‘Kendim ölmeyi tercih ederdim!’
Uğur Kurt’u öldürmekle yargılanan polis Korkmaz, “Kurşunları havaya sıktım. O kişinin orada öleceğini tahmin etseydim kendim ölmeyi tercih ederdim. Bedelini ödemeye razıyım” dedi
Bir yakınının cenaze törenine katılmak için geldiği Okmeydanı Cemevi’nde beklerken polis kurşunuyla yaşamını yitiren Uğur Kurt’un öldürülmesiyle ilgili İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ilk duruşmada zanlı polis memuru Sezgin Korkmaz ifade verdi.
‘Üstümüze molotof attılar’
Olay günü Okmeydanı’nda görev yaptığını anlatan Korkmaz, özetle şunları söyledi: “Caddeye çıktığımızda bir molotof, aracın ön mazgalından içeri girdi. Araçta 4 kişiydik. Şoför ve şefimiz ön tarafta oturuyordu. Molotof araca girince şoför ve şef ateş altında kaldı. Araç alev topuna döndü. O sırada şoför kapıyı açamadı, benim de elim yandı. O panikle aşağıya indim.”
‘Havaya ateş açtım’
“Bir kişinin elinde molotofla bize doğru geldiğini gördüm... Silahımı belime rahatsızlık verdiği için araçta bırakmıştım. Gidip aldım. Silahta 11-12 mermi vardı. Birini karşımdakinin ayağına doğru sıktım, gerisini havaya ateş ettim. Daha önce de silah sesleri duydum. Bu nedenle başka polislerin de ateş açtığını düşünüyorum. İlk ben ateş etmedim. Maktulün ailesi beni anlamayacak ama o kişinin bilerek isteyerek ölmesini istemedim. O kişinin orada öleceğini tahmin etseydim kendim ölmeyi tercih ederdim. Birilerine böyle bir acıyı yaşatmak istemezdim.” dedi. Mahkeme başkanının “Polis aracında FN denilen boyalı top silahın olmasına rağmen neden onu kullanmadın” sorusuna ise sanık Korkmaz, “O an araç yanıyordu. O da araçla beraber yanıyordu. Silah tüplü olduğu için kullanamadım ve ağırdı” yanıtını verdi.
‘Benim annem de Alevi’
Sanık polis, tanık ifadelerinde ‘Cemevine yönelik kasıtlı ateş ettiği’ yönündeki iddiaları kabul etmediğini belirterek, “Ben Malatya Arguvanlıyım. Annem ve anneannem de Alevi’dir. Bu yöndeki suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
Tutuklama talebine ret
Mahkeme Heyeti, sabit iş ve ikametgahı bulunan sanığın, toplanmayan delillere tesir etme ve onları karartma durumunun bulunmadığını gerekçe göstererek, Kurt ailesi avukatlarının sanığın tutuklanması yönündeki talebini reddederek duruşmayı erteledi.
25 yıl isteniyor
Savcı Sezgin Korkmaz hakkında “taksirle ölüme neden olmak”tan 6 yıla kadar hapis istemişti. Ancak mahkeme suçun “olası kastla öldürme” olduğunu belirtti. Korkmaz şu anda “olası kastla öldürmek” suçundan 25 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyor.
‘Keşke zamanı geri alabilsem’
Böyle bir olayın meydana gelmesinden dolayı üzgün olduğunu ifade eden Sezgin Korkmaz, “Orada cenaze ve cemevi olduğunu bilmiyordum. O bölgede ilk kez görev yaptım. Hayatım boyunca başıma böyle bir olay gelmesini istemezdim. Bir insanı çocuğundan ayırmak, bir insanı babasız bırakmak gibi bir niyetim yoktu. Benim eşim de ailesini trafik kazasında kaybetti. Acılarını anlıyorum. Keşke zamanı geri alabilsem. Bedelini ödemeye razıyım” şeklinde konuştu .
Annesi sanığa yumruk attı
Duruşmada söz verilen Uğur Kurt’un eşi Narin Kurt, konuşmak için kucağında uyuyan çocuğunu yanında bulunan kayınvalidesi Güllünaz Kurt’a verdi. Güllünaz Kurt çocuğu izleyiciler arasında birine vermek üzere sanığın bulunduğu yere doğru gitti. Çocuğu başka birine veren acılı anne, sanığa bakarak önce söylendi, ardından elini yumruk haline getirip başına vurdu. Sanık polis memuru bir süre tepkisiz bir şekilde başını öne eğerek bekledi. Bu durumu fark eden mahkeme başkanı anne Kurt’u uyardı.