İyi ki yakalandım...
Gazeteci Nedim şener'in “Kırmızı Cuma” kitabındaki Ogün Samast bombası...
Milliyet muhabiri Nedim Şener’in hafta sonu piyasaya çıkacak “Kırmızı Cuma” kitabında, Ogün Samast’ın öldürüleceğine ilişkin bilgiler var. Samast, Başbakanlık müfettişlerine “Trabzon’da teslim olurum diye düşündüm. Sonra beni Samsun’da yakaladılar. İyi ki de yakaladılar. Yoksa beni Giresun’da öldüreceklerdi” diyor
Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’i 19 Ocak 2007’de öldürdükten sonra 20 Ocak sabahı Trabzon’a gitmek üzere saat 10.30’da otobüse binen ve aynı gün saat 22.30’da Samsun otogarında yakalanan Ogün Samast’ın Giresun’da öldürülmesi üzerine plan yapıldığı ortaya çıktı.
Dink cinayetiyle ilgili kitap ve haberlere imza atan Milliyet Muhabiri Nedim Şener, hafta sonu Doğan Kitap’tan piyasaya çıkacak olan “Kırmızı Cuma-Dink’in kalemini kim kırdı” isimli kitabında yeni belge ve bilgilerle cinayet hakkındaki araştırmalara yeni boyut katacak bilgilere yer verdi.
Bunlardan birisini de katil Ogün Samast’ın öldürüleceğine ilişkin bilgi oluşturuyor.
Tutanağa geçirtmedi
Ogün Samast kaldığı Kocaeli F Tipi cezaevinde Başbakanlık Müfettişlerine 15 Nisan 2008 günü yaptığı açıklamalarda Hrant Dink’i öldürdükten sonra İstanbul’da teslim olmayı düşündüğünü anlattıktan sonra şunları söyledi: “...Ama ‘Burada bana ne yaparlar’ diye düşündüm, ‘Hiç değilse annemi babamı son bir kez görürüm, Trabzon’da teslim olurum’ diye düşündüm. Sonra beni Samsun’da yakaladılar. İyi ki de yakaladılar. Yoksa beni Giresun’da öldüreceklerdi.”
Kırmızı Cuma kitabında anlatıldığına göre, Samast, “Yoksa beni Giresun’da öldüreceklerdi” ifadesinin görüşme tutanağına geçmesine izin vermedi. Müfettişler tutanağı imzalamayacağını söyleyen Samast’ı, “Hiç olmazsa iyi ki de yakaladılar” bölümüne yer verelim” teklifiyle ikna ettiler. Tutanağa yalnızca “...Beni Samsun’da yakaladılar. İyi ki de yakaladılar” sözlerinin geçmesine izin veren Samast tutanağı imzaladı.
Milliyet muhabiri Nedim Şener “Kırmızı Cuma” kitabında, Samast’ın Başbakanlık Teftiş Kurulu raporuna giren “....Beni Samsun’da yakaladılar. İyi ki de yakaladılar” sözlerinin izini sürdü.
Sonunda, Samast’ın korkusunun yersiz olmadığı bilgisini edinen Nedim Şener, bu konuda önemli bir belgeye ulaştı. Şener’in ulaştığı ve Dink öldürüldüğünde Trabzon Emniyet Müdürü olan Reşat Altay’ın dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu ile Başbakan’a ulaştırması için Faruk Özak’a verdiği bir bilgi notu ile telefon görüşmesi tapesinde, milliyetçi çevreye yakınlığı ile bilinen çete üyelerinin Samsun’da yakalanmadan beş saat önce toplantı yaptıklarını, iki saat önce de Ogün Samast’ı almak üzere Trabzon’dan Samsun’a doğru yola çıktığını gösteriyor.
Polis dinlenirken belirlendi
Trabzon Organize Suçlarla Mücadale Şubesi tarafından tespit edilen telefon görüşmelerine ilişkin olarak hazırlanan ve Reşat Altay’ın bakanlara verdiği Bilgi Notunda şunlar yazıyor:
“O.D. (Trabzon Asayiş’te bir polis memuru) tarafından kullanılan 05353 429 .. .. nolu GSM hattının yapılan dinlemesi esnasında, sonradan yine aynı dosya kapsamında ilgili mahkeme kararı ile ileşitimin tespiti, dinlenmesi kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi yapılan G.K. (çete ile bağlantılı kişi) isimli şahıs ile 20.01.2007 günü yapmış olduğu görüşmede, G.K. isimli şahıs O.D. isimli şahsa hitaben “Şu anda özel araç ile Samsun iline gitmek üzere yola çıktıklarını, Samsun ilinden döndüklerinde kendisini Trabzon iline Emniyet Müdürü yapabilecek kadar önemli bir konuyu bildiklerini, ancak daha sonra yaptığı görüşmede ise Samsun iline giderken yoldan geri döndüklerini” söylemiştir.
G.K.’nin Samsun iline gidirken yoldan döndüklerini söylediği sıralarda, 19.01.2007 günü İstanbul ilinde bulunan Agos gazetesi Genel yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesi olayının zanlısı olan Ogün Samast isimli şahsın yakalanması anına denk gelmesi G.K. isimli şahıs tarafından Ogün Samast’ın Trabzon iline geleceğinin biliniyor olabileceği ve bu nedenle şahsı almak amacıyla Samsun iline gitmek üzere yola çıktıkları değerlendirilmekte olup, bu konu ile ilgili olarak O.D. ile aralarında yapmış oldukları başka görüşmeleri mevcuttur. Yine Hrant Dink cinayeti ile ile ilgili olarak T.S. isimli şahsın da görüşmeleri bulunmaktadır.”
Kırmızı Cuma kitabında bu bilgi notuna temel oluşturan telefon konuşmaları de yer alıyor.
Çete üyesi G.K., 20 Ocak 2007 günü henüz Ogün Samast isminin medyada yer almadığı saat 21.20’de aradığı polis memuru O.D.’ye şunları söylüyor:
‘...
G.K: Ben ha şimdi bir yere geçiyorum Trabzon dışına.
O.D: Evet
G.K: Eeee bu gece sennen görüşmemiz lazım dönüşte.
O.D: Görüşelim, şimdi bir yaramazlık mı var hayırdır?
G.K: Var, var, var, var ben bir yere gidecem dönüşte sennen görüşecem, seni de Trabzon’a Emniyet Müdürü yapmıyanın a...g....bombalan.
Yasin’in konuştuğunu biliyor
Kitapta çete üyesi ve yanındakilerin Samsun’a varamadan gece yarısı Trabzon’a geri dönmek zorunda kaldığı yazılıyor. Çünkü Ogün Samast saat 22.30-23.00 gibi Samsun Otagarı’nda yakalanmıştır. Çete üyesi G.K. aynı gün saat 00.06’da Trabzon’a dönen G.K. ve yanındaki kişi polis memuru O.D’yi arar ve durumu bildirir.
Ancak çete üyesi G.K.’nin, 21 Ocak 2007 günü saat 18.46’da polis memuru O.D. ile yaptığı telefon görüşmesinde Samsun’a gidiş nedeni ile, cinayet ile ilişkisi İstanbul ve Trabzon polisi dışında henüz kimse tarafından bilinmeyen Yasin Hayal ve Dink cinayeti ilişkisi konusunda konuşmalar yer alıyor.
Bu konuşmalarda çete üyesi kişinin henüz kimsenin cinayetteki rolünü bilmediği Yasin Hayal Trabzon’da gözaltına alındığında ifadesinde bazı bilgiler verdiğinden de haberdar olduğu anlaşılıyor. İşte o konuşma:
‘...
G.K: Akşam sen işi bilmiysin gardaşım biz akşam gidiydik o yani biz geri döndük.
O.D: Samsun’a
G.K: Tabii biz geri döndük.
O.D: Hım
G.K: Biz geri yani ben sana akşam demedim o akşam şimdi bilmiyrim biz o akşam gidiydik o yana geri döndük o oğlanın iyi durumu yoğudu.
O.D: E diyorum o piç bi de Yasin reisin adını vermediği müddetçe başka bir bağlantı çıkmaz.
G.K: Ya Yasin i...nesi vermiş Yasin i...si
O.D: Vermiş mi?
G.K: Tabi
O.D: İ.. Trabzon’da verdi o zaman.
G.K: Tabii Ülkü Ocakları falan filan çocuğu Ülkü ocaklarında işte eee o gün için çaycılık yapay a... k... oğlunun Ülkü Ocaklarına girdiği yok, bunun ben a... s... bu Yasin’inde girdiği yok.
O.D: Öyle ikisinin de yok alakası
G.K: Yani bunların Ülkü Ocaklarıyla hiç bir uzaktan yakından alakası yok...
O.D: Yok zaten savunmasını ona göre hazırlasın yani.
G.K: Hee
O.D: Desin lekelemeye çalışıyorlar camiamızı ve ismimizi
G.K: Haa öyle da.
O:D: Ocağımızı