'Kızıma Gezi'ye gitme diyeceğim'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen "Gezi Parkı" heyetinde bulunan Zehra Öney, kendilerini sabırla dinleyen, olumlu ve yapıcı bakış açıları ile detaylı açıklamalarda bulunan Erdoğan ve heyetine teşekkür ederek, "Benim gözümde resim daha anlaşılır hale geldi. Bu görüşme sonrasında kızıma 'Gezi Parkı'na gitme' diyeceğim" ifadesini kullandı.
Facebook ve twitter hesabından görüşmede yaşadıklarını paylaşan Öney, toplantıda, katılımcıları dinleyen, sorularını mümkün olduğu kadar açıklık ve sükunetle cevaplandıran Erdoğan'ın yaşanan olaylar ve şiddet sebebiyle üzgün olduğunu hissettiğini kaydetti.
Anlatılanları tek tek not alan Erdoğan'ın, şiddetin sona ermesi konusundaki hassasiyetini herkesin hissettiğini belirten Öney, Gezi Parkı'nda sürecin başından beri bulunan, gaz ve tazyikli su yiyen gençlerin de oradaki şiddeti anlattığını aktardı.
Öney, Başbakan Erdoğan'a, "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir anne ve kadın olarak, yaşadıkları endişe, korku, kızgınlık, çelişki, AK Parti Hükümeti'nin yaşattığı iletişim kabusunu" anlattığını belirterek, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Sessiz veya tek taraflı medyayı, hükümet kanadından bir türlü tatminkar gelmeyen açıklamaları, partinin bürokratlarının sosyal medyada yaptıkları bireysel ve yapıcı olamayan iletişimi, kendisinin yaptığı her açıklamanın Gezi’deki yeni nesil, kararlı, organize, duygusal, onurlu ancak politik eylem planları olmayan pırıl pırıl genç arkadaşlarımıza ve tüm Türkiye’ye nasıl yansıdığını paylaştım. Yurt dışı basının bu durumdan istifade atak yaparak, Türkiye’nin ekonomi ve itibar açısından yara almasını hiçe sayan yayıncılığının (biz de taraflı basın sustuğundan) bir iletişimci olarak değerlendirmemi ve görüşlerimi bana ayrılan sürede aktardım."
"Kızım da Gezi Parkı'ndaki gençlerden"
Kızının da Gezi Parkı’ndaki gençlerden biri olduğunu hatırlatan Zehra Öney, açıklamasında şunları kaydetti:
"Kızıma 'gitme' demedim. 'İnandığın konuda kararından dön' demedim. Her sabah işe giderken, savaşa gider gibi giyinerek, evden çıkan kızımı, sırt çantasına biber gazının etkisini hafifletmesi için limon, su ve havuz gözlüğü, ağrı kesici, yara merhemi koyarak uğurladım. 'Acaba kötü bir haber alır mıyım, gaz bombalarından ya da tazyikli sudan zarar görecek mi, sağ salim onu görebilecek miyim' diye endişe ettim ama 'gitme' demedim. Çünkü izliyorum ve biliyorum ki, bu eylemi sadece Gezi Parkı, orada yaşatmak istedikleri yeşil ortam ve ağaçlar, inandıkları ilkeleri yani bu vatana olan düşkünlüklerinden daha aydınlık, daha demokratik, her konuda daha özgür, yaşam biçimine müdahale edilmeyen kendi vatandaşına şiddeti olmayan bir Türkiye için yapıyorlar.
Başbakanımıza gençliğin artık dar ideolojik kalıpların dışına çıkarak, dünyayı kucaklayan yaşam ve dünya beklentisi, ideali içerisinde olduğunu ve AK Parti'nin iktidar döneminde yetiştiğini, şu anda ise anlaşılamıyor ve çeşitli fraksiyonlarla anılıyor olmalarının yaşattığı kırgınlık konusundaki gözlemlerimi paylaştım."
Katılımcıları dinledikten sonra Türkiye'nin siyasi ve ekonomik açıdan normal işleyişini sürdürebilmesi için bu durumun nihayete ermesi konusunda bilgi veren Erdoğan'ın, hemen hemen bütün örgütlerin Gezi Parkı'nda konuşlandığını ve bu provokasyona izin verilmeyeceğini anlattığını bildirdi.
"Konu Başbakan'a ulaşmadan müdahale olmuş"
Öney, Erdoğan'ın, eylemin ilk günlerinde konu kendisine ulaşmadan müdahale olduğunu, sonrasında inceleme başlatıldığını, konunun Türkiye'nin gelişimine ve itibarına zarar vermek isteyen grupların işgaline uğrayarak deforme edildiğini, hükümetin bu grupların faaliyetlerine sessiz kalmayacağını anlattığını aktardı.
Kendilerini davet eden Başbakan Erdoğan'a teşekkür eden Zehra Öney, şöyle devam etti:
"Erdoğan ve nezdinde katılan heyete, bizleri davet ettikleri, gerçekten sabırla dinledikleri, benim çok net hissettiğim olumlu ve yapıcı bakış açıları ve kendi bakış açılarını yansıtan detaylı açıklamaları için şahsım adına teşekkür ediyorum. Benim gözümde resim daha anlaşılır hale geldi. Diyalog yaklaşımını hissettim.
Bu görüşme sonrasında bugün kızıma 'Gezi Parkı'na gitme' diyeceğim. Gitme ki orada sizinle olan ve Türkiye açısından zaten bugüne kadar ciddi çalışmış olan gruplar yalnız kalsın, seçilsin, sizin eylemleriniz amacına ulaşsın, bundan sonra da sesinizi duyurmak için imkanınız, krediniz kalsın. Bu Türkiye hepimizin ve yara aldığı şu günlerde yine manevra yaparak, bu ülkeyi sen ve siz, Türk gençleri ayakta tutabilirsiniz. Bu güç sizin damarınızdaki kanınızda mevcut. Gitme kızım, Taksim ve parkımız temizlensin, Türkiyemiz ilerlesin, durmasın ama sen çabana devam et. Hiçbir zaman inandığın yoldan dönme. Bu ülkenin genci olarak sen hep beklentilerini duyur, ülkenin gelişmesine katkı ver. Ancak bunu Gezi'de zarar görerek ve savaşa devam ederek yapamazsın. Bugün evine dön. Dönerken de kendinle gurur duy. Bu temiz, herkesi şaşırtan organize, barışçıl, dostça, yaratıcı eylemi yaptığın ve inançla mücadele ettiğin için annen olarak seninle gurur duyuyorum kızım."