Gazete Vatan Logo

KCK duruşmasında Baskın Oran tartışması

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen KCK davasında Prof. Dr. Baskın Oran tartışması damgasını vurdu. Sanık avukatları, Oran’ın anadille savunma yapılabileceğini anlatan bilimsel mütaalasının duruşmada okunmasını istedi. Mahkeme bu talebi reddetti. Oran’ın duruşma salonunda olduğunu belirten avukatlar, mütaalayı okuması için 3 kez daha ısrarla talepte bulundu. Mahkeme de 3 kez kısa aralar vererek talebi reddetti. Daha sonra avukatlar söz alarak, Kürtçe savunma yapılabileceğini anlattı. ’Oran tartışmaları’ nedeniyle sabahki oturumda sanıkların savunmasına geçilemedi.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya 97’si tutuklu, 7 tutuksuz 104 sanık katıldı. Sanıklar yapılan yoklamada Kürtçe "Ez li vir im (Burdayım)" dedi. Duruşmayı BDP Milletvekili Emine Ayna da izledi.
Mahkeme başkanı savcıların iddianame özetini okuduğunu belirterek, sanıklara haklarını hatırlatarak savunma kısmına geçtiğini dile getirdi. Bu sırada söz olan sanık avukatlarından Metin İriz, sanıkların savunmalarını anadillerinde yapmaları için daha önce talepte bulunduklarını ve bu talebin reddedildiğini hatırlatarak, avukatlar olarak Lozan konusunda uzman olan Prof. Dr. Baskın Oran’a bilimsel bir mütaala hazırlattıklarını söyledi. İriz, Oran’ın hazırladığı mütaalayı açıklaması için huzura davet edilmesini istedi. Mahkeme başkanı, talep ile ilgili iddia makamının talebini sordu. Savcı, sanıkların Kürtçe tercüman atama talebinin reddedildiğini hatırlatarak böyle bir mütaalanın okunmasının gerek olmadığını söyledi. Mahkeme Oran’ın mütaala okunmasına gerek olmadığı kararını verdi. Mahkeme başkanı, CMK’da bilirkişinin ancak mahkeme başkanının gerek görmesi halinde dinlenebileceğini belirterek talebi reddetti.
Avukat İriz, CMK’nın mahkemeye heyetine takdir yetkisi verdiğini belirterek, talebin dikkate alınmasını istedi. Mahkeme heyeti tekrar savcının talebini aldıktan sonra talebin reddine karar verdi. Avukatlar Lozan’a göre bir uzman kişinin görüşünün dinlenmesinin mahkeme kararını etkilemeyeceğini belirterek, tekrar talepte bulundu. Mahkeme heyeti, talebi değerlendirmek için ikinci kez ara verdi.

Söz alan avukatlar Meral Danış Beştaş, mahkemenin Kürtçe savunma hakkında verdiği ret kararının sanık kimliklerinin tespiti için olduğunu belirterek savunma için geçerli olmadığını söyledi. Beştaş, "CMK’nın 178/2’ye göre mahkemenin bilirkişiyi dinlemesi gerekir. Bilirkişi sadece foto ve görüntü gibi uzmanlık gerektirmeyen teşhis konularında kullanıldığı gibi bunun gibi özel duruşmada da kullanılması gerekir." dedi.

Mahkeme başkanı ret talebini yinelerek, "CMK’nın 178/1 maddesinde mahkeme başkanının, sanık ve tanıkların gösterdiği kişileri dinlemesi gerektiği belirtilse de CMK 63’te hakimlik mesleğinin çözülebileceği konularda dinlenemez hükmü yer alıyor. Bu konuda bilirkişi dinlenemeyeceği göz önüne alınarak talebin reddine karar verilmiştir." diye konuştu.

Mahkemenin bu kararı üzerine söz alan avukatlardan Sebahattin Korkmaz, eski HAK-PAR Genel Baştanı Abdulmelik Fırat’ın Ankara’da Kürtçe savunma yaptığını ve kendisine tercüman atandığını belirterek, "Aynı şekilde ben de sizin mahkemede yargılandım ve bana Kürtçe tercüman verildi. Bu karar adil yargılama ihlalidir." ifadesini kullandı. Avukat Tahir Elçi ise Lozan Antlaşması’nın 39/5 hükmünü hatırlatarak, "Lozan’da bu hüküm 37-45 maddelerinde düzenlenen dil ve kültür konusunda ilgili devletin Lozan’a aykırı düzenleme yapamayacağı açıktır." dedi.
Avukat Metin İriz, tekrar söz alarak Oran’ın hazırladığı mütaalanın özetini okuyarak, mütaalayı yazılı olarak mahkeye sundu. Sanıkların savunması öğleden sonra alınacak.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan 7 bin 578 sayfalık iddianamede, 104’ü tutuklu 152 kişi hakkında ’devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma’, ’örgüt üyesi ve yöneticisi olmak’, ’örgüte yardım etmek’ iddiasıyla 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor.

Dicle: Özal’ın mesajını Apo’ya ilettim

PKK’nın şehir yapılanması olduğu iddia edilen “Kürdistan Topluluklar Birliği/Türkiye Meclisi (KCK/TM)” davasına Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Dünkü duruşmada sanıklar adına söz alan tutuklu sanıklardan kapatılan DEP’in eski milletvekili Mehmet Hatip Dicle, davanın zor bir dava olduğunu, Kürt halkının seçilmiş temsilcileri olarak Kürtçe savunma yapmakta ısrar etmelerinin sebebinin de bu olduğunu söyledi.

En doğal haklarının engellendiğini ileri süren Dicle, “Kararınız bizce yasal değildir. Kürtçe kimlik tespiti yaptığımızda bizi engellemediniz. Sürece hassasiyetinizden dolayı size teşekkür ederiz. Dava özünde siyasi bir davadır. Kürt sorunuşla ilgilidir. Bir halkın dili onun onurudur. Onu engellerseniz o halkı küçük düşürürsünüz. Kardeş Türk halkı, geçmiş çözülmeden ne bizi anlar ne de insanların neden dağa çıktığını anlayabilir. Bu ülkede 30-40 yıl kan aktı. Hepimiz acı çektik” dedi.

‘Müdahale ederler’

Sorunun demokratik yollardan çözülmesi gerektiğini belirten Dicle, “Bu şekilde çözemezsek NATO’nun 5/b fıkrasında ’bir ülkede iç savaş çıkarsa o ülke bastıramazsa NATO müdahale eder’ denilmektedir. Bu noktaya gelmek istemiyoruz. Bu sorunu barışçıl çözemezsek korkarım ki yarın BM veya NATO bu işe karışır. Hepimiz kaybederiz. Tek kazanan uluslararası savaş tüccarları olur” dedi. Turgut Özal’ın 1993’te kendisini Beka Vadisi’ne gönderdiğini ileri süren Dicle, Özal’ın kendisine “Git, Öcalan’a söyle gelsin, kendini kabul ettiriyorsa başbakan da olur” dediğini de söyledi. Duruşmayı erteleyen mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Haberin Devamı