"Kırmızılı kadın" davasında yeni gelişme!
‘Kırmızılı kadın’ davasında gaz sıkan polisi mahkum eden hakim de 'sıksana lan' deyip tokat attığı iddia edilen polis amiri de FETÖ’den firarda. Avukatı yeniden yargılanma için başvuruda bulundu.
Taksim Gezi Parkı olayları sırasında kamuoyunda ''kırmızılı kadın'' olarak gündeme gelen Ceyda Sungur'a biber gazı sıktığı gerekçesiyle ''görevi kötüye kullanmak'' suçundan 20 ay hapis cezası verilen polis memuru Fatih Z. mahkemeye yeniden yargılanma talebinde bulundu. Polis Memuru Fatih Z. avukatı Funda Sadıkahmet Alp aracılığıyla yeniden yargılanma talebi dilekçesini İstanbul Ceza Mahkemeleri Ön Bürosu'na sundu.
Avukat Alp'in dilekçesinde, basına yansıyan fotoğrafların o dönemde yankı uyandırmış olması, müştekinin kırmızı elbisesi ve kadın olmasının kamuoyunun ilgisini çektiği ve bundan dolayı olay ve dava dosyasının seyrinin değiştiği savunuldu. Dilekçede, dosyanın kapsamlı bir şekilde incelendiğinde Fatih Z'nin, gaz tabancasını müştekinin direkt yüzüne değil, aldığı talimatla uzaktan etraftaki kişilere püskürtmek amaçlı sıktığının ortada olduğu ve basınçtan dolayı müştekinin uçuşan saçları ve kırmızı elbisesinin olduğu fotoğraf karesi sebebiyle kamuoyunda hedef haline geldiği kaydedildi.
Taraflı haberlerin yapıldığı belirtilen dilekçede, ''Bu duruma kayıtsız kalmayan, her ne kadar iddianamede olmayan bir suçtan da ceza veren, tamamen taraflı davranıp müvekkile fidan dikme ve bakma cezası veren eski hakim Muzaffer İren, şu an FETÖ/PDY kapsamında tutukludur. İddianameyi hazırlayan eski savcı Adnan Çimen, FETÖ/PDY terör örgütü soruşturması kapsamında açığa alınmış ve firaridir. İddianameyi hazırlarken gerekli soruşturmayı tam ve eksiksiz yapsaydı zor kullanma yetkisinin sınırlarının aşılmadığını ve bu olayları bir bütün halinde değerlendirdiğinde suç unsuru olmadığını tespit edebilecekti. Ancak basına yansıyan kırmızı elbise yüzünden kendisini baskı altında hissetmiş olmalı ki bu iddianameyi oluşturdu. FETÖ/PDY firarisi olan savcı Adnan Çimen'in ve diğer kişilerin kime hizmet ettiği ve neden taraflı davrandığı 15 Temmuz sonrasında anlaşılmıştır.'' ifadelerine yer verildi.
Dava aşamasında birçok eksiklik olmasının, usul ve yasal anlamda da ayrıca göz önünde bulundurulmadığı savunulan dilekçede, hükmün açıklanmasının geri bırakılması sebebiyle Fatih Z. adına hukuki anlamda hareket kabiliyeti sınırlı olduğundan ve yeni delillerin ortaya çıkmasından dolayı yeniden yargılanma talebinin dikkatle ve titizlikle değerlendirilmesi istendi.
Polis memuru Fatih Z'nin, Gezi Parkı olaylarında omzundan ameliyatlı ve raporlu olduğu halde "Model 5" adlı gaz silahını kullanabilen biri olduğu için göreve çağrıldığı anlatılan dilekçede, "Fatih Z, tüm baskı ve emirlere rağmen gaz sıkmadığı için FETÖ/PDY firarisi Ramazan Emekli tarafından ensesine tokat atılıp 'sıksana lan' denilince tetiğe bastı ve zaten ameliyatlı olan omzu nedeniyle hedef gözetmesi ve kastı olması imkansız." denildi.
Dilekçede, Fatih Z'nin, gaz silahının kullanma talimatına bağlı kalarak en az 1 metreden yüze gelmeyecek şekilde sıktığının dosya kapsamında belli olduğu kaydedilerek, bu durumun ne savcı, ne hakim ne de bilirkişi tarafından irdelenmediği, görüntülerin tamamının değil, sadece bir kısmı üzerinden gidilerek yargısız infaz yapıldığı iddia edildi.
Hazırlanan raporda, müşteki Ceyda Sungur'un kemik kırığı orta derecede denildiği ancak dosyadaki raporun polis memuru Fatih Z'ye ait ameliyat raporu olduğu anlatılan dilekçede, görüntülerde hem elini kaldırıp hem de sözlü talimat veren Ramazan Emekli'nin dava aşamasında bu durumu sürekli inkar ettiği, Emekli'nin 15 Temmuz'dan sonra neye ve neden hizmet edip Fatih Z'nin ceza almasını kolaylaştırdığının ortada olduğu savunuldu.
Dilekçede, şunlar kaydedildi: ''En başından beri yapılan soruşturma ve kovuşturma tamamen planlı ve hukuka aykırı yapılmıştır. Kaldı ki 15 Temmuz'da Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetini yıkma, bölme, parçalama amacıyla hareket eden FETÖ/PDY terör örgütü yapılanması yıllar önce sinsice her kuruma sızmış ve planlarının temellerini atmış. Başarısız olan bu terör örgütüne üye olanlar arasında dava dosyamızın kapsamındaki kişiler tutuklanmış, ihraç edilmiş ve firaridir. FETÖ/PDY terör örgütünün başı olan Fetullah Gülen'in talimatları ile hareket eden bu kişilerin yaptığı yargılama ve kararları tamamen taraflı ve hukuka aykırıdır. Yeniden yargılanma talebimiz kabul edildiği takdirde müvekkilim Fatih Z'nin masumiyeti ortaya çıkacaktır. FETÖ/PDY Terör Örgütü oluşumu ve faaliyetleri, soruşturma dosyası kapsamında tutuklanan, meslekten ihraç edilen ve firari olan hakim, savcı ve polis memurları bahsi geçen dosyamız kapsamında baştan sonra etkin ve etkili olmuştur. Soruşturma ve kovuşturma hukuka ve ahlaka uygun yapılmamıştır." Dilekçede, ''Gezi Parkı olaylarının müsebbibi olan Fetullah Gülen'in Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümetine karşı girişmiş olduğu terörist faaliyetler sebebi ile mağdur olan sanık müvekkil Fatih Z. hakkında yapılan soruşturma ve kovuşturma aşamasında; iddianameyi hazırlayan eski cumhuriyet savcısı Adnan Çimen, davayı yürüten eski İstanbul 73. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Muzaffer İren, dava aşamasında tanıklık yapan eski 2. sınıf emniyet müdürü Ramazan Emekli ve eski komiser yardımcısı Mesut Karabıyık adındaki 2 polis memuru FETÖ/PDY terör örgütü kapsamında bir kısmı tutuklanmış, meslekten ihraç edilmiş ve firari olmaları sebebiyle yeni delil ortaya çıktığından yeniden yargılanma talebinde bulunuyoruz.'' ifadelerine yer verildi.
- Karar
İstanbul 73. Asliye Ceza Mahkemesi, sanık Fatih Z'yi zor kullanma yetkisini aşarak "yaralama" suçunu işlediği gerekçesiyle 10 ay, müşteki Sungur'un etrafındaki şahıslara da uyarı yapmadan gaz sıktığı ve tekme attığı için de "görevi kötüye kullanmak" suçundan 10 ay olmak üzere toplam 1 yıl 8 ay hapisle cezalandırmıştı.
Hapis cezasını 5 yıllık denetimli serbestlik şartıyla erteleyen mahkeme, sanığa ayrıca 600 fidan dikme ve 6 ay boyunca bu fidanların bakımını üstlenme yükümlülüğü vermişti.
- İddianameden
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Gezi Parkı eylemleri sırasında, 28 Mayıs 2013'te İTÜ Taşkışla Kampüsü civarında çok sayıda göstericinin katılımıyla eylem yapıldığı belirtilerek, gösteriye katılmak amacıyla olay yerine giden Ceyda Sungur'a ve etraftaki bazı kişilere, herhangi bir uyarı yapılmadan Fatih Z. tarafından biber gazı sıkıldığı kaydedilmişti.
İddianamede, şüphelinin biber gazını kullanırken ''toplumsal olaylarda görevlendirilen personelin hareket, usul ve esaslarına dair yönerge ile göz yaşartıcı gaz silahları ve mühimmatları kullanım talimatları"na' aykırı hareket ettiği savunularak, eylemin bir bütün halinde "görevi kötüye kullanma" suçunu oluşturduğu aktarılmıştı.
"Şüphelinin savunmasının oluş ve dosya kapsamına aykırı olduğu ve bu nedenle üzerine atılı suçu işlediği anlaşılmaktadır" ifadesi yer alan iddianamede, polis memuru Fatih Z'nin "görevi kötüye kullanmak" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
İddianameyi kabul eden İstanbul 4. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın "görevi kötüye kullanmak"tan TCK'nın 257/1. maddesi kapsamında 1 yıldan 3 yıla kadar cezalandırılmasının istendiğini ve 8 Aralık 2010'da maddeye ilişkin değişiklik yapılarak ceza üst sınırının 2 yıla indirildiğini belirterek, bu durumda davaya bakma görevinin Sulh Ceza Mahkemesi'nde olduğunu kaydetmişti.
İstanbul 4. Asliye Ceza Mahkemesi görevsizlik kararı vererek dosyayı 18. Sulh Ceza Mahkemesi'ne göndermişti. Düzenlenen yeni yasa kapsamında sulh ceza mahkemelerinin kapatılmasına karar verilmesinin ardından, dosya bu kez İstanbul 73. Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderilmiş ve sanığın 1 yıldan 2 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istemiyle dava bu mahkemede görülmeye başlanmıştı.