu kötüleşen şikayetçi Mustafa Eraslan’a borç para verdiğini savundu: Eraslan’ın teklifi ile ortaklığımız söz konusu oldu. Kendisine 20 milyon dolar vermek suretiyle destek oldum. 5 milyon dolarını bana o yıl içinde ödedi. Kayseri’de fabrika kurduk, 30 milyon lira destek çıktık. Daha sonra bana ödemelerde aksaklık olduğunu fark ettim. Birinci sınıf malzeme kullanmak yerine 4-5. sınıf malzeme kullandığı için pazarlamasında sıkıntı yaşandığını anladım. 2010 yılında 1’er milyonluk 20 adet dolar senedi aldım. Bunlardan 5’i ödenmesi nedeni ile iade edildi. Borcunu ödemeyince tasarrufun iptali davası açtım. Ben 14 yıl boyunca bir siyasi partinin genel başkanlığını yapmış bir ilim adamıyım. Benim böyle işlerle ne gibi bir işim olabilir.
KIZLARINI TECAVÜZ VE ÖLÜMLE TEHDİT ETTİLER
Doktor Meral Eraslan, duruşmada şu suçlamaları yöneltti: Bir gün Haydar Baş’ın veya eşinin telefonundan bizzat arandım. Bir çocuğun öldü, diğerlerinin de ölmesini istiyorsun gibi sözlerle tehdit edildim. Haydar Baş’ın dünürü olan ablam tarafından davet edildim. Aramızda geçen konuşmada bana ‘Kocana söyle bu parayı ödesin, yoksa cemaat onu öldürecek, hocam onu tutuyor’ dendi. Cemaat yapılanması içerisinde şahıslara zorla yardım etmesi talep ediliyor. Biz de baskı ve korku nedeniyle senetleri imzaladık ve bu nedenle borca itiraz etmedik. Ayrıca savcı mütaalasında doktor çiftin sanık Lütfullah Önder tarafından ilk olarak, “Bir çocuğunuz öldü. Ankara’da Tıp Fakültesi okuyan kızını da onun yanına göndeririz” diyerek tehdit edildiğini, sonuç alamayınca da müşteki çifti, kızlarına tecavüz etmekle tehdit ettikleri belirtildi.
Ses kaydıyla doğrulandı
Müştekilerin kızıyla da iletişim kuran sanıkların,”Hocam sana da ceza kesti” diyerek genç kızdan 500 bin TL aldıkları ise dosyaya konulan ses kaydıyla doğrulandı. Mustafa ve Meral Eraslan’ın kızı Fatma Zehra Eraslan, ise Haydar Baş’ın babasını ölümle tehdit ettiği iddiasında bulundu.
‘Bunlar birer imtihan’
Doktor Eraslan da şu iddialarda bulundu: Lütfullah Önder bunlar birer imtihandır, zaten size geri verilecektir. Ben de zekatımızdan olsun mantığı ile ses çıkarmadım. Daha sonra bana 30 milyon ceza kestiler. Bize kesilmiş ceza mahiyetinde bu senetleri bizden aldılar.
BTP GENEL BAŞKANI BAŞ VE AVUKATINDAN
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Haydar Baş, bazı taşınmazlarına tedbir konulması kararına ilişkin, "Devam eden davanın tutanak kayıtlarının dosya içeriğine ve aslına aykırı şekilde basına yansıması, bir kez daha büyük bir oyunun içine çekilmek istendiğimizi gösteriyor." dedi.
BTP Genel Başkanı Baş, Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davayla ilgili hakkında çıkan haberlere ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Siyasi ve akademik hayatı boyunca Türk milletinin birliği, devletin bekası, Atatürk ilkelerinin ve inkılaplarının yaşatılması için çalıştığını belirten Baş, partisinin de bu gayeler istikametinde çalıştığını aktardı.
Bu süreçte dava dosyaları 20 bin sayfaya ulaşan iftira ile dolu oyunlara alet edilmek istendiklerini savunan Baş, hepsinden alnını akı ile çıktıklarını ve 72 senelik ömründe hukuk dışına çıkmadığını ifade etti.
Baş, haberlerde yer alan davanın müştekisi Mustafa Eraslan ile aralarındaki ihtilafta da adaletin yerini bulacağını belirterek, şunları kaydetti:
"Ancak bazı mihraklar, tutanakları basına sızdırmanın suç olmasına rağmen, karşılığını kendilerinin bildiği menfaatlerle bu suçu işlemeyi göze alarak bizlerin ifadelerini çarpıtarak basına yansıtmıştır. Yargı süreci devam ettiği için dava konusu ve içeriği hakkında bilgi vermeyi uygun görmüyoruz. Devam eden davanın tutanak kayıtlarının dosya içeriğine ve aslına aykırı şekilde basına yansıması, bir kez daha büyük bir oyunun içine çekilmek istendiğimizi gösteriyor. Büyük Türk milleti şahsımı ne bir dava dosyasıyla ne de basit oyunlarla tanıyacak. Zaten Mustafa Eraslan'ın ortaya koyduklarının tamamı, yalandır ve iftiradır. Biz ömrümüzü adadığımız Türk milleti ve devleti için yapmak istediklerimizle zaten gözler önünde ve gönüllerdeyiz. Devam eden yargı süreci esnasında tutanakları yayınlayan siteler için gerekli yargı süreci başlatılacaktır.Türk adaletine güvenimiz tamdır."
"Ömrü boyunca hukuk dışına çıkmamıştır"
Baş'ın Avukatı Hakan Güler de yaptığı açıklamada, müvekkili ile ilgili bazı basın yayın organlarında yalan ve yanlış haberlerin yer aldığını ileri sürerek, bu yayınların gerçeği yansıtmadığını savundu.
Anayasanın 38. maddesinde "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz." ifadesinin yer aldığına vurgu yapan Güler, "Halen devam eden ve henüz karara bağlanmamış olan bir dava nedeniyle sanki müvekkil suç işlemiş gibi, sadece şikayetçinin iddialarına dayalı şekilde yayın yapılması TCK 288. maddesinde düzenlenen 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçunu' oluşturmaktadır. Yargılamanın devam etmesine rağmen bir kısım basın organları bazı haksız ve gerçeklere aykırı iddiaları gündem etmişlerdir." ifadelerini kullandı.
Avukat Güler, iddiaların açıklığa kavuşması için kamuoyunun bazı konularda aydınlatılmasına ihtiyaç duyulduğunu aktararak, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, takviye edici gıda üretimi, tanıtımı ve pazarlanması için kendisinden borç isteyen Mustafa Eraslan'a yüklü miktarda borç vermiş ve bunun karşılığında senetler almıştır. Anılan senetlerin bir kısmı ödenmiş, bir kısmı vadesi geldiği halde ödenmemiştir. Ödemesi yapılmayan bu senetler için icra takibi başlatılmıştır. Bu takipte Mustafa Eraslan borcunu kabul etmiştir. Ancak borcu ödememek ve alacaklıdan mal kaçırmak maksadıyla üzerinde bulunan mal varlığını başkalarına devrettiği anlaşılınca, tasarrufun iptali davaları açılmış ve kaçırıldığı anlaşılan bu gayrimenkuller üzerine mahkeme ihtiyati tedbir koymuştur. Tam bu süreçte hukuk ve ticaret mahkemelerinde yürüyen süreci durdurmak ve konulan tedbirlerden kurtulmak adına savcılığa haksız şikayette bulunmuştur."
Haydar Baş'ın 20 yılı aşkın bir süredir FETÖ ile aralıksız mücadele ettiğini, Ergenekon ve Balyoz süreçlerinde FETÖ ekibi tarafından takibe alındığını, dinlendiğini ve hakkında birçok işlem yapılmaya çalışıldığını belirten Güler, şunları kaydetti:
"Bu noktada Selam Tevhid başta olmak üzere birçok davada müşteki durumunda olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın Balyoz, Ergenekon, Poyrazköy, Odatv gibi FETÖ'nün kumpaslarıyla ilgili Türk yargısının yaptığı tarafsız yargılamalarda Prof. Dr. Haydar Baş ile ilgili, ilim adamı, Prof. Dr. siyasetçi ifadeleri kullanılırken, medya organlarına bilinçli olarak servis edilen bu haberlerde cemaat, cemaat lideri ifadelerinin kullanılması kasıtlı ve şantajı devam ettirmeye yöneliktir. Müvekkil aleyhine komplo kuranlar ve komploda yer alanlar bilmelidir ki müvekkil ömrü boyunca hukuk dışına çıkmamıştır. O, dünyanın tanıdığı bir ilim ve fikir adamıdır. İsnat edilen fiilleri yapmasına ne inancı ne dünya görüşü ne de fikriyatı müsait değildir. Prof. Dr. Haydar Baş, her tür bağnazlığa, hukuk dışılığa karşı çıkan, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda milli ve manevi kalkınma için çalışan örnek bir insandır. Müvekkil aleyhine yapılan her tür haksız yayını ve iddiayı reddediyor ve iftiracılara hukuk önünde hesap soracağımızı yüce Türk kamuoyuna ilan ediyoruz."
Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ve Baş'ın da arasında bulunduğu 14 sanığın yargılandığı davada ara kararını açıklayan mahkeme, Haydar Baş ve sanık Avukat Lütfullah Önder’in 3 milyon lira değerindeki taşınmazlarına tedbir konulmasına ve bu sanıkların yurt dışına çıkışlarının yasaklanmasına hükmetmişti.