İstanbul'da 'doğurganlık' tehlikesi: Risk haline gelecek
İstanbul nüfusu yaşlanıyor. İstanbul’un doğurganlık oranlarında tehlike çanları çalıyor. İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, İstanbul’da doğurganlık oranlarına ilişkin kritik açıklamalarda bulundu. Memişoğlu, 'nüfusunuz azalıyor ve yaşlanıyor' diyerek tehlikeyi duyurdu. İşte haberin detayları...
İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, megakentte sürdürülen sağlık hizmetlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Memişoğlu, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “MHRS’den randevu alanların yüzde 30’u randevusuna gelmiyor. Gelmeyeceğiniz randevuyu en az iki gün önceden iptal edin. Devlet randevularında ciddidir” diyerek uyardığı randevu konusuna ilişkin de konuştu. Sağlıkta şiddet, İstanbul’da doğurganlık oranları, özel sektörden kamuya dönüşe kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, İstanbul’un verilen hizmetler noktasında adeta bir sağlık başkenti olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Memişoğlu, sezaryen oranlarının yüksek olduğuna ifade ederken doğurganlık oranının düşük olduğunu açıkladı.
“Üst solunum yolu enfeksiyonlarının yükseleceğini öngörüyoruz”
İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, pandemi sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak şöyle konuştu:
“Covid’de başladığından beri en düşük seviyelerinde hastalık tanısını koyuyoruz. Şu anda da Covid, mevsimsel olmasa da belli dönemlerde yükselecek bir hastalık gibi gözüküyor. Bazı ülkelerde yükseldiği söyleniyor ama şu anda İstanbul’da herhangi bir yükseliş trendinde değiliz. Hava sıcaklıklarının düşmesiyle beraber özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarının yükseleceğini öngörüyoruz bu her sene olan bir şey. İstanbul’da hem başarılı bir süreç yönetildi hem de sadece Covid döneminde 8 tane hastane açıldı. Ne olursa olsun yükselse de başka hastalıklar olsa da Türkiye’nin sağlık sistemi bunların üstesinden gelecek hem insan gücüne hem alt yapıya sahip. Sadece Covid değil, yaşlı dediğimiz, riskli grup dediğimiz insanların aşı olması özellikle grip aşısı da dahil, kendileriyle ilgili riskli alanlara girmemelerini hep tavsiye ediyoruz. Çünkü yaşlandıkça sizin koruma mekanizmalarınız azalıyor. Onun için aşı yapılmasını öneriyoruz, yaşlılarımız aşılarını, rapellerini olsunlar, grip aşıları da dahil devletimiz ücretsiz veriyor. Grip aşılarını özellikle 60-65 yaş üzeri insanların yapmasını bekliyoruz”
“İstanbul’da ‘ben doktora, sağlığa ulaşamıyorum’ diyen kimse yok”
Doktorların özel hastanelerden kamu hastanelerine dönüş konusuna ilişkin konuşan Prof. Dr. Memişoğlu, “Bazı branşlarda randevu sorunlarımız; azalmasından dolayı oluşmuştu inşallah çözüm olacak diye düşünüyoruz. Bizim birbirimizi anlamamız gerekiyor, insanlar hizmet alamayınca acile başvurmaya başlamıştı, acil yükümüz daha da artmıştı. Onun da azalmasıyla daha uyumlu, daha güzel sağlık hizmeti verebileceğimizi öngörüyoruz. Ne kadar iyi olursak olalım biraz daha iyisini herkes bizden bekliyor o nedenle bizler bunun için çaba harcıyoruz. Kamu tarafının biraz da ön plana çıkacağını öngörüyoruz. İstanbul için söylüyorum özel sektör, vakıf ve devlet üniversiteleri İstanbul’da önemli bir sağlık hizmeti alanını kapsıyor. Yüzde 55-60 oranında bütün İstanbul’daki sağlık hizmetlerini kamu tarafından yönetiyoruz ama diğer yüzde 40-45 anlamında da özel sektörü var. Bazı branşlarda olan sıkıntılarımız inşallah çözülecek, özellikle cildiye kulak burun boğaz, onkoloji gibi plastik cerrahi gibi branşlarda kamu biraz sayısal anlamda azalmıştı, inşallah toparlayacak. Mesai dışı da çalışabilir artık hekimlerimiz onlara mesai dışı da imkan sağlıyoruz. Şunu ifade edeyim, esasında toplum hep 2 ve 3’üncü basamağı hep dikkate almaya çalışıyor. Hastaneye gitmeden evimizin yakınındaki, mahallemizdeki aile hekimlerine gitme alışkanlığını kazanmamız gerekiyor. Bugün baktığınız zaman İstanbul’da ‘ben doktora ulaşamıyorum, sağlığa ulaşamıyorum’ diyen kimse yok. Hastanelere gerçekten hastanede çözülmesi gereken hastaların başvurması çok daha rahat ve doktorun da onunla birebir ilgileneceği ortamlar oluşturur” ifadelerini kullandı.
“Başkasını mağdur etmek hoş göreceğimiz bir şey değil”
Hastanelerden randevu alan ancak randevularına gitmeyen vatandaşlara yönelik Prof. Dr. Memişoğlu, “Eğer bir hastanız var, randevu almışsanız ve o randevuya gitmiyorsanız randevu alamayan bir insanı mağdur etmişsiniz demektir. Bunu düşünmelerini istiyoruz, siz eğer bir randevu almışsanız ve gitmeme konusunda bir kararınız varsa bunu bildirirseniz biz onu başka hastaya açacağız. İkinci bir şey bazen randevu alıyor arkadaşlarımız bir hafta 10 gün sonra gideceğime bir ayaktan muayene olayım diyor, oluyor. Bu hastalarımızın da aldıkları randevuyu iptal etmesini bekliyoruz. Çünkü başkası bu sefer muayene olamıyor, toplumumuzun dikkat etmesini bekliyoruz. Çünkü başkasını mağdur etmek hoş göreceğimiz bir şey değil. Bunu iptal etmenizi sizin vatandaşlık ve insani göreviniz olarak görüyoruz. Acil servise gittiğiniz zaman o kalabalık içinde zaten esasında birkaç dakikalığına size zaman ayıran kalp kriziyle, trafik kazasıyla aynı anda uğraşan hekimi düşündüğünüz zaman sizin kendi aile hekiminiz buna çok daha etkin şekilde tedavi uygulayabilir diye düşünüyorum” diye konuştu.
“Sağlıkta şiddeti kabullenemiyorum”
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin kabul edilemeyeceğini anlatan Memişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sağlıkta şiddeti ben kabullenemiyorum. Sağlıkta şiddet demek esasında sadece bir kişinin değil toplumun genel sağlığını riske atmak demektir. Biz bunu sıfır toleransla karşılıyoruz ve anlayamıyoruz. Meslek olarak insanlara iyilik yapmak için, insanları sağlığına kavuşturmak için ve onlara yardım etmek için mesleğimi yapıyorum, karşılığında şiddet gördüğüm zaman inanılmaz derecede motivasyonumu kırıyor. Toplumun her kesiminin sağlıkta şiddete inanılmaz tepki duymasını bekliyoruz. Bu sadece sağlıkçıların çözeceği bir problem değil, toplumun her kesiminin, kurumunun mücadele etmesi ve anlatması gereken, topluma bu bilinci ulaştırmamız gereken bir husus. Bizden sağlık hizmeti almak isteyen birçok yabancı, gelişmiş ülkelerdeki insanlar gelip sağlık turizmi çerçevesinde hizmet alıyorlar. Baktığımız zaman sağlık çalışanlarımızla ilgili bir sorun olduğu zaman bunları eğitiyoruz, uyarıyoruz. Ben İstanbul’un sağlık baş şehri olduğuna inanıyorum. Tıp değişiyor gelecek biyolojik devrime herkesin hazırlanması gerekiyor, biz sağlık sistemimizi buna hazır hale getirmiş durumdayız”
“Doğurganlık şu anda İstanbul’da 1.71, nüfusunuz azalıyor”
Megakentte doğum oranlarına yönelik açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Bunu ifade ettiğim için insanlar eleştiriyor ama doğurganlık oranı şu anda İstanbul’da 1.71 bu; 'nüfusunuz azalıyor ve yaşlanıyor' demektir. Bu gelecek bir 10 sene sonra risk haline gelecek. Bu konuda herkesin kendi üstüne düşen görevi yapması gerekiyor. Sezaryen oranlarımız yüksek. Doğurganlık dediğimiz oranları 2’nin altına düşürmememiz lazım. Şu anda hele Covid ile beraber hareketsizlik daha çok artınca genç nüfusta obezite risklerimiz artmış durumda. Şu anda toplumuzun en büyük risklerinden bir tanesi bu; kilo. Herkes Covid’den korkuyor ama dolaşım sistemi dediğimiz sistemlerden ölen insan sayısı senede Covid’in çok çok üzerinde. Hızlı ve karbonhidrat ağırlıklı beslenirseniz kilo kaçınılmazdır, kilo bu toplum için en büyük risklerden bir tanesi” şeklinde konuştu.
“Örnek olmaya çalışıyorum, layıkıyla yaptıysak çok şükür"
İstanbul İl Sağlık Müdürü olarak 6’ncı yılı geride bırakan Prof. Dr. Memişoğlu, “6 sene nasıl geçti anlayamadım çünkü çok olay yaşadık, terör saldırılarından, bina yıkılmasına, depreminden, salgınına, uçak kazasına her şeyi yaşadık. Allah bize burada görevde bulunmayı nasip etti. Birbirimize saygıyı ve empatiyi kurarsak iyi insan olmaya çalışırsak mutlu oluruz. Büyüklerime şükranlarımı arz ediyorum, İstanbul gibi bir yerde İl Sağlık Müdürü olmak, insana gerçekten bir lütuf, bunun kıymetini bilmemiz lazım. Layıkıyla yaptıysak çok şükür. Örnek olmaya çalışıyorum, inşallah olmuşumdur” ifadelerini kullandı.