‘Keyfi kürtaj olmuyorlar’
Sezaryene karşı olduğunu, kürtaj için de ‘cinayet’ diyen Başbakan Erdoğan yeni bir tartışmayı başlattı
Başbakan’ın açıklamalarını partisinin kadın vekilleri desteklerken, kadın dernekleri ise tepki gösterdi: Önce doğum kontrol açısından halkı bilinçlendirmeliyiz. Ancak, Türkiye’de kadınlar keyfi olarak çocuklarını öldürmek için kürtaj olmuyor. Kadının geleceğini etkileyecek, bakamayacağı çocuğu doğurmak kürtajdan daha zararlıdır...
Bu tür açıklamalar kadınların aleyhine
Aydeniz Tuskan (Kadın Kuruluşları Sözcüsü): Çocuk sakatsa ne yapılacak? Yaşam boyu hem anne-babayı, hem de çocuğu sakatlığa mahkum etmek gerekir mi? Bilimsel konularda değerlendirme yapmamak lazım. Bu tür beyanatlar kadınların aleyhinedir. Hamilelik olmadan bazı önlemler alınmalı, doğum kontrol meselesinde de dini açıdan engeller konuluyor. Bu nedenle doğum kontrol açısından halk bilinçlendirilmelidir. Kadın hakları konusunda kadın istemiyorsa ve bu duruma mahkum kalmışsa istenmeyen hamilelikten kurtulması en doğal hakkıdır. İnsan hakları açısından değerlendirmek lazım, onu taşıyan annenin fikri önceliklidir kürtajda. 12 haftadan sonrası hukuki açıdan yasal değildir, ama annenin hayati tehlikesi söz konusu ise ve tıbbi rapor varsa o zaman kürtaj 10 haftadan sonra geçerlidir. Bu konulara bilimin ışığında bakmalıyız.
Tamamen kadının inisiyatifidir
Hale Akgün (İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı): Ceza kanununda 10 haftaya kadar kürtaja izin var ve yasal. Tecavüz sonucu hamile kalanların da müsaade sınırları var. Bu müsaade sınırları varken böyle konuşmak doğru değildir. Cinsel istismar sonucunda hamile kalanlara kadın hakları açısından doğurup doğurmama tamanen kadının insiyatifindedir. Çok tutucu ülke ya da eyaletlerde kürtaj engellenir. İnsan hakları bâbında, kadını ilgilendiren bir durum olduğundan kürtaj kanunlar sınırlarında haktır. Bilimsel olarak incelenmiştir ve ne zaman canlı kapsamında girer bu da bilimsel bir durumdur. Kadın kendi vücudü konusunda kendisi karar verir. Ne kadar korunma da olsa istenmeyen hamilelikler olabiliyor o zaman ne olacak? Kadının geleceğini etkileyecek, bakamayacağı çocuğu doğurmak hem psikolojik, hem de ekonomik olarak kürtajdan çok daha fazla zararlıdır.
Bu kadar sert beyanatı bu konu kaldırmaz
n Neslihan Akbulut Arıkan (Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği (AKDER) Genel Sekreteri): Bu kadar sert ve keskin beyanatları böyle bir konu kaldırmaz. Türkiye’de kadınlar keyfi olarak çocuklarını öldürmek için kürtaj olmuyor. Belli zaruret noktaları var ki bunu yaşıyorlar. Bunlara bakılmalı. İslami bakış açısında da annenin hayatı tehlikeye girdiği anda bebeğin hayatına son verilebilir. Günübirlik ilişkiler yaşayıp tedbir alınmadığı zaman hamile kalındığı durumda kürtaja karşıyız. Tecavüz ya da ensest ilişki sonrası hamilelik söz konusu olduğunda kürtaja karşı bu kadar net tavır koyulamayabilir. İnsanlar bilinçli olmalı, kendi hayatlarını başka bir bebeğin ölümüne yol açacak şekilde kurmamalı. Siyasiler de kürtaj gibi hassas konularda keskin açıklamalar yapmaktan kaçınmalılar. İnsanlar farklı hayat tarzlarını benimseyebilir.
Kadın vekillerinden Erdoğan’a tam destek
Başbakan Erdoğan’ın açıklamalarına AK Parti’nin kadın milletvekillerinden destek geldi. Bazı AK Partili kadın milletvekillerinin görüşleri şöyle:
- Zeynep Armağan Uslu (Ş.Urfa Milletvekili): Başbakanımızın ifadeleri bilimsel gerçeklerin ve toplumsal ihtiyaçların izdüşümünden ibarettir. Şüphesiz destekliyoruz. Yasaklanmaya yönelik bir ifade olmamıştır, bu ayrı bir konudur. Diğer taraftan da insani değerler açısından değerlendirdiğinizde şüphesiz kürtaj benim bir insan olarak asla desteklemediğim bir tercihtir. Zorunlu haller dışındaki yaklaşımları hiçbir şekilde desteklemiyorum.
- Belma Satır (İstanbul Milletvekili): Hem kürtaj hem sezaryen doğum hakikaten insanlık için düşünülmesi gereken bir konu. Eğer sağlık nedeniyle bir sıkıntısı yoksa her kadının normal doğum yapması hem kendi fiziki şartları hem de bebek için en sağlıklısı.
- Sevde Beyazıt Kaçar (K.Maraş Milletvekili): Kürtajın cinayet olduğuna katılıyorum. Bizde yasaklara yer yoktur, biz yasakçı bir parti değiliz. Yasakların karşısında olduk her zaman ama kürtajın bir cinayet olduğuna inanıyorum.
CHP’li Arıtman AKP’nin kürtaj teklifini hatırlattı
KADIN doğum uzmanı olan 23. dönem CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman, meslek hayatı boyunca “kürtaj” operasyonu gerçekleştirmediğini ancak hiç kürtaj yapmamış bir hekim olarak kürtajın bir kadın hakkı olduğunu sonuna kadar savunduğunu söyledi. Arıtman şöyle dedi: “Yeni TCK’nın görüşülmesi sürecinde AKP yasal kürtaj hakkı süresini 10 haftadan 12 haftaya çıkartılması önerisini gündeme getirdi. Partimin tepkilere rağmen tek başıma karşı durdum, AKP geri adım attı.”
Türkiye’de 10 haftaya kadar yasal
Kürtaj yasalarda şöyle düzenleniyor: “Gebeliğin 10. haftası doluncaya kadar annenin sağlığı açısından tıbbi sakınca olmadığı taktirde istek üzerine kürtaj gerçekleşebiliyor. Süre 10 haftadan fazla ise, gebelik annenin hayatını tehdit ettiği veya doğacak çocuğa ağır maluliyete neden olacağı hallerde, uzmanın gerekçeli raporları ile sonlandırılıyor.”