Kim bu ölüm mangaları?
Başika üzerinden yürüyen tartışmalar Irak’ın iç siyasi dengeleriyle de doğrudan ilişkili. Bu kavgada ‘her şey mûbah’ diye düşünen gruplar var. Bunlardan biri de Türkiye'ye yönelik tehditler savuran ölüm mangaları. Al Jazeera'den Ayşe Karabat yazdı...
Twitter “Âdî bir vak'a olduğu düşünülüyor.” Eylül ayının başında Irak’taki 18 Türk işçisi kaçırıldığında dönemin Dışişleri Bakanı, şimdiki Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu bu açıklamayı yapmıştı.
“Neyin olmadığını biliyoruz, bilinen terör örgütlerinden birinin olmadığını değerlendiriyoruz” demişti.
Oysa, Türk işçilerini kaçıran ‘örgüt’ âdî bir vak'a değildi. Bilinmez hiç değildi.
Örgüt, Türk işçilerini kaçırmakla kalmadı. Irak’taki Türk diplomatlarının hayatlarını da tehdit etti. Aynı grup Aralık ayında yeni bir tehdit videosu yayınladı. Bu sefer de Musul yakınlarındaki Başika kampından Türk askerlerinin çekilmesini istiyor, bu olmazsa Türkiye’nin çıkarlarını hedef alacağını söylüyordu.
Her örgütün kendine göre hesabı olur. Bu örgütün hesabı da Suriye’ye kadar uzanıyor, Irak siyasi dengelerini, Bağdat merkezi hükümetinin düşürülmesi noktasına kadar getiriyor.
Suriye şantajı Eylül ayında Türk işçilerinin kaçırılmasının ‘âdî bir vak'a’ olmadığının en önemli göstergelerinden biri, işçilerin serbest bırakılması için fidye değil siyasi talepler de bulunulmasıydı: Irak Kürt petrollerinin Türkiye üzerinden geçişini durdurmak.
Suriye’deki silahlı muhalefetin Fua, Kefreyya, Nubbul ve Zehra bölgelerine yönelik kuşatmanın sona erdirilmesi ve Halep ile İdlib’deki Şii bölgelerine insani yardım ulaştırılması.
Örgüt, Suriye’deki bu kuşatmayı yapan Suriye silahlı muhalefetinin ‘Türkiye’nin milisleri’ olduğunu iddia ediyordu. Bu istekler yerine getirilmezse, Türkiye’nin çıkarlarının ve temsilcilerinin hedef alınacağını söylüyordu.
Kürt petrollerinin Türkiye üzerinden geçişi durdurulmadı, ama 21 Eylül’de ‘örgütün’ talep ettiği bölgelerde ateşkes sağlandı. İdlib ve Halep’teki Şii bölgelerinde, isteyen bütün sivillerin alanı terk etmesine izin verildi.
30 Eylül’de de Irak’ta kaçırılan Türk işçileri serbest bırakıldı. İşçiler ve video da ismi verilmese de ‘Türkiye’nin temsilcisi olarak’ tehdit edilen Bağdat’taki Büyükelçisi Faruk Kaymakçı ANA uçağı ile Ankara’ya geldi. Kaymakçı bir süre sonra görevinin başına döndü.
Kim bu örgüt?
Türk işçileri kaçıran örgüt kendisini ‘ölüm mangası’ olarak adlandırmıştı. İsimleri daha önce duyulmamış bu yapılanma Türkiye’nin Musul bölgesindeki askeri varlığı tartışma konusu yapıldığında yeniden sahneye çıktı, yeniden bir tehdit videosu yayınladı ve bu sefer de Türkiye’nin Musul’dan çekilmesini istedi.
Yüzü maskeli grubun içinde Türkmence konuşan bir kişi, “Irak’ın şimalinden” yani kuzeyinden Türk askeri çekilmezse, Türkiye’nin “maslahatının” yani, çıkarlarının hedef alınacağı tehdidinde bulunuyor.
Türk askerine yönelik tehdit Türkiye, 2015 Mart ayından beri Musul yakınlarındaki Başika kampında asker bulunduruyor. Bu kampta Türk askerleri, IŞİD’in işgali altındaki Musul’un kurtarılması için yapılması beklenen operasyonda görev alacak gönüllü yerel güçleri eğitiyor.
Ankara, bu eğitim faaliyetinin Musul Valiliğinin talebi ve Irak Savunma Bakanlığı’nın koordinasyonuyla yapıldığını söylüyor.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 14 Aralık’ta yaptığı açıklamada, kampta eğitim veren Türk eğiticilere karşı tehditlerin arttığını, bu nedenle kampa takviye yapıldığını söyledi.
Başika’da 4 Aralık’ta nöbet değişimi olmuş, 150 asker 20 civarında tank eşliğinde kampa gönderilmişti.
Çavuşoğlu, kampta yaklaşık 2400 Musul Ulusal Muhafızın IŞİD’e karşı eğitildiğini sözlerine ekledi. Bu eğitimlere katılanların etnik ve mezhebi kimliğine bakılmadığını da Türk yetkililer çok sık vurguluyor.
Musul’daki özellikle Sünni aşiretlerin önemli bir kısmı, IŞİD egemenliğinden memnun olmasa da, IŞİD’in yerine kimin geleceğinden ve daha da önemlisi olası bir Musul’u kurtarma operasyonunda, kendilerinin hedef alınıp alınmayacağından emin değiller. Oysa, Musul’un kurtarılması için Musul’daki yerel güçlerin işbirliğinin şart olduğu da bilenen bir gerçek çünkü, Musul’u kurtarmanın tek yolu, sokak sokak çatışılacak bir kara operasyonundan geçiyor.
Oysa, Irak içinde Musul’un yalnızca Şii gruplar tarafından kurtarılması gerektiğini düşünen güçler var. Tahran destekli bu gruplar Türkiye’nin verdiği eğitime de karşı. Başika’daki Türk askerinin sayısı arttırıldığında özellikle Hareket El Nucaba, Asaib ehli halk ve Bedir Tugayları Türkiye’ye karşı kitlesel protesto gösterisi çağrıları yaptı. Bu çağrılar devam ederken, ölüm mangalarının tehdit videosu da yayınlandı.
Merkezi Irak hükümetini düşürme tehdidi İran’nın kontrolündeki bu gruplar, Irak merkezi hükümetinin Başbakanı İbadi’ye de, bölgenin IŞİD’den temizlenmesi için ABD ve Türkiye gibi güçlerin yardım önerisini reddetme baskısı yapıyor.
Asaib Ehli Halk güçlerinin komutanlarından ve ABD’nin teröristler listesinde yer alan Ebu Mehdi El Mühendis, Bedir Kuvvetleri Komutanlarından Hadi El Emeri, 2 Aralık’ta Irak Başbakanı Başbakanı İbadi ile görüştü. O günlerde ABD’de de Irak’a IŞİD ile savaşması için 200 kişilik bir özel kuvvetler gönderme önerisinde bulunmuştu.
Reuters’in haberine göre, bu gruplar, Amerika’nın önerisini kabul etmesi durumunda İbadi hükümetini düşürmekle tehdit ettiler. Asaib Ehli Halk’ın bilişenlerinden beri olan Haşdi Şabi’nin liderlerinden ve milletvekili Muhammed Naci, İbadi’nin ülkede yabancı güçlere izin vermesinin ‘güvensizlik oyuna’ neden olacağını, İbadi’nin de bunu çok iyi bildiğini’ söyledi. Aynı haberde, diğer Şii grupların temsilcileriyle de konuşulmuş, ismini vermeyen biri de “Bu İbadi’nin kendi ayağına ateş etmesi olmaz, kendi kafasına sıkması olur,” demişti.
Bu grupların başka bir talebi de var: “IŞİD’e karşı mücadele ettiklerini” gerekçe göstererek, düşen petrol fiyatları nedeniyle gittikçe eriyen Irak Federal bütçesinden önemli bir pay... Çünkü, bu gruplar, Irak İçişleri Bakanlığı’na geçen yıl atanan eski Bedir komutanı Muhammed Gabban’ın kovduğu binlerce Sünni güvenlik görevlisinin yerine gelmelerine rağmen, aldıkları paradan memnun değiller.
Irak Başbakanı İbadi’nin Türkiye’yi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne şikayet etmesinin ve Türkiye’nin Başika kampındaki askeri varlığına daha önce olmayan itirazını gündeme getirmesinin arkasında da işte tam da bu tehditler var. Türkiye’yi de tehdit eden ‘ölüm mangaları’ İbadi’yi de başka yollar ve gruplar üzerinden tehdit ediyor.
ABD nerede duruyor?
IŞİD’e karşı Irak merkezi hükümetinin harekete geçmesini isteyen ABD’nin Savunma Bakanı Ashon Carter da, Irak merkezi hükümetine saldırı helikopteri ve eğitmen gönderme önerisinde bulunmuştu.
Güvenoyu ile düşürülme tehdidi altındaki Irak Başbakanı İbadi, bu yardımı almak istese de, Türkiye’nin Başika’daki askeri varlığına karşı çıkan gruplar, onu köşeye sıkıştırınca, ABD de Bağdat ve Ankara hükümetleri arasında arabuluculuk yapmak zorunda kaldı.
İbadi’nin elini az da olsa güçlendiren tek unsur ise, Irak Şii dini lideri Sistani’nin şartlı desteği. İbadi’yi reformlar yapması karşılığında destekleyen Sistani, ülkede yabancı askeri varlığına karşı olduğunu ama, yabancılara karşı girişilecek eylemlerin de doğru olmadığını söylüyor. Tıpkı Eylül ayında Türk işçiler kaçırıldığında yaptığı açıklama gibi: “Kaçırılan kişilerin serbest bırakılmasını ve bu tür eylemlerin sonlandırılmasını talep ediyoruz. Böyle eylemler Şiileri ve İslam’ı kötü gösteriyor.” Ortak adres Türk işçileri kaçıran ve tehdit eden ölüm mangaları, İbadi hükümetini düşürmekle tehdit eden Asabi Ehli Hak, Irak İç İşleri bakanlığını ele geçiren Bedir güçleri, hepsinin arkasında tek bir başkent var: Tahran.
Başbakan Ahmet Davutoğlu da, Musul’daki Türk askeri varlığına ilişkin tartışmalar yürürken buna işaret etti: “Provoke eden üçüncü taraflar var.”
(Al Jazeera)