İstihbaratçı oğlu Bayar muhbir mi?
Osmangazi Üniversitesi’nde 4 arkadaşını katleden akademisyen Volkan Bayar, aile yapısı nedeniyle Emniyet İstihbarat’a oldukça yakın bir isim. Babası eski bir polis olan Bayar’la ilgili en dikkati çeken bilgi ise Eskişehir Emniyeti ile sık sık iletişime geçtiği...
Milliyet'ten Tolga Şardan'ın köşesine taşıdığı bilgilere göre; Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde akademisyen Volkan Bayar’ın, dört öğretim görevlisini tabanca ile öldürmesinin yankıları sürüyor.
Kendisi ve eski eşi hakkında üniversitenin başlattığı idari soruşturma nedeniyle cinayeti işlediğini itiraf eden katil zanlısı Bayar’ın saldırıyla ilgili açıklamaları kan dondurucu.
Olay, Eskişehir’de sıcaklığını koruyor. Başkent, gelişmeleri yakından izliyor.
İlk bulgular, saldırının göz göre göre geldiği yönünde. Valilik, savcılık, üniversite yönetimi ve emniyetin, tüm yaşanan gelişmelerden bilgisinin olduğu ancak duyarsız kaldıkları görüşü ağırlıkta.
Seri cinayetlerin işlenmesiyle birlikte katil zanlısı Bayar, mercek altına alındı. Hakkında önemli iddialar gündeme geldi.
Bazı akademisyenler Bayar’ın FETÖ’yle bağı olduğunu iddia etti.
Bayar’ın ise üniversitede çok sayıda kişiyi FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle ihbar ettiği yönünde bilgiler kamuoyuna yansıdı.
Geçmişi mercek altında
Bayar’la ilgili Ankara’ya yansıyan bazı bilgilere ulaştım.
Bayar’ın olay anı itibarıyla FETÖ konusunda “hedef kişi” olduğunu gösteren bir bilgi yok.
Ancak olaydan sonra başlatılan araştırmalarda, hem kendisinin hem de eski eşinin akademik süreci bazı şüpheleri doğurdu.
FETÖ’nün en güçlü dönemi olan 2011’de Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla ABD’nin Denver kentinde eşiyle birlikte akademik eğitime başlaması, bu eğitim öncesinde girdiği ALES ve YDS’lerin halen FETÖ nedeniyle soru çalınması konusunda soruşturuluyor olması dikkat çekici.
Türkiye’ye döndükten sonraki akademik yaşamı da Bayar’ı kuşkulu hale getiriyor.
15 Temmuz’dan hemen sonra üniversitede kullandığı bilgisayarı yönetime teslim etmeden önce “formatlaması” soru işaretlerine yol açan diğer bir husus.
Babası emekli polis
Katil zanlısı akademisyen, aile yaşantısı nedeniyle Emniyet İstihbaratı’na oldukça yakın. Bayar’ın babası emekli bir polis. Baba Bayar, meslek yaşamının büyük bölümünü Emniyet İstihbarat hizmetlerinde geçirdi.
1994’den 2002’ye kadar 8 yıl boyunca Ankara Emniyeti İstihbarat Şubesi’nde çalışan baba Bayar, 2002’de emekli olup teşkilattan ayrıldı.
Burada bir parantez açalım.
İstihbarat birimleri, terör örgütleri ya da suç gruplarıyla mücadeleyi yürütürken hem silahlı kadrolarını, hem de örgütlerin toplum içindeki yasal uzantıları ve bağlantılarını yakın takibe alırlar.
Terör örgütlerinin üniversitelere sızma çabası nedeniyle istihbarat birimleri de eğitim kurumlarına özel bir önem verirler. Bu nedenle istihbaratçıların terör örgütleriyle mücadeledeki en önemli etki alanları üniversitelerdir.
Üniversitelerde gerek akademisyenler, gerekse öğrencilerden “haber elemanı” yaptıkları kişiler üzerinden hedef kitlelerin hareketlerini anlık takip edebilirler.
Haber elemanı olarak kayıtsız biçimde “sempatik kanallar” kullanılarak istihbarat sistemi içinde yer alan kişiler olduğu gibi, “Yardımcı İstihbarat Elemanı (YİE)” olarak istihbaratçılarla görüşüp bilgi aktaran kayıtlı haber elemanı kişiler de sistem içinde kendisine yer bulur. İstihbaratçılar, kayıtlı/kayıtsız haber elemanlarından elde ettikleri bilgi ve gelişmeleri kendi görev yaptıkları kentteki ve merkezi istihbarat birimindeki veri havuzunda zamanı geldiğinde kullanılmak amacıyla biriktirir. Parantezi kapatalım.
Bu pencereden bakıldığında katil zanlısı Bayar, baba mesleğinden ötürü Emniyet İstihbarat sistemine hiç uzak olmadı. İstihbaratta görev yapan bir babanın oğlu olarak bu yaşam şeklinin dışında kalması pek mümkün gözükmüyor. İstihbaratçı bir polisin çocuğu olarak dışarıdaki herhangi bir bireyden sisteme daha yakın.
Bakanlık müfettişi yok
Üniversitedeki vahim olay sonrasında Emniyet Genel Müdürlüğü; İstihbarat Dairesi, Terörle Mücadele Dairesi ve KOM Dairesi’nden görevlilerden oluşan özel bir ekibi soruşturmaya katılmaları için kente gönderdi. Özel ekip, soruşturmaya farklı gözle bakacak.
Bir ilginç durum daha var. Savcılık ve YÖK’ün soruşturmaları devam ederken, İçişleri Bakanlığı nedense sessiz kaldı. Bakanlıktan bugüne kadar müfettiş görevlendirmesine yönelik bir açıklama yapmadı.
Osmangazi Üniversitesi’nde yaşanan olayın çok iyi incelenmesi gerekiyor.
Dink suikastı ve sonrasında yaşananlar halen hafızalarda.
Gerçeğin er geç ortaya çıkma gibi bir kötü huyu var.
EMNİYET’LE YAKIN TEMAS
Ankara’ya yansıyan bir diğer bilgi ise Bayar’ın Eskişehir Emniyeti ile sık sık iletişime geçtiği.
Zaman zaman Eskişehir Emniyeti’nin üst yöneticisi konumundaki yetkililerle görüştüğü belirtiliyor.
Bu görüşmelerin özellikle 15 Temmuz’dan sonra Eskişehir Emniyeti’nde yapılan görev değişikliklerinden sonra olduğu ifade ediliyor.
Bayar’la ilgili yapılan ilk incelemelerde, katil zanlısının Eskişehir İstihbaratı ve İstihbarat Dairesi’nin kayıtlarında “Yardımcı istihbarat elemanı” olarak resmi kaydı bulunamadı.
Buna karşılık “sempatik kanal” kullanımı yönteminin unutulmaması gerek.
Hrant Dink cinayetinde tetikçi Ogün Samast’ı yönlendiren Erhan Tuncel’in haber elemanı olarak emniyet tarafından kullanılması hafızamızda. O dönemde istihbarat şube müdürü olarak görev yapan ve Dink davasında yargılanan Engin Dinç, 17-25 Aralık sürecinin ardından önce EGM İstihbarat Dairesi Başkanı, sonra Eskişehir Emniyet Müdürü oldu.
Katil zanlısı Bayar hakkındaki diğer önemli iddia ise, geçmişte Gülen cemaatiyle yan yana duran ancak son dönemde FETÖ’cülerle kanlı bıçaklı olan “Okuyucular” grubuyla temasının olduğu.
Zanlı hakkındaki “Önüne geleni ihbar etti, çok sayıda kişinin FETÖ’cü ya da farklı gruplardan olduğunu söyledi” şeklindeki değerlendirmeler yanlış olmaz.
Farklı zamanlarda Eskişehir’de emniyete verdiği ifadelerde geçen isimlerin tasfiye edildiği iddiası dikkat çekici.