İşte FETÖ’nün çekirdekten yetiştirdiği Danıştay hakimi!
İtirafçı olarak ifade veren Danıştay Tetkik Hakimi Ebubekir Başel’in dilinden örgütün içinde nasıl yetiştiğini ve o meşhur ‘abiler’in her yere sızma yöntemleri...
Fethullahçı Terör Örgütü’nün darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alınıp savcılık sorgusunun adından adli kontrol kararıyla serbest bırakılan Danıştay Tetkik Hakimi Ebubekir Başel, yargı içindeki örgütlenmeye ilişkin önemli itiraflarda bulundu. Başel, örgütün tüm üyelerinin hayatının geneline hakim olduğunu belirtti.
Babam mezar işçisiydi
Gülen’e mensup insanlarla Sivas Selçuk Anadolu Lisesi’nde tanıştığını, babasının mezar işçisi olduğunu, ailesinin maddi durumunun kötü olduğu için Sivas’ta pansiyonda kaldığını söyleyen Başel, bu dönemde ışık evlerine gidip gelmeye o yıllarda başladığını anlattı. Ankara Hukuk Fakültesi’ni kazandıktan sonra cemaate ait Etimesgut’taki Yunus Emre isimli pansiyonda kaldığını anlatan Başel, şunları söyledi:
Abiler bizi çalıştırdı
“Abi diye bilinen ve tanıdığım kişileri daha sonra yargı teşkilatında gördüm. İsmini Durmuş olarak duyduğum ve ilk yıl kalmış olduğum pansiyonda kantini işleten şahsın kardeşi olan kişinin daha sonra hakimliğe geçtiğini öğrendim. Gerçek adının Doğan olduğunu öğrendiğim bu kişiyle Ankara Vergi Mahkemesi’nde hakim olduğum dönemde karşılaştık. Kendisinin adli yargı adayı olduğunu ve eşinin de Fatih Üniversitesinde hemşire olduğunu söylemişti. Birinci sınıfın sonu olan 2002 yılında ışık evlerine geçtim. 7-8 kişi kalıyorduk. Hukuk fakültesine yakın ışık evlerinde kalan arkadaşların abi diye hitap ettiği kişiler olduğunu biliyordum. Benim zamanımdaki kişinin ismini Nadir olarak duymuştum. Bu abiye bağlı olan arkadaşlarımın isminin halen Adli Yargı Hakimi olan A.P, C.A. ve Başbakanlıkta çalışan M.Ö. olduğunu biliyorum. Evde kaldığımız süre içinde bölge imamı ev imamına bazı notlar gönderiyordu. Gündemdeki olayların tartışılması da bu notlar arasındaydı.”
İlk maaşlar Gülen’e
Bu yurtta kaldığı süre içinde “abi”, imam veya bölge imamı veya O3 imamı olarak görevlendirilmediğini, sadece özel günlerde etkinliklere katıldığını aktaran Başel, O3 imamının ne olduğunun sorulması üzerine, bu kişilerin ortaokul öğrencilerini askeri okullara hazırlayanlar olduğunu bildirdi. Hukuk fakültesini 2005’te bitirdiğini anlatan Başel, “Mülakatta kendisine savcı olmak istediğimi ve çalışma evlerinde kalmak istediğimi belirttim. Bunun üzerine R.K. isimli bir murakıp beni bir daireye götürdü. R.K, bizden önce hakim adayı olarak sınavı kazanan bir kişiydi. Halen İdari Yargıda hakim olduğunu biliyorum. Bu evde benim dışımda hakimlik sınavına çalışan halen adli yargıda hakim olan H.D, Y.Ö, M.K, M.E.T, ile daha sonra hakimlikten istifa eden ve avukatlık yapan Ö.Ö. vardı. Ö.Ö.’nün bir AK Parti milletvekilinin damadı olduğunu, halen AK Parti’de bir bakanın yanında olduğunu biliyorum. Şu anda cemaatle ilgisi var mı bilmiyorum. Hakimlik stajını kazandıktan sonra ilk maaşımı bu amaçla abi olarak bildiğim İ.A’ya verdim. İ.A, halen idari yargı hakimidir ve dönem arkadaşım olduğu gibi dönem abisidir. İ.A, bana ilk maaşın Fetullah Gülen’e verileceğini ve onun belirleyeceği yere sarf edileceğini söyledi. Diğer kamu kurumlarında çalışanlar için de kuralın bu olduğunu biliyorum. Bu paranın bin 175 lira olduğunu hatırlıyorum. Çünkü ilk maaşım buydu.”
Taşra ve devre yapılanması vardı
Başel, yargı teşkilatındaki yapılanma, kıdeme, sicil numarasına göre T1, T2, T3 ve T4 şeklinde düzenlendiğini, yargı teşkilatında bir taşra bir de devre yapılanması bulunduğunu belirtti. Başel, savcılık ifadesinde, FETÖ’nün “yargı imamı” olarak gazetelerde yer alan Osman Karakuş’u tanıdığını ve yargı imamlığı yapacak kapasitesi olmadığını ancak yargı içerisinde etkin bir çevresi bulunduğunu kaydetti. Karakuş sayesinde Yargıtay’ın bazı önemli üyeleriyle tanıştığını vurgulayan Başel, Karakuş’un emniyet genel müdür yardımcısı olduğu dönemde polisevinde bu yargı mensuplarına yemekler verdiğini anlattı. Vergi hukukunda uzman olduğunu, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden bir hocasının kendisini “yargıda muhafazakar kesimin önde gelen insanlarından biri” olarak tanınan Yargıtay üyesi S.İ. ile tanıştırdığına işaret eden Başel, staj yaptığı dönemde bu Yargıtay üyesinin kızıyla tanıştırıldığını ve ardından evlendiklerini aktardı.
‘HSYK’da blok oy kullandık’
2010 HSYK seçimlerinde Suat Reçber benim bağlı bulunduğum T4 grubuna, Ahmet Berberoğlu, Birol Erdem ve Resul Yıldırım’a blok oy verilmesini istedi. Hepimiz bunlara oy verdi. Bakanlık listesi diye belirtilen Halil Koç ve İbrahim Topuz’u yedek bıraktık.
Örgütün evlilik birimi de var!
Başel örgüt içi çöp çatanlığı ise şu sözlerle anlattı: “Hizmet hareketinin yargı içinde bir evlilik birimi vardır. Bekar erkek hakim adayları veya hakimlere bazı kadın hakimlerin CV’sini getiriyorlardı. Burada kadının resmi de bulunuyordu. Eğer erkek beğenirse bu kadın hakimle tanıştırmak için bir araya getiriyorlardı. Resmini gördükleri kadın mutlak suretle hizmet hareketinin içinde olan kişilerden oluşmaktadır.”
‘Tetkik hakimi bana zimmetlediler’
“Cemaatten olmayan, cemaate sempati besleyen insanlar bize zimmetleniyordu. Zimmet alan kişi, ilgili kişiyi değişik zamanlarda ziyaret ediyor, ilişkisini sıkı tutmaya çalışıyordu. Örneğin, 2010 sonrası bana Danıştay Tetkik Hakimi G.M. zimmetlendi. Bu kadın hizmetten değildi, eşinin hizmete yakın olduğu düşünülüyordu. Bu kadını ara sıra ziyaret ediyordum, hatta çocuklarına hediye alıyordum. Böylece bu kişiyi yakın takibe alıyordum. Hizmette olmayan bir kişiyi hizmete dahil etme durumumuz yoktu. Kesinlikle yasaktır. Bu nedenle bu kişilerle sadece ziyaretler ve yakın ilişki içinde oluyorduk. Zimmete aldığımız kişilerin HSYK ve Adalet Bakanlığındaki taleplerini yerine getirmek amacıyla çalışıyorduk ve ilgililere iletiyorduk. Ben bu talepleri Bölge İdare Mahkemesi imamı İ.A.’ya iletiyordum. Zimmet aldığım hakimlere cemaatin bir talebini iletmedim.”
‘Gizlenmek için içki içiyorlar’
“Bir kişinin abi olması için gittiği yerde namaz kıldırması gerekir. Ayrıca hakimlik sınavına hazırlanılan evlerde murakıplık yapmadım. Sigara içmekteyim. Sigara içen kişileri hiçbir zaman abi yapmazlar. Bunun nedeni ise Fethullah Gülen’in sigara içen kişilerin kendine zarar verdiğini, maneviyatlarının az olacağını belirtmesi ve sohbetlerde de bu hususun sık sık dile getirilmesi nedeniyle hizmet hareketi içinde sigara içenler, abilik konumuna getirilmezler. Bana hiç kimse ‘gizlenmek için içki için’ diye talimat vermedi. Ancak 2010 HSYK seçimlerinden önce bazı abilerin gizlenmek için içki içilebileceğini belirttiğini biliyorum. Bu dönemde hizmet hareketinde bulunan abilerin bu nedenle içki içtiklerini söyleyebilirim. Hatta murakıp olan R.K, bana ‘cumaya gitmeyin, kendinizi gizleyin’ diyordu. Ancak inançlarım gereği bu kişinin demesiyle cumaya gitmemezlik yapmadım.”