Kendini kanıtlayan "şakirtleri" sınav sorularıyla ödüllendirmiş
Erzurum'da FETÖ/PDY üyesi oldukları ve örgüte finans desteği sağladıkları iddia edilen 2 sanık hakkında 12,5 yıldan 25 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı
Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin soruşturmanın ardından 2 sanık hakkında 25 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın iddianamesinde, örgütün hem devlete sızmak hem de mensuplarını ödüllendirmek amacıyla görevlerini başarıyla yapan "şakirtleri", sınav sorularını vererek kamu kurumlarına yerleştirdiği belirtildi.
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı, eski Cihan Haber Ajansı Bölge Müdürü ve eski Zaman Gazetesi Erzurum Yayın Temsilcisi Ersin Demirci ile daha önce söz konusu gazete ve haber ajansında aynı görevleri yapmasının ardından kapatılan Erzurum Özel Şifa Hastanesinde basın ve protokol müdürlüğüne getirilen Esalettin Gül hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamladı.
Gül ve Demirci hakkında hazırlanan 17 sayfalık iddianame, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
İddianamede, hiyerarşik yapılanmasına ilişkin bilgiler aktarılan FETÖ'nün 46 yıldır temel hedefinin Türkiye'de devletin anayasal kurumlarını ele geçirmek olduğu bildirildi.
Soruşturma aşamasında etkin pişmanlıktan yararlanan bazı şüphelilerin ifadeleri sonucu FETÖ'nün coğrafi örgütlenmenin yanında örgüt mensuplarının sosyal statü ve görevleri bakımından da temel olarak iki ana kola ayrıldığı aktarılan iddianamede, örgütün bu açıdan "mahrem" ve şakirt" olarak 2 başlıkta yapılandığı kaydedildi.
İddianamede, örgütün mahrem yapılanmasında asker, polis, hakim, savcı ve istihbarat görevlileri gibi özel nitelikli kamu görevlilerinin bulunduğu, "şakirt yapılanma"sında da dershane, basın yayın kuruluşları, televizyonlar, meslek odaları ve derneklerde görevli kişilerin yer aldığı vurgulandı.
Küçük gruplara ayrılan mahrem yapılanmadaki örgüt mensuplarından, genellikle bu kişilerin çalıştıkları kurumla ilgisi olmayan veya dershanelerde öğretmen olarak çalışanların "imam, abi, öğretmen" gibi sıfatlarla sorumlu kılındığına işaret edilen iddianamede, mahrem yapılanmadakilerin örgütsel amaçlı eğitime tabi tutuldukları bilgisine yer verildi.
Mahrem yapı mensupları, deşifre olmamak için teknolojiden uzak durmuş
İddianamede, eğitimler sırasında örgütle bağı olmayan kişiler hakkında çetele ve not kağıtları vasıtasıyla elde edilen istihbari nitelikli bilgilerin kara propaganda ya da bu kişileri zor durumda bırakmak için kullanıldığı belirtilerek, mahrem yapıda faaliyet gösteren "imamlar"ın hassas kurumlarda görev yapmaları nedeniyle takip edilmemek amacıyla diğerlerine nazaran daha fazla önlem aldıkları ve teknolojiden kontrollü seviyede yararlandıkları aktarıldı.
"Şakirt yapılanması"nda da terör örgütünün eğitim, sivil toplum, ekonomik, medya organları ve sağlık alanlarında faaliyet gösteren kuruluşlarında, örgütün sözde "Türkiye Mütevelli Heyeti"ne bağlı ayrı sorumluları bulunduğu bildirilen iddianamede, söz konusu kuruluşların örgütün önemli finans kaynağı olmanın yanı sıra örgüte taban kazandırmak ve algı operasyonları yapmak amacıyla kullanıldığına işaret edildi.
"Şakirtler" adeta ilizyon yapıp örgütün gerçek niyetini saklamış
İddianamede, "şakirt yapılanması"nın mahrem yapılanmaya göre daha "masum" gözüktüğü belirtilen iddianamede, "şakirtlerin" yardım faaliyetleri, burslar ve Türkçe Olimpiyatları gibi göze hoş gelebilen faaliyetlerinin aslında bir illüzyon olup, örgütün gerçek niyetini sakladığı kaydedildi.
"Şakirt" ile mahrem yapılanmaların birbirlerinden bağımsız olmadığı vurgulanan iddianamede, şu ifadelere yer verildi:
"Her iki yapılanma arasında aynı zamanda sıkı bağlar da vardır. Mahrem yapılanmaya alınması düşünülen kişi önce şakirt yapılanmasına dahil edilmekte, görevler verilerek örgüt içindeki mertebesi yükseltilmektedir. Şakirt yapılanmaya dahil edilen kişi yaşına, eğitim durumuna göre dershane, özel okul, üniversite yurdunda veya çalışma çağında olan biri ise yapılanmaya dahil gazete, ticari şirketler gibi yerlerde istihdam edilip izlenmekte, akabinde tespih, namaz kılma, bağış toplama gibi yapabileceği ödevler verilmekte, bu ödevleri gerçekleştirdiği takdirde ev abisi, yurtta kat sorumlusu, toplantı grubunda temsilcilik gibi sorumluluklar verilmekte ve aşamalar halinde örgüt ile bağlantısı yoğunlaştırılarak bölge talebe ile yurt talebe sorumlulukları, sohbet abiliği, öğretmenliği, müdür yardımcılığı, müdürlük gibi görevler verilerek örgüt içindeki mertebesi yükseltilmektedir."
Verilen görevleri yapan "şakirtler", kamu kurumlarına yerleştirildi
İddianamede, kendilerini kanıtlayarak verilen görevleri yerine getiren "şakirt yapılanması"na mensup örgüt üyelerinin, terör örgütünün ilgili kurumlara yerleştirdiği militanları vasıtasıyla hem ödüllendirilmeleri hem de devletin ele geçirilmesi amacıyla 2006'dan sonra örgüt mensuplarınca temin edilen sınav soruları sayesinde kamuya yerleştirildikleri belirtildi.
"Şakirtler"in Türkiye'den sorumlu imamının yanı sıra "bölge ve şehir imamları" adı altında yapılandığı aktarılan iddianamede, bu yapılanmada her şehrin büyüklüğüne, dershane, okul ve medya gibi faaliyet alanlarına göre alt bölgeleri olduğu aktarıldı.
İddianamede, alt bölgelerin de semtlere bölünerek her birisinin başında imam olarak ayrı bir yetkilinin atandığı ifade edilerek, semt imamlarına da sorumlu olduğu semte bağlı evlerin, "ışık evleri"nin imamlarının bağlı bulunduğu tespiti yer aldı.
Polisleri tahkikat yapmamaları için yönlendirmiş
İddianamede, sanıklar Esalettin Gül ve Ersin Demirci'nin FETÖ/PDY'ye ait basın ve yayın organlarından Zaman gazetesi ve Cihan Haber Ajansı'nda bölge müdürü olarak görev yaptıkları ve 17-25 Aralık 2013'ten sonra FETÖ/PDY'nin Milli Güvenlik Kurulu kararı ile "terör örgütü" ilan edilmesine rağmen örgüt faaliyetlerine devam ettikleri kaydedildi.
Sanıklardan Demirci'nin, "14 Aralık Operasyonu" olarak bilinen ve Zaman gazetesine yönelik operasyonlarda gazetenin genel yayın müdürü Ekrem Dumanlı ile Samanyolu Kanalı'nın genel yayın yönetmeni Hidayet Karaca'nın gözaltına alınmasının ardından Erzurum Adliyesi önünde basın açıklamasıyla operasyonları eleştirdiği ve örgütün propagandasını yaptığı belirtilen iddianamede, sanığın örgütün emniyetteki üyelerini FETÖ'ye mensup diğer üyeler hakkında tahkikat yapmaması için yönlendirdiği ileri sürüldü.
Gülen'in talimatlarını örgüt mensuplarına aktarmış
Gül'ün de görevlerini Demirci'ye devrettikten sonra örgütün finans kaynaklarından Özel Şifa Hastanesinde basın ve protokol müdürü olarak görev yaptığı, 17-25 Aralık'tan sonra örgütle irtibatını kesmediği, terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in kardeşi aracılığıyla ilettiği talimatları canlı kurye olarak örgüt mensuplarına aktardığı ve terör örgütünün sosyal medya faaliyetleri içinde paylaşımlar yaptığı iddia edildi.
Sanıklar hakkında 25 yıla kadar hapis istemi
İddianamede, Gül ve Demirci'nin "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "terörizmin finansmanı" suçlarından 12,5 yıldan 25 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.
Sanıkların yargılanmasına Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak.