Kardeşimin cenazesi Silivri’den kalkmasın!
Hilmioğlu'nun avukat abisi yetkililere seslendi
Ergenekon’dan yargılanan ve karaciğer kanseri nedeniyle sağlığı gittikçe kötüleşen İnönü Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun avukat abisi Hayati Hilmioğlu kardeşinin sayılı günleri kaldığını söyledi ve serbest bırakılmasını istedi...
İnönü Üniversitesi eski rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, Ergenekon davası kapsamında 13 Nisan 2008’de gözaltınıp Metris Cezaevi’ne gönderildi. Yaşadığı üzüntü ve stres nedeniyle yüz felci geçiren Hilmioğlu, Metris’ten alınıp Ümraniye Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Kullanmak zorunda olduğu ilaçlar, 20 yıllık siroz hastası Hilmioğlu’nun karaciğer enzimlerini olumsuz etkileyince Ümraniye’den Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde nakledildi. 1 yılı aşkın hastanede tedavi gören Ergenekon tutuklusu, Adli Tıp kararıyla Şubat 2009’da Silivri Cezaevi’ne nakledildi.
Oğlunu kazada kaybetti
Hilmioğlu, tutuklu kaldığı süre içinde oğlunu kaybetti, karaciğer kanserine yakalandı. Sağlık durumu kötüye gidince 15 gün önce Avcılar Murat Kölük Devlet Hastanesi’nin mahkum koğuşunda tedavi altına alındı. Hilmioğlu’nun avukat abisi Hayati Hilmioğlu, yaşanan durumun vahametini şöyle özetledi: “Kardeşim kritik eşiğe geldi. Böbrekleri de iflas etmek üzere. Avcılar Murat Kölük Devlet Hastanesi’nin mahkum koğuşunda tedavi görüyor. Eşi yanında. Hastanede iyi bakılıyor. Ancak cezaevine tekrar gönderilirse cenazesini alacağımızı biliyoruz. Kalan sayılı günlerinde tutuksuz yargılanmasını talep ediyoruz. Durumunda değişiklik olmazsa Fatih’in cenazesi Silivri’den kalkar.”
Her gün serum veriliyor
“Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde 2 sağlık heyeti tarafından hazırlanan raporlar var. Bu raporlarda ‘Hastane şartlarında ölür’ deniyor. Heyet raporu Adli Tıp Kurumu’na gitti.. Her iki ayda bir kontrol şartıyla hapishanede yaşayabilir kararı verildi. Kardeşim 20 yıllık siroz hastası. 3.5 yıldır da kanser tedavisi görüyor. Kanser için kullandığı ilaçlar böbreklerini iflas noktasına getirmiş. Biz durumu Murat Kölük Devlet Hastanesi’nin mahkum koğuşunda yapılan tedaviden sonra öğrendik. Doktorlar her gün serum veriliyor. Durumu pek hoş gözükmüyor. Kardeşimin sayılı günleri kaldı. Tek dileğimiz kalan sayılı ömrünü tutuksuz yargılanarak, tedavi altında geçirmesi.”
Serbest kalsa ne olur!
“Her şeyden korkar hale geldi Fatih... Kalp krizi geçirmesinden endişeliyiz. En son 10 gün önce konuştuk. Bu kadar acıyı bir insanın kaldırması kolay değil. Oğlunun ölümünden sonra hayatla olan bağlarını koparmış gibi. Her ziyaretimde oğlunun acısına dayanamadığını, yaşamdan zevk alamadığını söylüyor. Evladı olan herkese sormak istiyorum; Fatih tutuksuz yargılansa veya serbest serbest bırakılsa bile evlat acısıyla ne kadar keyifli bir yaşam sürer. Üçüncü yargı pakedi de çıktı. Yasaya göre tutuksuz yargılanması gerekirken, verilen kararı anlayamıyoruz. Vicdanlara seslenmekten başka ne yapabiliriz ki? Fatih, ömrünü Malatya Üniversitesi’ne vakfetmiş biri. Terazinin bir kesesine yaptıklarını koyup tartsınlar. Malatya’da karaciğer nakliyle ilgili hastane kuruluyor. Bu sıçramanın temelini kardeşim hazırladı. Yaşadıklarından sonra devlete yaptığı hizmetlere kahreder hale geldi. Haberal ve Fatih’in durumu gerçekten de bu ülkeye yakışmıyor. Cezaevinde bu insanın düzelmesi mümkün mü?”
Bir yemek yedi, terörist oldu
“Kardeşim, 2003’te o dönem hazırlanan YÖK tasarısıyla ilgili Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’u bir grup öğretim üyesiyle ziyaret edip bilgi veriyor. Askeri akademiler de YÖK kapsamında olduğundan Eruygur’a o dönemki tasarıyla ilgili bilgilendirme yapılıyor. Bir diğer suçlama ise 3 Mart 2004’te ATO tarafından düzenlenen hilafetin kaldırılması paneline katılıp, Kent Otel’de öğretim görevlisi arkadaşlarıyla yenen bir yemek. Yorumu vicdan sahiplerine bırakıyorum.”
İki kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyor
TCK’nın 311, 312 ve 314’üncü maddelerinden yargılanan Hilmioğlu’nun 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor. TCK 311; Hükümetin görevini yapmasına engel olmak, 312; TBMM’nin görevini yapmasına engel olmaya teşebbüs, 314 ise Ergenekon terör örgütüne üye olmak suçlamalarını kapsıyor.
Oğlunun cenazesine katılmıştı
Prof. Dr. Hilmioğlu’nun, Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi 22 yaşındaki oğlu Emir Hilmioğlu, 17 Aralık 2012’de Ankara Çubuk’ta geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetmişti. Hilmioğlu, 2 gün izinle oğlunun cenazesine katılmıştı.