Gazete Vatan Logo

Kızıltepe'de işler karışınca elektrikler kesilir!

Ahmet Kaymaz ve 12 yaşındaki oğlunun yargısız infaza kurban gittiği iddiaları Kızıltepe'de sinirleri iyice germiş durumda. Emniyet misilleme kaygısında. Kentte sık sık elekrik kesiliyor. Halkın tepkisi manidar: "Burada işler karışınca elektrikler kesilir!"

Mardin'in Kızıltepe İlçesi'nde 21 Kasım günü yaşanan operasyonla ilgili ilk açıklama şöyleydi: "İki terörist karakol bastı ve çıkan çatışmada öldürüldü.! Daha sonra açıklama değişti. Karakol basılmamıştı ama iki terörist polisin dur ihtarına uymadıkları için öldürülmüştü. Öldürülenlerin kimlikleri açığa çıkınca ortalık iyice karıştı. Öldürülenler 31 yaşındaki kamyon şoförü Ahmet Kaymaz ile 12 yaşındaki oğlu Uğur Kaymaz'dı! Baba-oğul gerçekten polisle çatışmış mıydı, yoksa bu olay Güneydoğu'daki meşhur yargısız infazlardan biri miydi? Emniyet ısrarla çatışma diyordu ama ne halk ne de ölenlerin yakınları ikna oldu. 1999-2003 yılları arasında tek bir eylemin bile yaşanmadığı Kızıltepe bu operasyondan sonra gerildi. Bölgeye önce Avrupa Parlamentosu milletvekilleri ardından TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu geldi.

Halk iki gündür Komisyon'un raporunu bekliyor. Emniyet güçleriyse Mardin ve Kızıltepe başta olmak üzere çevre il ve ilçelerde olası bir misillemeye karşı tedirgin. 17 Aralık'ta Avrupa Birliği'nden müzakere tarihi bekleyen Türkiye şimdi bu olaya kilitli. Kızıltepeliler de... İlçede dikkatimizi çeken bir şey de elektriklerin hava karardıktan sonra sık sık kesilmesi... Akşam yemeğimizi havanın kararmasıyla birlikte el ayağın çekildiği kentte basın mensuplarının vazgeçilmez adresi olan Vahap 86'da yedik. 20 dakika içinde iki defa gidip gelen elektrikler daha sonra tamamen kesildi. Gaz lambası eşliğinde yemek yiyenlere bunun nedenini sorduğumuzda yanıt gerçekten manidardı: "Burada işler karışınca elektrikler kesilir.."

Oğluma diz çöktürmüşlerdi
Öldürülen Ahmet Kaymaz'ın eşi Makbule Kaymaz: Eşim Ahmet, kamyon şoförüdür. Kendimize ait kamyon ile taşımacılık yapar. Oğlum Uğur 1992 doğumlu ve ilkokul 5. sınıf öğrencisi.. Zaman zaman babası ile birlikte seferlere giderdi. İskenderun'a yük almaya gidecekti. O gün sefer hazırlıkları yapıyordu. Akşam saat 16.30 sularında yemek yemek için sofrayı hazırlamıştım. Eşim de kamyona yerleştirmek üzere evde bulunan battaniye, yatak gibi eşyalarını oğlum Uğur ile birlikte alıp sokağa çıktı. Her ikisinin ayağında da terlik vardı. Eşyaları kamyona bırakıp gelecek ve yemek yiyeceklerdi. Kamyon, evimizin 40-45 metre kadar ilerisinde ana caddenin kenarında park halindeydi. Onlar sokağa çıktıktan sonra silah sesleri duyduk. Korkarak yan komşunun avlusuna geçtik. Bu esnada ben oğlum Uğur'un kamyonun önünde diz çökertilmiş bir şekilde boynu yere eğik olarak oturtulduğunu gördüm (beyaz pantolonunu fark ettim) . Daha sonra silah sesleri aralıklı olarak gelmeye devam etti. Bir müddet sonra polisler geldi ve evimize giderek arama yaptılar. Savcı gelerek bizi götürdü ve ifadelerimizi aldı. Daha sonra oğlum ve eşimin öldürülmüş olduğunu duydum.

Meclis İnsan Hakları Komisyonu raporunu bugün açıklıyor
Çatışma iddiası doğru değil
Mardin Kızıltepe'de polis tarafından öldürüldükten sonra "eylem hazırlığında terörist" açıklaması yapılan baba-oğulun durumunu bölgede araştıran Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyeleri, raporlarını bugün Meclis'e sunacak. CHP Mersin Milletvekili Hüseyin Güler, sorumluların mutlaka yargılanması gerektiğini belirterek, "12 yaşındaki bir çocuk nasıl terörist olur. 12 yaşındaki bir çocuk nasıl silah eğitimi alabilir. Baba onu ölüme nasıl götürür" dedi.

Hüseyin Güler, baba-oğulun operasyonda öldüğü bilgisinin verildiğini, ancak kıyafetlerinin bir operasyon anına uygun olmadığını şu şekilde açıkladı: "Çatışmada çocuğun ayağında bir sandalet bağlı, babada da terlik gibi ayakkabı. Soru işaretleri var. Emniyet'in çatışma diye ifadesi var. Terlikler teyit edildi. Giyim tarzları normal. Yolculuk hazırlığı için eşyayı koymaya gidiyor. Yemek sofrada bekliyor. Kamyonda çatışma izi yok."

Komisyonu Üyesi ve AKP Batman Milletvekili Mehmet Nezir Nasıroğlu, "Polisin görevi suçluyu yakalamak ve yargıya teslim etmek. Emniyet camiasını tümden suçlu gibi göstermek çok yanlış olur ancak bu olayda polisin yanlışı var" diyor..

Meclis olayın üzerine gidecek
Komisyon üyeleri, Uğur Kaymaz'ın günlük eğitimine devam eden bir öğrenci olduğu, babanın ise ölümünden iki gün önce Silopi Sınır Kapısı'nda mağduriyetlerinin giderilmesi için insan hakları derneklerine başvurduğu bulunduğu bilgilerine ulaştı. Hüseyin Güler, "Meclis olayın üzerine gidecek ancak geride kalan anne, üç çocuk ve babaannenin toplumsal yarası nasıl sarılacak onu merak ediyoruz" dedi.

Emniyet Müdür Yardımcısı ve 3 polis açığa alındı
Mardin Kızıltepe'de, ilköğretim öğrenişi 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ile abası Ahmet Kaymaz'ın öldürülmesiyle ilgili, özel harekattan sorumlu Mardin Emniyet Müdür Yardımcısı Kemal Dönmez ve 3 özel harekatçı açığa alındı. İçişleri Bakanlığı'nca olayın araştırılması için görevlendirilen mülkiye ve polis müfettişlerinin başlattığı soruşturma devam ediyor. "Soruşturmanın selameti" açısından Dönmez ve 3 özel harekatçının açığa alındığı belirtildi.

Bu arada Diyarbakır ve Batman Barosu'na kayıtlı yaklaşık 100 avukat, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Arkadaşları adına açıklama yapan avukat Tahir Elçi, Kaymazlar'dan önce Hakkâri'nin Şemdinli İlçesi'nde bir çobanın yine güvenlik güçlerinin kurşunlarıyla öldüğünü ileri sürdü. Elçi, kısa aralıklarla meydana gelen iki olayın, Türkiye'nin, AB'den müzakere tarihi almayı beklediği 17 Aralık'tan kısa süre önce gerçekleşmesinin üzüntü verici olduğunu belirtti ve şöyle dedi: "Olayın yargısız infaz olduğu konusunda ciddi bulgular var.. Diyarbakır ve Batman Barosu üyesi 100'ü aşkın avukatın imzasını taşıyan şikayet dilekçesini savcılığa verdik."

Kızıltepe Savcısı Pınar Akkoç: Askeri servis aracına eylem ihbarı alındı
"Evde militanların olduğu bildirilmiş. Cumartesi'den beri ev izleniyordu. Çocukların olabileceği ihtimaline karşı eve yönelik bir operasyon gerçekleştirilmesini istemedik. Pazar saat 16.30 17.00 sularında evden iki şahısın dışarı çıktığı tespit ediliyor, dur ihtarında bulunan güvenlik güçlerine karşı silahla karşılık veriliyor. O caddeden her gün askeri bir servis aracı geçiyor. Şahısların bu araca yönelik eylem hazırları içinde olduklarını düşünmekteyiz. Yakın mesafeden ateş edilip edilmediğini Adli Tıp raporu gösterir. Soruşturmayı hukuka uygun bir şekilde ve ciddiyetle yürütüyoruz. Delillerin incelemesini polis laboratuvarında değil İstanbul Adli Tıp Kurumu'nda yaptırıyoruz."

Haberin Devamı