İsrailli ajandan şok çıkışı: Barzani'yi biz eğittik
1960’lı yıllardan itibaren Mossad’ın Kuzey Irak’ta Barzani’ye verdiği desteğin canlı tanığı İsrailli General Sagi Chori, Kürt devletinin kendi projeleri olduğunu söyledi. Chori, İsrail-Kürt dergisine 2010’da verdiği röportajda “Barzani’nin savaşçılarını eğitmek için uçakla İsrail’e bizzat ben götürdüm. Kürtlere savaşmayı ben öğrettim” diyor.
İsrailli General Sagi Chori, 1960’lı yıllardan itibaren MOSSAD’ın Kuzey Irak’a verdiği desteğin canlı tanığı. Gençliğinde MOSSAD ajanı olarak Kuzey Irak’ta Kürt ayaklanmasına komutanlık eden, savaş planlarını bizzat kendi eliyle yapan Chori, “Barzani’nin savaşçılarını eğitmek için uçakla İsrail’e bizzat ben götürdüm. Kürtlere savaşmayı ben öğrettim” diyor. İsrail-Kürt dergisinin 2010 Nisan sayısındaki röportajında Chori’ye yöneltilen sorular ve verdiği cevaplar şöyle:
- Sizi tanıyabilir miyiz, Sagi Chori kimdir?
Ben İsrail’de doğdum. Babam Letonya asıllı, annem ise Polonyalı. İsrail’in ortalarındaki Natanyaye kenti yakınlarında büyüdüm. 1952 yılında Paraşüt Birliği’nin eğitimlerine katılarak Savunma Bakanlığında komando olarak hizmet vermeye başladım. Daha sonra değişik birimlerde görev yaptım. Kürtlere yardım etmek yerine getirdiğim en önemli görevdi.
KÜRTÇE VE ARAPÇA BİLMİYORDUM AMA KOLAY ANLAŞTIK
- Kuzey Irak’a ayak bastığınızda temel hedefiniz neydi?
1966, Kürtlere İsrail yardımının başladığı yıldır. O sıralar, beni oraya gönderdiklerinde MOSSAD için çalışıyordum.
- Oraya tek mi gittiniz, bir ekibin parçası olarak mı?
Oraya tek gittim. Barzani’nin Hacı Umran bölgesindeki ofisine vardığımda MOSSAD ajanı David Cron ve şu an adını hatırlayamadığım başka bir İsrailli daha oradaydı.
- Oraya ulaştığınızda sizi kim karşıladı?
Ben Molla Mustafa Barzani ile oğulları İdris ve Mesut’un, Kürt hareketinin misafiri olarak oradaydım. Ancak ben oraya vardığımda Molla Mustafa yerinde değildi. Nerede olduğunu sorduğumda bana Pençven bölgesindeki çatışma mahalline gittiği söylendi. Ben de “zaman kaybetmeyelim, o gelene kadar işimize başlayalım” önerisini sundum ve kabul gördü. Ne Kürtçe ne de Arapça biliyordum. Diğer MOSSAD ajanı Cron benim konuşmalarımı Arapça'ya tercüme ediyordu. Ancak muhataplarım zeki insanlardı. Birbirimizle anlaşma konusunda bir zorluk yaşamadık.
KÜRT KOMANDOLARI İSRAİL'DE EĞİTTİM
- Sanırım bir Tahran seyahatiniz var. Niçin oraya gitmiştiniz?
Tahran’dan bir teklif gelmişti. İranlı askerlere savaş eğitimi vermem isteniyordu. Ben de eğitim verdiğim İranlı askerlerin daha sonra Kürtleri eğitmesini önerdim. Şah bu öneriyi kabul etmedi. “O zaman Kürtleri Tahran’a getirelim onları burada siz değil ben eğiteyim” deyince kabul ettiler. Barzani’nin seçkin Komando birliğine Tahran’da savaş talimi vermeye başladım ancak istediğim randımanı bir türlü alamadım. Şah, Kürtler konusunda pek istekli görünmüyordu. İşleri zorlaştırmaya başladılar. Ben de Tahran’daki İsrail elçisine giderek Kürt komandoları İsrail’de eğitmenin daha doğru olacağını söyledim. Elçi gerekeni yaptı, ben de komandoları bir uçağa bindirip İsrail’in yolunu tuttum. Kürt savaşçıları Hayfa yakınlarında bir otele yerleştirdim ve günlük olarak bizim askeri eğitimlere dâhil ettim. Bu eğitim yaklaşık bir ay sürdü. Doğrusu iyi şeyler öğrendiler, sıkı bir eğitim aldılar. Daha sonra Tahran aktarmalı olarak Kuzey Irak’taki bölgelerine geri döndüler.
- Siz de onlarla birlikte Tahran’a geri mi döndünüz?
Evet, onlarla ben de döndüm. Irak ordusuna karşı savaşmak üzere 20 kişilik gruplar oluşturdum. Kürtlerin elinde o sıralar sadece Bruno tüfekleri vardı. Irak ordusu ise modern ve ağır silahlarla teçhiz edilmişti.
SAVAŞ PLANINI BEN YAPTIM
- Barzani’nin komandolarına verdiğiniz eğitim sona erince ne yaptınız?
Benim görevim sadece eğitim vermek değildi. Yoğun karlı kış mevsimi sona ermiş, ilkbahar gelmişti. Kendimizi korumak için saldırıya geçmeliydik. Bu da Hacı Umran bölgesinin tamamen ele geçirilmesini gerektiriyordu. Ben iyi bir plan hazırlamıştım. Öğrencilerim olan komando birliğine talimatlar veriyor, onlara savaşmayı öğretiyordum. Bu süreçte ben de onlardan bir şeyler öğrenmişimdir.
BİZZAT KOMUTA ETTİM
- Bizzat savaştınız mı?
Ana planımız Revandüz, Zozk ve Handrin dağlarını tutmayı amaçlıyordu. Evet, buralardaki tüm savaşlara katıldım. Kürtler çok sayıda düşman askeri tam tekmil hücuma geçtiği vakit duruma hâkim olma becerisinden mahrumdu. Defans hattını tutma becerisi gösteren ilk birlik benim komuta ettiğim birlik oldu. Benim birliğim hem zeki adamlardan oluşuyordu, hem de çok iyi eğitim görmüşlerdi. Sayıları pek fazla değildi ancak düşman saldırılarına en iyi karşılık veren onlar olmuştu.
MOSSAD ajanı General Sagi Chori, Mustafa Barzani ve oğlu İdris.
- Irak ordusunun sayısı ve konumu ne şekildeydi?
Ali Beg ve Halifan bölgesinde altı kısma ayrılmış 10 bini aşkın Irak askeri mevcuttu. İyi eğitilmiş oldukları belli oluyordu. Ayrıca tank ve uçak desteğine sahiptiler. Ben bir paraşütçü olarak Irak ordusunun ilkbahar geldiğinde hangi mevkilerden saldırıya geçeceğini biliyordum. Buna göre elimizdeki kuvvetleri mevzilendirip bir savunma stratejisi oluşturmuştum. İsrail ordusunda anti terör operasyonlarından edindiğim tecrübeler Kürtlere büyük faydalar sağlamıştı.
Savaşmayı öğrettim
- Barzani ile karşılaştığınız vakit ne konuştunuz, sizden bir talebi oldu mu?
Barzani ile her gün bir araya geliyordum. Zaten onlara yardım için ben oradaydım. MOSSAD, beni Kürtlere yardım için, düşmanlarına karşı daha iyi savaşabilmeleri için oraya göndermişti. Bu görevimdi.
- Barzani sizin yaptığınız askeri plana nasıl bir tepki verdi?
Barzani döner dönmez beni ve diğer ajan Miki’yi çağırdı. Planı tartışmaya başladık. Keşke yanındaki herkes onun gibi bir kafa yapısına sahip olabilseydi! Barzani gerçek bir liderdi. Dünya onun gibisini görmüş değil. Maalesef artık aramızda bulunmuyor.
- Plan neydi, nasıl bir saldırı başlattınız?
Plana göre Irak ordusu saldırıya geçince biz savunma hatlarını tutacaktık. Coğrafya lehimizeydi, dağlar uçaklara rahat manevra imkânı vermeyecekti. Kimi mıntıkalar da Irak ordusunun karadan intikal kabiliyetini zorlayacak bir tehlike arzediyordu. Kürtler nişancılıklarıyla biliniyordu ve şimdi savunma yapacaklardı. Irak askeri atış menziline girene dek sabırla beklemelerini emrettim. Handrin ve Zozk dağlarının tepesinde konuşlanmıştık. Yerimiz açığa çıkmasın diye kesinlikle tanklara ateş etmemelerini söyledim. Kürtler araziyi iyi biliyorlardı, şans faktörü onlardan yanaydı. Yaklaşan Irak askeri 3 bin kişiydi. Komutayı Molla Yusuf’a vermiştim ama o bu savaşta öldü.
İsrailli General Sagi Chori'nin röportajı İsrail-Kürt dergisinin 2010 Nisan sayısında yayınlandı.
- Barzani sizden memnun kaldı mı?
Evet, Barzani benden fazlasıyla memnundu. Fakat öldürülen düşman askerlerinin çokluğu onu biraz tedirgin etmiş gibiydi. Bizim başarımızdan sonra Irak devleti askeri harekâtı sonlandırmak zorunda kaldı. Bu bize sürpriz olmuştu. Daha sonra duyduk ki Irak Cumhurbaşkanı Abdusselam Arif bir helikopter kazası geçirmiş ve yerine kardeşi Abdurrahman geçmiş. Yeni cumhurbaşkanı, Barzani’ye haber gönderip çatışmaların bitmesini, müzakere ortamına geçilmesini talep etti. Barzani’ye elimizi güçlü tutmak için bir yandan müzakere ederken bir yandan savaşmaya devam edilmesini önerdim. Bana ikisini bir arada yürütmenin mümkün olamayacağını söyledi.
- İran Barzani’ye destek sağlıyor muydu?
Kürtlerin savaşmak için fazla ekipmanları yoktu. İranlılardan destek istemişlerdi. Onlar da Pençven taraflarına malzeme gönderdiklerini söylediler. Ancak böyle bir destek henüz gelmiş değildi. İran Kürtlere yardım etme noktasında gönülsüz davranıyordu. Bana da “Bir an önce işini tamamla ve ülkene geri dön” diyorlardı.
Cephede muhaberatı İsrail sağladı
- Cephedeyken iletişimi nasıl sağlıyordunuz?
Motorola şirketinde çalışan bir arkadaşım vardı. Ona durumu izah ettim ve ne tür iletişim cihazının faydalı olacağını sordum. Bana 40 km. menzili olan bir cihazı tavsiye etti. MOSSAD’a bir rapor yazarak bu cihazlardan alınmasını talep ettim. MOSSAD satın alarak cihazları gönderdi. Ben de İdris Barzani’ye teslim ettim. Cephedeki bütün komutanlar bu cihazı kullanmaya başladılar. Mücadeleye büyük fayda sağladı. Irak hükümetinin uzun zaman bu cihazlardan haberi olmadı. Daha sonra bana İsrail’den “geri dön” emri geldi. Ancak benim planım henüz tam olarak yerine gelmemişti. Başka mıntıkaların da kontrol altına alınması gerekiyordu.
- Mesut Barzani ile iletişiminiz nasıldı? Diğer ajan Miki’nin rolü neydi?
Miki, Mesud Barzani ile Parastan Güvenlik Departmanı’nı kuran kişidir. Irak ordusuna gelince, bölgede çok hareketliydi. Ben de Handrin dağındaki bölüğe saldırılmasını önerdim. Saldırı yapıldı ve bölüğün neredeyse tamamı öldürüldü. Bu sırada İran’dan beklenen ekipmanlar da gelmişti. Barzani “Çok fazla ölü var. Bu hiç hoşuma gitmedi. Bunlar zorla buraya gönderilen insanlar. Ben Araplarla savaşmak istemiyorum. Ben Irak devletiyle savaşıyorum” demişti.
Müzakereyi biz yapalım savaşı sen
- Savaş bitti ve İsrail’e geri döndünüz. Bölgeye tekrar gittiniz mi?
1966 Mayıs ayının sonlarında İsrail’e döndüm. Sonra bir yıllık eğitim için ABD’ye gittim. 1967 harbinden önce Kuzey Irak tekrar ısınmaya başladı. Golan Tepeleri’nde görevliyken bana Barzani’den bir mektup gelmişti. Büyük bir Kürt liderin bana kendi el yazısıyla mektup yazmasından onur duymuştum. Barzani ile tekrar buluştuğumda Korek dağlarına gitmeden Irak ordusuna saldırmayı önerdim. Fakat Barzani müzakereleri sürdürme taraftarıydı. “O zaman savaşı sen yap, müzakerelerin başına biz geçelim (Mesut, İdris ve ben) dedim. Bunu da reddetti.
- Barzani’nin davetiyle mi gitmiş oldunuz yani?
MOSSAD şefi beni arayıp, “Barzani bizden seni istiyor” dediğinde ben Golan Tepelerinde idim. 1974 yılında yeni bir savaş hali belirince yine Kuzey Irak yollarına düştüm. O zaman Barzani bana “Düşman bize saldırıyor. Bir şeyler yapmalısın” demişti. Düşmanı püskürtecek bir plan hazırlamıştık. Ancak o sıralar İran saf değiştirmiş ve Arap ülkeleriyle Kürt hareketine karşı işbirliğine girmişti. Barzani gerçekten meşhur bir adamdı. Nadir görülen bir liderdi.
- İsrail-Kürt dergisi okuyucuları için söyleyeceğiniz başka neler var?
Dergi çalışanlarına saygılarımı ve iyi dileklerimi ifade etmek isterim. Son arzum, Mesut Barzani ile tekrar görüşmek, bir araya gelmek. Kürtler için iyi bir lider, şu anki Irak için de… Kendisiyle zamanında çok kez bir araya geldiğim dostum Dr. Mahmud Osman’a da sağlıklı bir ömür dilerim.
Kaynak: Yenişafak