Kılıçdaroğlu bunu sadece en yakın çevresine söyledi
Radikal'den Murat Yetkin'in haberine göre CHP yönetiminde muhtemel koalisyon görüşmelerine dair hesaplar netlik kazanmaya başladı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresine “Ülke yönetimi aynı kalacaksa, CHP’nin girişiyle gözle görülebilir bir fark ortaya konamayacaksa, koalisyona girmemizin anlamı yok” dediği öğrenildi.
Kılıçdaroğlu, diğer alanların yanısıra, özellikle dış politikada CHP farkının ilk günden görünür olmasına önem veriyor.
Suriye siyaseti, dış politikadaki fark açısından kilit önem taşıyacak, eğer CHP koalisyona girerse.
Ama yine yakın çevresine söylediğine göre, Kılıçdaroğlu dış politika derken yalnızca dış işleri bakanlığını kast etmiyor.
Zaten Ak Parti yönetim kademelerinde CHP’nin koalisyona girmesi halinde Başbakan Yardımcısının Dışişleri Bakanlığını da üstlenmesi formülü konuşulıyor. Daha önce Hikmet Çetin’den Tansu Çiller’e, Murat Karayalçın’dan Deniz Baykal’a dek uygulanmış bu modelin, Avrupa’da da örnekleri var.
Bir de MGK’daki dengeler var. CHP MGK’da AK Parti karşısında ciddi varlık göstermek istiyor. Dış politika denilince yalnızca Dışişleri’nin anlaşılmaması altında bu da yatıyor.
Mesela Adalet ve İçişleri Bakanlıklarının en az birinin alınması, CHP gözünde ülke yönetiminde etkili olmak bakımından önem taşıyor. CHP’nin üst katlarında AK Parti il başkanları gibi çalışan valiler, emniyet müdürleri konuşuluyor.
Keza yalnızca Ordu ile ilişkiler açısından değil, milyarlık askeri ihalelerin söz konusu olması bakımından da önem taşıyan Milli Savunma Bakanlığı konusu var; Kılıçdaroğlu’nun Genelkurmay’ın diğer NATO ülkelerinde olduğu gibi MSB’ye bağlanmasından yana olduğu biliniyor.
Dini bayramlarda emeklilere bir maaş ikramiyeden (ki Ramazan Bayramı üç haftaya geliyor) asgari ücretin artırılmasına dek dar gelirli kesimlere yönelik vaatleri de var Kılıçdaroğlu’nun.
Bunların yapılmasına da öncelik verdiği, çevresiyle paylaştığı görüşler arasında.
Ancak ilk farkı dış politikada ortaya koymak, böylece içeriye olduğu kadar dışarıya da artık Türkiye’de işlerin değiştiği mesajının verilmesi gerektiğine inanıyor.
“AKP’li bir bakanın, başbakanın bu kadar laftan sonra bir şey olmamış gibi Mısır’a gidip ilişkileri normalleştirmesi çok zor olur” örneğini verdiği aktarılıyor örneğin. “Ama biz gidip anlatabiliriz. Aynı şekilde Avrupa Birliği’ne de gidip, artık CHP’nin yönetime ortak olduğu başka bir Türkiye olduğunu anlatmakta zorluk çekmeyiz” diye devam etmiş.
Bunlar hafta sonu CHP mahfillerinde konuşulan konular.
Ya olmazsa? “Olmazsa muhalefette kalırız, seçime hazırlanırız” demiş yakın çevresine Kılıçdaroğlu.
Şu yarınki MGK’yı bir atlatalım, Suriye konusu biraz açıklık kazansın, siyasetin önü açılsın da birlikte yaşayıp görürüz.