‘Kışladan çıkılmasın emrinin yararı olmazdı’
15 Temmuz’da kışlalardan çıkılmaması emrini vermediği eleştirisine Genelkurmay Başkanı mahkemede yanıt verdi. Akar, o saatlerde kışlada sadece nöbetçi personel olduğunu böyle bir emrin pratikte bir yararı olmayacağını anlattı
Darbe girişimi sırasında Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili “çatı” davasında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar dün ifade erdi. Akar, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde verdiği ifadede, 18-19 Temmuz 2016 tarihlerinde Cumhuriyet savcısına verdiği 6 sayfalık ifadesinin geçerli olduğunu belirtti tüm darbecilerden şikayetçi olduğunu vurguladı.
Yılmaz hatırlamadı
Akar, yaveri Levent Türkkan’ın kendisine silah doğrultması ve Mehmet Dişli ile Akın Öztürk konusundaki sorular üzerine ise savcılık ifadesinde anlattıklarına ilave edeceği bir husus olmadığını söyledi. O tarihte 7. Kolordu Komutanı olan İbrahim Yılmaz’ın 2. Ordu Komutanlığı’na vekaleten atanmasına ilişkin ise Akar, kendisine telefonda böyle bir teklifin gelip gelmediğini net hatırlamadığını söyledi. Yılmaz daha sonra FETÖ’den tutuklanmıştı.
Hava sahası emri
Türk hava sahasının tamamının kapatılmadığı iddiasına ilişkin Akar, tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde hava sahasının kapatılmasıyla ilgili emrin 18.30’da verildiğini, 19.06’da bahse konu emrin ilgili şahıs ve kuvvet harekat merkezlerine ulaştığını, 19.26 itibarıyla da tüm hava araçları için işlemlerin tamamlandığını anlatarak, bu hususta kayıtların da mevcut olduğunu söyledi.
Akar, “kışlalardan çıkılmaması yönünde talimat verilmediği” yönündeki iddiayla ilgili şu beyanda bulundu: Tarafıma ulaşan ihbarın mahiyetine göre tüm tedbirler alınmış, ihbarın değerlendirilip gerekli tedbirler alınmaya başladığı saat itibarıyla kışladaki askeri personel mesaiden ayrılmış ve sadece nöbetçi personel kışlada bulunmaktaydı. Dolayısıyla ihbarın mahiyetine göre önlemlerin alınmasına başlandığı saat itibarıyla kışladan ayrılmaması şeklinde bir talimatın verilmesine gerek görülmediği gibi böyle bir talimatın da pratikte bir yararı olmayacağı izahtan varestedir.
‘Tepsit etmek mümkün olmadı’
“Genelkurmay Başkanı’nın yanında görev yapanların FETÖ’cü çıkması” konusunda Akar, şunları kaydetti: FETÖ’nün TSK yapılanmasındaki hususiyetleri, özellikle gizlilik konusunda kullandığı yöntemler dikkate alındığında FETÖ mensubu olan TSK personelinin teşhisi ve tespiti her zaman mümkün olmamıştır. Maiyetimde FETÖ’cü olduğu bilinerek herhangi bir personel istihdam edilmediği gibi istihdamına da müsaade edilmemiştir.
‘Tüm enerjimi harcadım’
Darbe girişimi sırasında makam odasında bulunan panik butonunu kullanıp kullanmadığı sorulan Akar, şunları kaydetti:
15 Temmuz kanlı darbe girişimi sadece şahsıma değil, esas itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti devletine, hükümetine ve milletimize karşı yapılmıştır. Bu girişimi öğrendiğim ilk andan itibaren ülkemi ve milletimi düşünmek dışında herhangi bir şahsi düşünceyi aklımdan bile geçirmedim, tüm mesaimi ve enerjimi kanlı darbe girişimini sonlandırmak için harcadım. Bu süreçte şahsımla ilgili herhangi bir kaygı taşımadığım gibi kendimi korumaya yönelik herhangi bir düşüncem ve girişimim olmamıştır.