Kılıçdaroğlu: 'Siyasi Ahlak Yasası çıkartacağız'
Kılıçdaroğlu: "Siyasi Ahlak Yasası çıkartacağız"
CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu, Kayseri İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, “İktidara geldiğimizde siyasi ahlak yasasını çıkartacağız ki, artık naylon faturacıdan Maliye bakanı, Ali Dibocu'dan Adalet Bakanı, kalpazandan da Başbakan olmasın” dedi.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın köşe yazarlarına ilişkin sözlerini eleştirirken, “Köşe yazarını patronunun kulu kölesi olarak görmek biat kültürü geleneğinden gelen birisi için geçerlidir. Başbakanın da biat ettiği bazı yerler var biliyorsunuz. Başbakan olmadan önce nereye gidip biat etti? Amerika’ya gitti değil mi?” diye konuştu.
CHP Kayseri İl Kongresi Filamingo Sosyal Tesisleri'nde yapıldı. Kongreye katılan Kılıçdaroğlu ‘En dürüst, en doğru, Kılıçdaroğlu’ sloganıyla salona girdi. Ak Parti Kayseri İl Başkanı Mahmut Cabat'ın çiceğinin de yer aldığı salondaki konuşması sırasında hükümet ve iktidarın yuhlanmamasını isteyen Kemal Kılıçdaroğlu Başbakanın biat kültüründen geldiğini söyledi.
CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:
“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, esip kükrüyor. En kahraman Rıdvan. Böyle bir anlayış olamaz. Köşe yazarını patronunun kulu kölesi olarak görmek biat kültürü geleneğinden gelen birisi için geçerlidir. ‘Benim aklım var, mantığım var. Özgürce düşünür, özgürce yaşarım’ diye düşünen bir Başbakan bunları söyleyemez. Biat kültüründen gelenler bu ülkeyi sağlıklı yönetemez. Onun için bu ülkede karamsarlık var. Medyaya gelince Türkiye’de gerçekleri yazan merkez medya ve AKP'yi öven ama beslenen yandaş medya, hatta eskilerin deyimiyle ‘besleme medya' kavramı oluştu. CHP iktidara gelirse, Kamu İhale Yasası'nı değitirerek, hiçbir medya patronunun ihaleye girmesine izin vermeyecek, kendi işlerini yapması sağlanacak. Bizim iktidarımız döneminde bütün medya çalışanları sigortalı ve sendikalı olacak.”
Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul'da Büyükşehir belediye başkan adaylığı sırasında her kapıyı çaldığını anlatırken, partililere çok çalışmalarını, her kapıyı çalmalarını ve CHP ilke, programlarını anlatmalarını istedi.
“Küçük hesap peşinde olmayın. Koltuk kaygısıyla yola çıkmayın” diyen Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“’Koltuk merakını bırakın. CHP'de partiçi içi demokrasiden söz edenler, AKP'de parti içi demokrasi mi var ona baksın ? Ama onlara her oy vereni ‘Ümetçi’ diye sayamazsınız. ‘Ötekileştirmek' bizim anlayışımızda yok. Herkese gidelim, herkesin kapısını çalalım. Sadece kendi çevremizin değil, herkesin kapısına gidelim. Türbanlıya, çarşaflıya, başörtülüye gidip oy isteyelim. Onlara ‘AKP senin sorununu çözemedi, biz çözeceğiz’ diyelim. Siyaset özveri sanatıdır. Kendimizi topluma adayacağız. Siyaset, dar alanda paslaşma değil, geniş alanlı çalışmayı gerektirir. Gençlere ve kadınlarımıza önem verelim. Yoksa bekleyelim, ‘Ankara'dan siyasi rüzgar essin. Biz de burada başak toplayalım' yok. Böyle anlayış olmaz. Herkese bildiklerimizi anlatacağız, Ecevit adını nasıl yıllar önce dağlara taşlara yazıyorduk. Şimdi yeniden bir araya gelip, partimizin düşüncelerini herkese anlatacağız. Zira sadece eleştirerek iktidar olamayız.”
İktidara geldiklerinde ilk iş olarak siyasetçilerin dokunulmazlıklarını kaldıracaklarını ve bu yönde çaba harcayacaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, “Yapacaklarımızı halka anlatırsak iktidar oluruz. Halka umut vereceğiz. Temel felsefemiz halkı umutlandırmaktan geçmelidir. Temiz siyasetin hakim olacağı iktidar dönemi olacak. Başbakan, ‘askerin, hakimin, memurun dokunulmazlığı var' diyordu. Bir baktık ki Başbakan doğruyu söylemiyor. Zira hakim, savcı, asker ve memur içerde. Ama ihaleye fesat karıştıranların anayasal dokunulmazlığı var. iktidara geldiğimizde bunu kaldırmak boynumuzun borcu olacak. Mevcut iktidar döneminde halk yine fakir, yoksul ve işsiz ama iktidarda olanlar ve yakınları refah içinde. Yani balık baştan kokuyor. Başı düzeltirsek toplum da düzelir. O nedenle Türkiye’de düzğün insanlar parlamentoya girmeli” diye konuştu.
İktidarı indirmek için sadece muhalefetin yeterli olmadığını, halkın da kendisini sorgulaması gerektiğine vurgu yapan Kemal Kılıçdaroğlu ‘Akıl tutulması' olgusunu çekip çıkarmak gerektiğini anlatırken şöyle dedi:
“Emeklilere bakıyorsunuz ‘perişanız' diyorlar ama, oylarını bu hükümete veriyorlar. Demek ki durumları iyi. Demek ki tatillerini Bali adasında geçiriyorlar. 9 milyon emekliyi eşleriyle birlikte en az 13 milyon kişi sayarsanız, Türkiye'de emekliler isterse bir partiyi iktidar yapar. İşte bana göre bunun adı ‘akıl tutulmasıdır.' Emeklinin istediği intibak yasası bizim parti programımızda var, işçi emeklilerine zammı Başbakan açıklayacak dediler. Koca Başbakan açıklayacak deyince, herhalde 200-300 TL zam yapacaklar sandık. Çıka çıka, kademeli olarak 22- 70 TL zam çıktı. İşçi Emleklileri Derneği Başkanı da Başbakana emekliler adına çicek verdi.”
Hukuk alanındaki gelişmelerin ve Yargıdaki son olayların sıkıntı yarattığını, ülkeyi gerdiğini ve halkın yargıya olan güvenini sarstığını söyleyen Kılıçdaroğlu, bu konuda şunları söyledi:
“En son bir savcı hapiste. Yaşananları siz biliyorsunuz. Bizim iktidarımızda HSYK ne bakan ne de müsteşar olmayacak. Zira hukuka siyaset girmeyecek. Tuz kokmayacak. Tuzun koktuğu yerde adalet olmaz. HSYK'nın ayrı bütçesi olacak. Siyasetçiye gidip bütçesi için para istemeyecek. Adalet akademisi HSKY'ye bağlı olacak. Şehitlere ‘kelle' diyen bir Başbakan var. Ve bu Başbakanı mahkum eden hakime ceza verdiler. Başbakan zemin kaybediyor. Bunlar ‘yoksuluz, fakiriz. Yolsuzluğu bitireceğiz' diyorlardı, foyaları fazla sürmedi. 8 yılda birileri köşeyi döndü. Ayakkabı alamayanlar, altlarına villa ve 4 çekerli otomobiller aldı. Halk bunları gördü. Biz, CHP'lilere, yurtseverlere bu tabloyu anlatma görevi düşüyor. Onlar fakire fukaraya 1 kilo makarna, kendilerine villalar aldı. Böyle adalet olur mu? Türkiye'deki dolar milyarderi sayısı Japonya’dan fazla oldu.”
Ak Parti'nin, makarna, ekmek ve kömür dağıtıp yoksulun yoksulluğunu gösterdiğini belirten CHP Grup Başkan Vekili Kılıçdaroğlu, bunun adının ‘sadaka devleti' olduğunu belirtirken şöyle devam etti:
“İktidar olursak, aile sigortasını kurup, en geç 2 yıl içinde TOKİ’ye yaptıracağımız öğrenci yurtlarıyla öğrencilerimizin 86 yıllık en önemli sorununu çözeceğiz. Başbakan CHP'ye sataşıp, ‘bunlar bir şey yapmadı' diyor ama biz bir kurumuz. Köklerimiz var. Genlerimizde Kuvayi Milliye ruhu var. 15 Ağustos 1925'te Kayseri'de uçak fabrikası yapıp, 3 Mayıs 1934'de ilk uçağı Ankara'yla indirdik. Bunların sata sata bitiremediği fabrikalar kurduk. Osmanlı'nın borcunu ödedik. Haliç’te denizaltının omurgasını kızağa koyduk. Etibank ve Sümerbank gibi kurumları yapıp ülkenin dört bir yanını demir ağlarla ördük. Kimsenin önünde eğilmeden, IMF’den borkç almadan bu ülkeyi yönettik. Zira o zaman bu ülkeyi yönetenler kul hakkı yemiyordu. Kıbrıs’a bizim iktidarımız döneminde çıkıldı.”