Kışanak:'Özal gerçekten çözümdür, barıştır'
DİYARBAKIR’da Büyükşehir Belediye Başkanı DBP’li Gültan Kışanak’ı ziyaret eden Ana Parti Genel Başkanı Ahmet Özal, "Kuzey Suriye’de oluşan yapının ne olacağını bilmiyoruz. Bana göre oradaki halk buna karar verecek. Türkiye’nin o bölgedeki insanları tarihi olarak, akrabalığı ve dostluğu olduğu için desteklemesi gerekir. Biz maalesef yıllarca Türkiye’de korkularla büyütüldük. Demek ki bunlar boş korkularmış" dedi.
Diyarbakır’da bulunan Ana Partisi Genel Başkanı Ahmet Özal, yardımcıları İrfan Çavuşoğlu ve Nur Gözüküçük ve Diyarbakır İl Başkanı Fikri Yontürk ile birlikte Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak’ı ziyaret etti. Özal, Kışanak’a Meclis’te mi yoksa belediyede mi çalışmanın zor olduğunu sorunca Kışanak, Meclis’te Türkiye’nin siyasetine daha genel müdahale etme şansı olduğunu, daha üst düzey politikalar yürüterek, toplumun önüne biraz yol açıcı, yol gösterici, biraz stratejik gruplu bir işleyişi olduğunu belirterek, "Burada da doğrudan hayata dokunuyorsun, insanların gündelik hayatlarını değiştirme şansı var, bunun imkanları var. Halkla birliktesin. Her ikisinin farklı önemi var. Tabi belediye biraz daha zor" dedi.
Kışanak, merhum Turgut Özal’ın, çok özel bir insan olduğunu, Türkiye tarihine, gerçekten bir dönüm noktası olabilmiş, yep yeni bir dönemin açılmasına, hizmet etmiş son derece önemli, değerli bir insan olduğunu ifade ederek, şöyle dedi:
"Merhum Özal’ı yitirmiş olmak, çok büyük bir kayıp. Hele hele ölümünün tartışmalı olması, öldürülmüş olma ihtimali ve bu konuda, güçlü emarelerin bulunması. Tabi ki hepimizin hassasiyetle üzerinde durması ve aydınlatması gereken bir konu. Aslında sayın Özal şahsında Türkiye toplumunu bir bütün olarak, Kürdüyle, Türküyle, çözüme olan inancını kırmak istediler. Bunun mümkün olmadığını göstermeye gayret ettiler. Ama milyonlarla insan yine özgürlük, barış çözüm konusunda ısrar etti. Son derece önemliydi. Bugün gelinen aşamada da hepimizin, arzusu, temennisi ve mücadele gerekçesidir barış ve çözüm. Bugün belki belli aşamalara gelinmiş olması önemli, tartışıyoruz. Ama bu gibi büyük sorunlarda, zor konularda asıl ilk adımı atmak, çok zordur. Bir kırılma noktasıdır.Korku duvarını aşmak, yüzleşmek, buna cesaret etmek, bunu açıkça toplumla paylaşma şeffaflığı göstermek, bütün bunlar sayın merhum Özal’ın yaptığı şeylerdir. Doğrusu şimdi Suriye ve Rojava’da yaşanan gelişmeler nedeniyle, bir kez daha görüyoruz ki böylesine cesur, halkının gerçeklerini bilen ve gerçek anlamda barışa ve kardeşliğe inanan insanlara, çok ihtiyacımız var. O dönemde biliyorsunuz aynı sorunlar, aynı problemler, Irak’ın sorunuydu ve o zamanda sayın Özal büyük bir cesaretle, Sayın Talabani'yi Türkiye’ye kabul eden görüşmeler yapan ve bunun önünü açan."
Kışanak, şu anda Ankara’nın en çok hem siyasi, hem ekonomik, hem de diplomatik olarak çalıştığı bir merkez olan Erbil’in yıllarca kendilerine tehdit merkezi gibi gösterildiğini ifade ederek, "Güvenlik sorunuymuş gibi gösterildi. Ama görüyoruz ki tam tersine Türkiye’nin en rahat ilişki kurabildiği, birlikte çalışma yürütebildiği, ekonomisini güçlendirebildiği, bir komşudur. Yani Türkiye’nin komşusu IŞİD mi olsun? Kürtler mi olsun? Bu soru cevabı açıklanmayacak kadar cevabı açık bir sorudur. Kürtlerin bin yıllık bu topraklarda ortak bir geçmişleri var. Birbirlerine saygı temelinde, hak ve özgürlük temelinde, yaklaşıldığı sürece de sorunların çıkmadığını biliyoruz. Siz gelince bütün bunları hatırladık. Çünkü rahmetli Özal diyince bunlar akla geliyor. Özal deyince budur. Gerçekten çözümdür, barıştır, kardeşliktir" diye konuştu.
Ana Parti Genel Başkanı Ahmet Özal ise çözüm süreci meselesinin çok önemli bir mesele olduğunu ve halk ile konuşmak için Diyarbakır’a geldiğini söyledi. Parti olarak kendileri için babasından bugüne kalan en önemli mirasın, bölgenin ve meselenin çözülmesi olduğunu söyleyen Özal, "Onun için biz ona biraz ağırlık vermek istiyoruz"dedi. Suriye ve Irak konusunu çok iyi bildiğini düşündüğünü söyleyen Özal, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Çünkü, ben Irak’ta 15 bin kilometre arabayla yol yaptım. Erbil, Süleymaniye’den tutun Basra’ya kadar. Irak’ın bütün bölgelerinde gezdim. Suriye’de de öyle. Kuzey Suriye’deki, Kuzey Irak’taki insanlar, Kürtler olsun, Keldaniler olsun hepsi. Bizim insanlarımızdan farklı insanlar değil. Zaten hepsi, bin yıl bu topraklarda beraber yaşamış, aynı kültüre sahip insanlar. Hatta benim çok dikkatimi geçiyor. Kuzey Irak ve hükümeti çevresi içinde yaşayan, Kürt vatandaşların, Türkmenlerin, Araplardan çok daha farklı bir yapıları var. Çok daha farklı bir kültürleri var. Oralara gittiğim zamana her zaman rahat edebiliyorum. Ama Arap bölgesi benim için biraz daha farklı. Dolayısıyla zaten coğrafi olarak, tarihi olarak, bu insanların beraber yaşaması, beraber gelişmesi, en doğru şeyin en akıllıcasıdır. Burada düşmanlık değil, dostluk çok daha önemli. Şu an çok dikkat ediyorum Irak Türkiye’nin en önemli ticaret yaptığı, bölgelerden bir tanesi haline geldi. Yarın, öbür gün ben şunu da görüyorum Suriye’de böyle olacak. Kuzey Suriye’de oluşan yapının ne olacağını bilmiyoruz. Bana göre oradaki halk buna karar verecek. Türkiye’nin o bölgedeki insanları tarihi olarak, akrabalığı ve dostluğu olduğu için desteklemesi gerekir. Biz maalesef yıllarca Türkiye’de korkularla büyütüldük. Demek ki bunlar boş korkularmış."