'Kaç kişi harcarsanız harcayın ama oradan çıkmasın'
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) emniyet yapılanması kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanırken etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı olan sanık E.E, darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz gecesinde örgütsel tabirle "İstanbul emniyet birimi il amiri"ne gelen mesajda, "Cumhurbaşkanı, Atatürk Havalimanı'na gelecek, kaç kişi harcarsanız harcayın ama oradan çıkmasın.' yazıyordu. Yani suikast. Yukarıdan ona böyle bir şey geldi" dedi.
İstanbul Ağır Ceza Mahkemesinde ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan yargılandığı sırada etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak isteyerek itirafçı olan sanık E.E, ifadesinde, örgütsel yapılanmaya ilişkin bilgiler vererek, 15 Temmuz gecesine dair dikkati çekici beyanlarda bulundu. İfadesinde yüzlerce isim veren, teşhis edebileceğini beyan eden sanık E.E, örgüte nasıl girdiğini ve örgütsel olarak görev yaparken yaşadıklarını anlattı.
'İSTANBUL'U 3 İL OLARAK YÖNETİYORLAR'
Emniyetin "mahrem yapılanması"nda görev aldığını, örgütsel tabirle ''öğretmen'' görevinde bulunduğu belirten itirafçı sanık, örgütün emniyetin yapılanmasına ilişkin şu bilgileri verdi:
"Özellikle İstanbul emniyetinin yapılanması 3 parçaya bölmüşler, 3 il var. İstanbul'u 3 il olarak yönetiyorlar. Bu yapılanmaya, 'emniyet birimi', il imamına 'müdür' deniyor. Önceleri 'O' isminde bir il imamı vardı daha sonra A.A. isminde bir il imamı geldi. İl imamının altında 7,8 kişilik heyet var. Bunlara 'zümre başkanı' deniyor, bir diğer isimleri 'müdür yardımcısı.' Her zümre başkanının altında 4-5 öğretmen var. Bu öğretmenler de ilgilenmesi gereken personele bakıyorlar."
Örgütün emniyet yapılanmasına ilişkin bilgilerin yazılı olarak tutulduğu listelerin bulunduğunu, bu bilgilerin SD kartlarda yer aldığını anlatan sanık E.E, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün "tarih", İstihbarat Şube Müdürlüğünün ''İngilizce'', Mali Suçlarla Şube Müdürlüğünün ''matematik'', Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünün ''ilk yardım'' şeklinde kodlandığını, yine aynı şekilde örgütsel olarak "öğrenci" diye bahsedilen polis memurlarına da örgüte bağlılıklarına yönelik kodlama yapıldığını söyledi.
Polis memurunun isminin karşısında "sayısal" yazıyorsa bu kişinin "itaatkar", "eşit ağırlık" yazıyorsa "güvenilir" olduğunu, "sözel" kelimesinin "sıkıntılı ama kullanılan" anlamına geldiğini belirten sanık E.E, bunların da haricinde ''dil 1", "dil 2", "dil 3" kodlaması bulunduğunu aktardı. Sanık, "dil 1" ve "dil 2"nin "örgütten kopan ve aleyhte konuşma yapan şahıs", "dil 3"ün ise "cemaati bitirmek gayesi ile hareket edebilecek konuma gelen şahıs" anlamına geldiğini ifade etti.
Sanık E.E, örgüt mensuplarının telefonlarına, haberleşme programlarının haricinde, olası bir operasyonda polis kapıya geldiğinde telefonun tamamının silinmesi amacıyla "Clean Them All" adlı bir program yüklendiğini ifade ederek, emniyet içerisinde 2014 Ağustos-2015 Şubat ayları arasında sırasıyla ByLock, Eagle, Tango programlarının kullanıldığını kaydetti.
'KELİMELİK' OYUNU ÜZERİNDEN HABERLEŞME
Sanık, 15 Temmuz'dan kısa bir süre sonra da Tango'nun kullanılmaya başlandığını, bu konuda örgütün yeni bir program üzerinden mesajlaştığını şöyle anlattı:
''Bir süre sonra yaklaşık 1 milyon kullanıcısı olan 'Kelimelik' isimli bir oyunun sohbet bölümü var. Yapılanmada yer alan örgütsel olarak 'öğretmen' diye tabir edilen şahıslar mesajlaşmak için bu sohbet alanını kullanıyordu. Bu program için telefon numarası girmenize gerek yoktu."
İfadesinde ByLock ile ilgili bir detayı da anlatan sanık E.E, ''Acil durumda ByLock iptal olursa diye Tik-Tok diye bir program yüklediler. Tik-Tok'tan da görüşülüyordu. Mesaj yazılmaz Tik-Tok'tan ama mesela oradan çağrı atılırdı. Bu 'ByLock'a bak, mesaj gönderdim.' anlamına gelirdi." dedi.
Mesleği öğretmenlik olan sanık E.E, neden itirafçı olduğunu şöyle anlattı:
"Ben bu yükü omzumdan atmak istiyorum. 15 Temmuz darbe bilgisi kesinlikle yoktu, söylentiler vardı. 2015'in sonu 2016 yılında söylentiler vardı 'Olacak.' diye. 15 Temmuz akşamı örgüte ait bir evdeydim, buraya İstanbul emniyet birimi il imamlarından A.A. da geldi. Normalde o akşam evde olmasını gerektirecek bir durum yoktu. Tabii çok telaşlı görmüştüm. Televizyonda köprülerin kapatıldığı haberleri gösterildiği sırada il imamının telefonuna sürekli mesaj geliyordu. Bana hitaben, 'Hocam zümre başkanlarına bilgiyi aktaracağım. Siz zaten yanımdasınız, arkadaşlarınıza da gönderin.' dedi. Önce bir mesaj gönderdi. Mesajda, 'Bütün arkadaşlar resmi kıyafetlerini giysin, görev yerlerine gitsin, izinde olanlar dahil Vatan Emniyete gitsinler.' yazıyordu.
'VEBAL SİZİNDİR'
İl sorumlusuna çok daha fazla mesaj geldi ancak hepsini bize göndermedi. Mesajlar 'Tango' programı üzerinden geldi. Bir süre sonra darbeye yardım etmekle ilgili mesajlar göndermeye başladı. Ben de il imamına 'Efendim bahsettiğiniz olay darbe... Siz bunu emniyet amirlerine, personeline söylüyorsunuz. Hele ki Atatürk Havalimanı gibi bir yer yani bu iş tehlikeli, arkadaşların başı yanar.' dedim. O da bana 'Hocam ben size bana gelen mesajları süzerek iletiyorum, vebal sizindir.' dedi. Ben o mesajdan sonrakileri asla iletmedim."
"Askere (darbeci) karşı gelen polis memuru veya amirlerini gözaltına da alabilirsiniz." şeklinde ifadelerin emniyet personeline gönderildiğini aktaran sanık E.E, şunları kaydetti:
"İlerleyen saatlerde A.A'nın tedirginliği daha da arttı. Bana bir mesaj gösterdi, atmadı ama kendi telefonundan gösterdi. Mesajda, 'Cumhurbaşkanı, Atatürk Havalimanı'na gelecek, kaç kişi harcarsanız harcayın ama oradan çıkmasın.' yazıyordu. Yani suikast... Yukarıdan ona böyle bir şey geldi. Mesaj Tango programı üzerinden geldi. Bana 'Bunu zümre başkanlarına gönderelim mi?' dedi. Ben de 'Bahsettiğiniz şey cinayet en başta ve bunun talimatını ver.' diyorsunuz. Kanaatimi söyledikten sonra gönderdi mi bilmiyorum. Böyle bir şey gerçekleşmediğine göre de göndermemiştir diye düşünüyorum. Havalimanında çok kuvvetli olduklarını biliyorum. Çünkü havalimanında halledilemeyen iş yoktu. Havalimanından bir bilgi 4 dakika içerisinde öğrenilirdi."
Bu bilgiyi üzerindeki yükten kurtulmak için anlattığını yineleyen sanık E.E, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanına suikast ile şey herhalde bu da FETÖ'nün 'Darbeyi biz yapmadık.' ifadesini belki de çürütecek derecede önemli bir şey... Emin olun yani benim bunu anlatmam yaptığım fedakarlığın boyutunu ben size anlatamam. Samimiyetimi gösterme adına söylüyorum. Devlete elimi uzatıyorum, devletin de benim elimi tutacağına inanıyorum. Devlet bana üniversite zamanında sahip çıksaydı, çıkmadığı için FETÖ'nün eline düştüm."
İl sorumlusuna mesajı örgütün sözde "Marmara Bölge imamı"nın gönderdiğini düşündüğünü dile getiren sanık E.E, bu tür mesajların "bölge sorumlusu-il sorumlu-zümre başkanı-öğretmenler-öğrenci denilen emniyet personeli" sıralamasında gönderildiğini anlattı.