Kemal Kerinçsiz cezaevinden ayrıldı
Ergenekon Davası kapsamında tutuklu olan avukat Kemal Kerinçsiz, Silivri Cezaevi’nden tahliye oldu. Kerinçsiz, cezaevi çıkışında açıklama yaparak, "2006 yılında başlayan Oslo görüşmeleri ile hemen akabinde 2007 yılında Mayıs ayında başlayan Ergenekon süreci, bilahare esas 2 hedefe yönelmiştir. Aslında hedef Türk devletini çökermektir, bitirmektir. Bütün kurumlarıyla beraber tasfiye etmektir" dedi.
Kerinçsiz, "Ama bunların en başında, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yeniden NATO’ya kopmaz zincirlerle bağlamaktır" dedi. Kerinçsiz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu başarılmış mıdır? Evet, maalesef yeniden Türk devleti, Türk Silahlı Kuvvetleri, 2000’li yılların öncesinde Avrasya politikalarından vazgeçirilmiş ve kopmaz bağlarla NATO’ya, ABD’ye bağlanmak durumunda kalmıştır. Tertibin ikinci amacı, federasyon yolunun açılmasıdır. Maalesef o da, 2006 yılından itibaren Oslo görüşmeleri ile beraber, işte gelinen bu noktada, federasyon bağıra bağıra gelmiştir. Kürt devletinin temelleri fiilen atılmak üzeredir. Artık bu noktadan sonra Ergenekon tertibinin yürütülmesinde lüzum da kalmamıştır, gerek de kalmamıştır. Çünkü amaçlarına ulaşılmıştır. Bu davanın önemli ölçüde hukuk dışılığını ortaya koyan bütün Türk hukukçularına, başta Barolar Birliği Başkanımız Metin Feyzioğlu’na, yönetim kurulu üyelerine, İstanbul Barosu Başkanımıza, Yönetim Kurulu üyelerine ve tüm değerli hukukçularımıza ve benimle birlikte burada mücadele eden değerli avukat arkadaşlarımdan Tamer kardeşimize, Vural kardeşimize, Burak kardeşimize ve değerli tüm hukukçulara ve Zeynep Hanım’a, değerli eşime, hepsine çok teşekkür ediyorum. Çünkü bu mekanizmanın, bu tertibin çökmesinde çok büyük rol oynamışlardır bir hukukçu olarak. Tertip belki bir müddet daha devam edecekti. Ama artık bu tertipten alınan alındı. Bundan sonra asıl mücadele edilmesi gereken, devletin kurumlarının işgalinin önlenmesidir. İşgal; çünkü özellikle yargıda bütün alanıyla kendini göstermiştir. Bugün 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin çıkışı açık bir anayasa ihlalidir. Bizler 312. maddeden suçlandık. Oysa 13. Ağır Ceza Mahkemesi anayasayı ihlal suçu işlemiştir, yasama organına karşı suç oluşturmuştur. Onun unsurları içerisinde cebir ve şiddet de vardır. Hukuka aykırılık da vardır."