İstanbul'da eş değiştirme partisi!
Habertürk Gazetesi yazarı Işıl Cinmen, İstanbul Maslak'taki bir gece klübünde hafta sonu düzenlenen swinger (eş değiştirme) partisine katıldı ve izlenimlerini yazdı
Google search, "swinger ne demek" aramasıyla sallandığı gün, hani "Adana'da villada swinger denen eş değiştirme yöntemiyle fuhuş yapan bir çete" yakalanmıştı ya, o gün yani...
Haber toplantısında tüm gözler bana çevrildi.
"Swinger'larla ilgili bir araştırma yapsana" diye...
"İyi" dedim, "Yaparım. Bu konudan da eksik kalmayayım..." Araştırmalarım böylece başladı.
Okudum, belgesel izledim, psikologla bile konuşup psikolojilerini anlamaya çalıştım.
Twitter'da swinger olduğunu belirten çiftleri buldum, onlarla konuştum.
(Takipçi sayılarının 25 binden fazla olduğunu da belirtmek istiyorum!) Ve sonunda bağlantıları kurarak İstanbul Swinger topluluğuna sızmayı başardım.
SWINGING NE DEMEK?
Türkçe'ye "eş değiştirme" olarak geçen "swinging", bir tür cinsel aktivite.
Genelde evli çiftler tercih ediyor; birbirlerinin eşleriyle sevişiyor ve bunu yaparken birbirlerini izliyorlar.
"Swinging" yapanlara "swinger" deniliyor.
1960'lardaki cinsel devrim sırasında literatüre girdi. O zamandan beri swinger topluluklar tarafından "alternatif yaşam tarzı" olarak tanımlanıyor.
Benim işim yargılamak değil; benim işim merak etmek.
Merak edip anlamak ve anladığımı anlatmak.
Şimdi de bunu yapacağım, gerisi size kalmış.
KOD ADIMIZ: İPEK VE MUSTAFA
Beklediğim mesaj sonunda geldi: "Cumartesi gecesi saat 23.30'da başlayacak partiye davetlisin.
İsmin İpek, partnerinin ismi Mustafa olacak.
Girişte de bu isimleri söyleyin." Endişe içinde mesajın geldiği telefonu aradım.
Tamam, onları tanımak, anlamak istiyorum da...
Fazlasını görme riskini de kalbim kaldırmaz yani! Telefondaki kişi, "Rahat olun, bu sıradan bir parti. Tek farkı davetlilerin tümünün swinger olması. İçeride rahatsız olabileceğiniz bir durum oluşmayacak" deyince rahatladım.
Peki ya ismi Mustafa olacak olan partnerim?! Bunu hiç düşünmemiştim ama elbette bir swinger partisine tek başıma giremezdim! Hemen en yakın erkek arkadaşımı aradım.
Onu ikna etmek için neler söylemem gerektiğini planlıyordum ki, "Çok heyecanlı! Nasıl giyiniyoruz?" dedi.
Ve pek bilinmeyen bu dünyanın kapıları böylece aralandı.
Maslak'ın ortasında dev bir gece kulübü...
Bizim parti, kulübün içinde "kırmızı oda" denilen özel alanda.
Girişteki bodyguardlara kod isimlerimizi söylüyoruz.
Bizi aradıktan sonra kolumuza bileklikler takıyorlar.
Sonunda içeri giriyoruz.
Kalabalık, 150-200 kişi var.
Kadınların çoğu güzel, erkekler bakımlı.
Kıyafetler abartısız, birkaç fazla kısa mini etek ve fazla derin dekolte dışında ortalık hayli normal görünüyor.
Kimsenin "marjinal" görünmemesi bende biraz endişe yaratıyor.
Uçlarda yaşayanlar bu tip ortamlarda olur zannediyorsunuz ya...
Yok, bildiğiniz çoğu orta halli, sıradan insanlar var içeride...
Arkadaşım, "bir köşeden babam çıkacak diye korkmaya başladım" diye espri yapıyor.
Yaş aralığı 27/28-50 gibi...
ÇOK ZENGİNLER DE VAR, KULÜBE OTOBÜSLE GELENLER DE...
Mekanda sadece tek bir kişi benim gazeteci olduğumu ve arkadaşımla gerçek bir çift olmadığımızı biliyor.
Geri kalan herkes için "İpek ve Mustafa"yız.
Bir köşeden insanları analiz etmeye çalışıyorum ama sürekli yeni bir çift yanımıza tanışmaya geliyor.
Adet böyleymiş.
"Yeni" olduğumuz için bizi beğenenler doğrudan yanımıza gelip bizimle tanışıyor.
Gelenlerden biri Mustafa'nın kulağına, "Aramıza hoş geldiniz. Herkes sizden bahsediyor, gözler üzerinizde. Kısa zamanda epey popüler bir çift olacak gibi duruyorsunuz" deyince utanarak teşekkür ediyoruz.
Herkesin takma ismi var.
Ama ben bunu sürekli unutuyorum! Müzikten duyulmuyor diye avazım çıktığı kadar "Merhaba ben de Işıl!" diye bağırıp duruyorum.
Kimse kimseye fazla soru sormuyor.
"Ne iş yapıyorsun" vs buralara hiç girilmiyor.
Ama öğrendiğim kadarıyla her meslekten insan var.
Reklamcı da var, hasta bakıcı da, fabrikatör de, çilingir de...
Çok zengin olanlar da var, kulübe otobüsle gelenler de...
Herkes çok dikkatli; kimse kimseye rızası dışında tek bir harekette bile bulunmuyor.
Sıklıkla tekrarlanan iki soru var: "Evli misiniz?" "Nerede oturuyorsunuz?" Aldığımız bilgilere göre partidekilerin yüzde 90'ı evli ve çocuklu.
Sevgili olan çiftler, evli çiftlerde biraz tekinsizlik yaratıyor.
Evli çiftler, evli çiftlerle birlikte olmayı tercih ediyor; bunu daha risksiz buluyor.
Evlerin yakın olması, en azından aynı yakada olması da çift seçimlerinde önemli kriterlerden...
Çiftlerin bir kısmı sonradan gerçekten arkadaş oluyor.
Aile ziyaretlerine gidip, ihtiyaç olunca çocuklarını birbirlerine emanet ediyorlar.
Birlikte sinemaya gidip, yemeğe falan çıkıyorlar.
SEX IN THE AIR Saat 1.00'e doğru şovlar başlıyor.
Kaslı erkek striptizciler, akrobatik seksi kadın dansçılar birden sağlı sollu ortamı domine ediyor.
Bu noktadan sonrası... Sex in the air...
Elbette kimse seksi hareketlerden fazlasını yapmıyor ama yine de ortamdaki hava değişiyor.
Çiftler dörtlü, altılı gruplar halinde belirginleşiyor.
Danslar erotikleşiyor.
Bakışlar seksileşiyor.
İstikamet evler...
Tanışma faslının popüler çifti olarak sessizce uzaklaşıyoruz.
SORU İŞARETİNE DÖNÜŞTÜM
Kulüpten çıktığımda bir soru işaretine dönüşmüştüm.
Kafamdan sorular fışkırıyordu.
Neden yapıyorlar? Nasıl başladılar? Karılarını/kocalarını nasıl ikna ettiler? Kıskanma, evliliklerinin neresine duruyor? Kıskançlığı erotizme nasıl dönüştürüyorlar? Peki gözünün önünde eşini başka bir kişiyle sevişirken izleyen erkek/kadın, restoranda başka bir erkeği/kadını eşine bakarken yakalarsa kıskanıyor mu? İkili cinsel hayatları bu durumdan nasıl etkileniyor? Hiç mi suçluluk duymuyorlar? Ve daha onlarcası... Araştırmalarım devam edecek!