Karargahta yüksek gerimli gece
Arınç’a suikast iddiasında 8 askeri personel gözaltına alındı
Arınç’ın evinin civarında yakalanan iki subayın da aralarında bulunduğu 8 askeri personel gözaltına alındı. Subayların Seferberlik Tetkik Kurulu’na giden savcılara fiziki direnişte bulunduğu ileri sürüldü. Savcıların arama yetkililerine itiraz edildi hakim olay yerine geldi.
ANKARA - Son bir haftadır ülke gündemini meşgul eden Arınç’a suikast iddiasıyla ilgili soruşturmada önceki gece çok çarpıcı bir gelişme yaşandı. Arınç’ın evinin yakınlarında iki subayın araçlarıyla keşif yaptığı ve üzerlerinde Arınç’ın evinin adresi ile üç bakanın oturduğu Cevizlidere Caddesi’nin krokisinin çıktığı iddiaları nedeniyle soru işaretlerine neden olan soruşturmada savcılıktan sürpriz bir hamle geldi. Soruşturmayı yürüten özel yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili, yanında yine özel yetkili savcılar Şemsettin Özcan, Cemil Tuğtekin ve Hakan Yüksel olduğu halde, önceki akşam saat 19.30’da Arınç’ın evinin yakınında yakalanan albay E.Y.B ve binbaşı İ.G’nin görev yaptığı Kirazlıdere mevkiindeki Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığı’na geldi.
Savcıların elinde Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimliği’nin verdiği arama kararı vardı. Arama kararında iki subayın üzerinde bulunan kağıtlar ile bilgisayarlarında çıkan bazı belgelerin etkili olduğu belirtildi. Aramanın mesai saatinin bitiminin beklenerek yapılmasının ise kararın sızmaması için özellikle seçildiği belirtildi. Savcıların arama sırasında önlem alınması için arama kararını özel bir kuryeyle Emniyet’e gönderdiği de ifade edildi.
Fiziki direniş iddası
Savcılarla birlikte gelen polis, arama yapılacak bölgenin askeri bölge olduğu gerekçe gösterilerek içeri alınmadı. Ancak iddialara göre yaşanan tek kriz bu olmadı. İddiaya göre, Askeri Savcı, özel yetkili savcıların sadece albay E.YB ve binbaşı İ.G’nin odalarında arama yapabileceklerini diğer odalarda arama yetkilerinin olmadığını belirtti. Kulislere, bu tartışma sırasında bazı askeri personelin arama yapan savcılara fiziki direniş gösterdiği iddiası bile ortaya atıldı ve bu iddia bazı internet sitelerinin haberinde yer aldı.
Arşiv mühürlendi
Kanal D’nin haberine göre, savcılar iki subayın büroları dışında karargahta bulunan arşiv odasına da girerek inceleme yapmak istediler. Askerlerin buna izin vermemesi üzerine sert tartışmalar yaşandı. Savcılar, isteklerinin kabul edilmemesi üzerine saat 02.00’de arama kararını veren hakimi olay yerine çağırdılar. Ancak bu kez de geç saatlerde karargaha gelen hakim Kadir Kayan ile askerler arasında tartışma çıktı. Hakimin de arşiv odasına girmesine izin vermeyen askerler, arama kararının sadece iki subayın odalarını kapsadığını savundular. Tartışmaların sonuç vermemesi üzerine hakim, “Biz giremiyorsak siz de giremezsiniz” diyerek arşiv odasının kapı ve pencerelerini mühürletti.
Genelkurmay Başkanlığı, Kirazlıdere’de gece boyu süren gerilimden sonra, dün sabah internet sitesine arama ile ilgili bir bilgi notu koyarak “8 askeri personelin” gözaltına alındığını duyurdu. Bilgi notunda şöyle denildi: “Yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında dün akşam (25.12.2009) saat 19.30’dan itibaren, Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığında soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcıları nezaretinde bir arama yapılmıştır. İlgili kanun ve mevzuat uyarınca aranan yerin askeri mahal olması nedeniyle arama Cumhuriyet Savcıları nezaretinde Merkez Komutanlığı görevlileri tarafından icra edilmiştir. Sabah Saat 05.46’da sona eren aramayı müteakip burada görevli 8 askeri personel gözaltına alınarak, Ankara Merkez Komutanlığına götürülmüşlerdir.”
İki subay da gözaltında
Genelkurmay’ın bilgi notunda albay E.Y.B ve binbaşı İ.G’nin gözaltına alınıp alınmadığı konusunda bilgi yer almadı. Ancak savcılık kaynakları bu iki subayın da gözaltına alındığı bilgisini verdi. Merkez Komutanlığı’nda tutulan 8 askeri personelin Adliye’ye getirilerek özel yetkili savcılar tarafından sorgulanmaları bekleniyor. Askeri personel en fazla dört gün gözaltında tutulabilecek. Gözaltındaki personelin en geç dört gün sonra sivil savcılığa ifade vermek üzere adliyeye sevkedilmesi bekleniyor.
Bilgisayarlar poliste
Seferberlik Bölge Başkanlığı’ndaki arama sırasında hard diskleri kopyalanan bilgisayarlar, Terörle Mücadele Şubesi tarafından inceleniyor. Arama sırasında askeri tesise alınmayan polisler, askeri tesisten alınan hard disk kopyalarını inceliyor.
Mustafa Bilgili, Akşehir Savcısı olarak görev yaparken önce 2004 yılında Diyarbakır özel yetkili Başsavcı Vekilliği’ne, buradan da 2007 yılında Ankara’ya atandı. Bilgili, Ankara’da görev yaptığı süre boyunca önemli soruşturmalarda görev aldı. YÖK eski Başkanı Erdoğan Teziç’e yönelik suikast girişimi davasını, Ergenekon terör örgütü ile bağlantısı araştırılmadan karara bağlanması nedeniyle temyiz eden Bilgili, karar gerekçesinde sanıkların Ergenekon tutuklusu Hüseyin Görüm ile ilişkisi olmasına rağmen incelemenin bu yönde genişletilmediğini belirtti.
Savcı Bilgili, Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt’ü Ergenekon soruşturması kapmasında sorguladı. DTP’li milletvekilleri Emine Ayna ve Selahattin Demirtaş’ın mahkemeye zorla getirilmesini talep eden ve bu yönde karar aldıran Bilgili, Sivas katliamı davasında da duruşma savcısı olarak görev yaptı. Bilgili’nin tartışma yaratan bir kararı da Bakırköy ve Zeytinburnu savcılıklarının dağıtılmasında bir sakınca görmediği Ezilenlerin Sosyalist Platformu’na ait bir bildiri için 5 kişi hakkında tutuklama kararı çıkarması oldu.
‘Belki de tatbikat yapıyorlardı’
Seferberlik Tetkik Kurulu’nda yapılan aramayı değerlendiren emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, ilginç bilgiler verdi. Seferberlik Tetkik Kurulu’nun Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın bir alt birimi olduğunu hatırlatan Tanrıverdi, “Bu birim, değişik illerde görev yapan muvvazzaf subay ve astsubaylardan oluşan bir kurumdur. Görevi savaş halinde, işgal edilen toprakların yeniden alınması için sivil mukavemet güçlerini tespit etmek ve onları hazırlamaktır. Barış zamanında ise bu göreve ait eğitimlerini yaptırır. Aktif olarak güvenlik faaliyeti yürütmek onların sorumluluğunda değildir” dedi.
Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndaki görevli subay ve astsubayların gayri nizami harp kursları ile eğitildiğine işaret eden Tanrıverdi şöyle devam etti: “Subay ve astsubayların eğitimi için senaryolar oluşturulur. Ve bu hayali senaryolar eşliğinde şehir tatbikatları yapılır. Üst düzey subaylar bu tatbikat esnasında hakem görevi ile kursiyer subay ve astsubayların görevlerini takip eder. Ankara’da Çukurambar’da da gözaltına alınıp serbest bırakılan o subaylar muhtemelen bu türden bir tatbikatta hakem görevi yapıyorlardı. Ellerindeki o krokiler de muhtemelen oluşturulan senaryonun bir parçasıydı. Orada olan, bu senaryonun ve tatbikatın deşifresidir bence... Yoksa Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a yönelik bir suikast teşebbüsü olduğunu sanmıyorum” dedi.
Tanrıverdi, polisin, Seferberlik Tetkik Kurulu’nda arama yapma yetkisinin olmadığını söyledi.
“Çok yagırdatıcı”
Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu ise, polis ve sivil savcının Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu’nun kapısına dayanarak, “Burada arama yapacağız” demelerinin yagırdatıcı bir durum olduğunu belirterek, “Bu daha önce hiçbir şekilde vaki olmuş bir şey değildir. Görmedim, duymadım, olmadı da böyle bir şey... Bu sürpriz bir gelişmedir. Belki hukukidir, onu bilemem ama, nereden bakarsanız bakın rencide edici bir gelişmedir, polisin kışlanın kapısına dayanması” dedi. Yapılan aramalarda elde edilen belgelerin savcının konu ile ilgili “daha derinlemesine bir araştırma yapmak” amaçlı olduğuna işaret eden Kuloğlu, “Savcı bu konuyu araştırmak için önce o iki subayı alıp serbest bıraktı. Demek ki çok ciddi delillere ulaşamadı. Ancak daha sonra derinlemesine bir araştırma yapma gereği duyuldu ki, Seferberlik Tetkik Kurulu’na gidildi, belgeler alındı, 8 kişi de gözaltına alındı. Savcı, orada o gece olan biteni tam olarak anlamak için bütün bu girişimlerde bulunmuştur. Araştıracak, inceleyecek ona göre soruşturmanın seyrine karar verecektir. Bu türden bir süreç izlemeden bunu nasıl yapabilirdi?” diye konuştu.
Suikast iddialarına karşı çıktı
Suikast iddiaları ile ilgili sorumuzu da yanıtlayan Kuloğlu, Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görevli bir subayın “suikast yapmayacağını” belirterek, “Ordu böyle bir şey yapmaz. Bu mümkün değil” dedi. Kuloğlu, şöyle devam etti: “Orada gözaltına alınıp, serbest bırakılan subaylar Genelkurmay Başkanlığı’nın da açıkladığı gibi, bilgi sızdırdığından şüphe edilen birini takip etmişlerdir. Ellerine verilmiştir bir kroki, gidip bakın bu adam nereye giriyor, kimlere gidiyor, kime bilgi veriyor, denilmiştir o subaylar da gidip bunu yapmışlardır. Askerin işi suikast yapmak değildir, bu olabilir mi?” Kuloğlu, kurumların zedelenmemesi için daha dikkatli olunması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Askeri inzibat uyardı: Arama kışlada değil
Arama saat 19.00’da başladı. Yaklaşık yarım saat sonra haberdar olan medya mensupları, arama yapılan binanın önüne akın etti. Bir askeri inzibat medya mensuplarına bekleyecekleri yeri gösterirken “Şehit Yüzbeşı Necdi Şertürk Kışlası” yazan tabela konusunda uyardı. Görevli aramanın kışla binasında yapılmadığını söyledi. Özel Kuvvetler Komutanlığı’na bağlı Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda yapılan arama boyunca binada büyük hareketlilik yaşandı ve polis, askeri ve sivil plakalı araçlar yoğun bir şekilde giriş çıkış yaptı.