Bakan Avcı’nın ‘üniversiteler kendi seçsin’ dediği sistemin taslağına göre öğrenciler fakültelere başvuracak, fakülteler seçecek. İlk yılın ardından yeteneklerine göre alana kaydırılacak.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın liseye girişten sonra üniversiteye giriş sisteminde de yaptığı çalışmalar Başbakanlık’ta yürütülüyor. Çalışmalar kapsamında ABD Modeli’nin ağırlık kazandığı bildirildi.YÖK Yasa taslağı içinde ele alınacak yeni sınav sistemi çalışmaları Başbakanlık’ta oluşturulan bir birim tarafından yeniden yazılıp 1 ay içinde TBMM’ye sevkedilecek. ABD’de uygulanan modelin benzerine ilişkin sistem üzerinde çalışıldığı, sistemin şu şekilde işleyeceği ifade ediliyor:
Bölüme kayıt yok
- Öğrenci bölüme değil fakülteye kayıt yaptıracak. Örneğin mühendislik fakültesine kayıt yaptıran öğrenciye 1 yıllık temel mühendislik bilgileri verilecek. Öğrenci 2. yılında mühendislik alanına yönelebilecek. 3. sınıfta da ek dersleri alıp bölüm değiştirme imkanına sahip olacak.
- Öğrencileri fakültelerde oluşturulacak kurullar seçecek. İtirazlar YÖK’e de yapılabilecek. Üniversiteler sınavlarını ÖSYM ile anlaşarak ÖSYM’nin koordinasyonunda da yapabilecek.
YGS’de son 4 yıl
- 4 yıllık bir geçiş sürecinin ardından merkezi sınav kalkacak.
- YGS - LYS’lerde de, bazı üniversiteler (İlk etapta ODTÜ, Boğaziçi İTÜ gibi üniversiteler) kendi sınavlarını yapabilecek. Sınavlarda lisedeki ders dışı beceri ve başarılara da bakılacak.
- İlk yıl 30-35; ikinci yıl 60 civarında; 3. yıl da 100’e yakın üniversitenin kendi öğrencisini alması planlanıyor.
- Sistem oturduktan sonra genel merkezi sınavın kaldırılması planlanıyor.
Fakülte niyet soracak
- Öğrenci fakülteye başvuracak. Fakülteler MEB’te tutulan ve öğrencilerin yeteneklerinin yer alacağı dosyaları inceleyecek ve yetenek sınavına alınacak. Sınavlarda öğrencilerin notunun yüzde 50 veya 60’ını belirlenecek.
- Her fakülte öğrenciden niyet mektubu alacak ve öğrencinin “ne yapmak istediği” ve “gelecek planları” konusunda bilgi edinecek.
- Öğretmenlerin raporları da incelenecek
Şırnaklı’ya cevap veremeyiz
Merkezi sınavın kesinlikle olması gerektiğini savunan Gülan, şöyle devam etti, “Urfa, Şırnak, Van, Hakkari, Tokat, Edirne, Tekirdağ’daki çocuğun gönlündeki okula gitmesine engel olursak onun karşısına çıkıp ona cevap veremeyiz. Van’daki çocuk fener ışığında ders çalışıp büyük şehirde üniversiteye veya İstanbul Ankara’da liseye geliyor. Biz onun hayallerini çalamayız. Eğer kriter koyarsanız, şartları özel okullara bırakırsanız en çok özel okulların çocuğu yerleşir. Yani ekmeğime kaymak olur. Ama öncelikle biz bu ülkedeki çocukları düşünmek zorundayız. Her ne kadar özel okulların derneği de olsak ismimizin başında Türkiye ifadesi var bu nedenle önce Türkiye’nin ve tüm çocuklar ile velilerin çıkarlarını korumak zorundayız.”
Haberin Devamı