İsrail'le uzlaşmanın enerji boyutu
Türk dışişleri, İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi için ‘çok yakında’ anlaşmaya varılacağını duyurdu. Al Jazeera’ye bilgi veren İsrailli kaynaklar, bunun Doğu Akdeniz’de enerji boyutu da olan geniş kapsamlı işbirliğinin sadece bir parçası olduğunu söylüyor ve Türkiye-Mısır ilişkilerinin de normalleşmesine vurgu yapıyor.
Türk Dışişleri, İsrail ile ilişkilerin normalleşmesi için varılacak mutâbakatın ‘çok yakında’ yapılacak bir sonraki toplantıda sonuçlandırılması için tarafların uzlaştığını açıkladı.
Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Özel Temsilcisi Joseph Ciechanover ve İsrail Milli Güvenlik Konseyi Başkan Vekili Jacob Nagel ile Perşembe günü Londra’da bir araya geldi. Açıklama, görüşmenin ardından yapıldı.
Bir sonraki toplantının zamanı ve yeriyle ilgili detaylar henüz paylaşılmadı. Ancak mutâbakat sağlandığı takdirde, imzalar atılacak ve belirlenen büyükelçiler en kısa zamanda Tel Aviv ve Ankara’da göreve başlayacak.
Uzlaşmanın enerji boyutu
Al Jazeera’nin İsrail diplomatik kaynaklarından edindiği bilgiye göre, İsrail-Türkiye normalleşmesi, Doğu Akdeniz’de daha geniş bir işbirliğinin parçası. İsrailli kaynaklar, Türkiye’nin Mısır ile ilişkilerinin normalleşmesinin de bu süreçte önemli olduğunu vurguluyor. Bölge ülkeleriyle yapılan enerji ve güvenlik toplantılarının tümünde Türkiye’nin de hesaba katıldığını belirtiyorlar.
İsrail, Akdeniz’de yakın zamanda keşfedilen iki doğalgaz rezervinden çıkarılacak gazı Türkiye üzerinden taşıma fikrine sıcak bakıyor. Ocak ayı sonunda Yunanistan-İsrail ve Güney Kıbrıs zirvesinden, İsrail’den Güney Kıbrıs’a inşa edilecek boru hattıyla ilgili somut kararlar çıkmıştı.
Gazın Kıbrıs’tan sonra taşınacağı rota için zirvede ‘Yunanistan’ ismi zikredilse de, İsrail Enerji Bakanı Türkiye’yi işaret etti. Al Jazeera’ye konuşan İsrailli kaynaklar da, Türkiye’nin durumunu hesaba katarak görüşmelerin yapıldığını söyledi. Bölgedeki güvenliğin sağlanması ve ortak tehditlerle mücadele için birlikte çalışmanın önemine vurgu yaptı.
Güney Kıbrıs ve İsrail’in, Mısır ile ayrı doğalgaz anlaşmaları da bulunuyor. Güney Kıbrıs-Yunanistan ve Mısır arasında da Doğu Akdeniz için güvenlik ve enerji zirveleri düzenleniyor. Davutoğlu bu görüşmelere tepkisini, “Doğu Akdeniz’de kimse dominasyon, bir tek taraflı, iki taraflı, üç taraflı bir egemenlik hattı oluşturma hülyasını, rüyasını taşımamalıdır. Doğu Akdeniz Türkiye’ye kapatılamaz” diyerek göstermişti.
Doğalgaz görüşmeleri için prensipte fikir birliğine varıldı’
Aralık ayında İsrail basınında Türkiye ile İsrail arasında normalleşme için ön anlaşmaya varıldığı haberleri çıkmış, Al Jazeera’ye konuşan üst düzey Türk dışişleri yetkilisi “İsrail ile görüştüğümüz doğru ama ilişkiler onarılmadı. Fakat bunun yakın olduğunu söyleyebilirim” demişti.
İsrail basınında çıkan haberlere göre, ön anlaşma, İsrail’in Mavi Marmara saldırısında ölenlerin ailelerine 20 milyon dolar tazminat ödemesi, saldırıya katlan İsrail askerlerine karşı Türkiye'de açılan tüm davaların kapatılmasını kapsıyor.
Ön anlaşma iddialarıyla ilgili Al Jazeera’nin aldığı bilgiye göre, anlaşmada yer verilmese de Türkiye ile İsrail arasında doğalgaz konusunda görüşmek için prensipte fikir birliğine varıldı. Bu kapsamda Türkiye’nin İsrail'den doğalgaz alması ve İsrail'in, Avrupa'ya gaz ihracatına imkân verecek bir boru hattının Türkiye'den geçmesi için izin verilmesi planlanıyor.
'Normalleşme görüşmeleri' sıklaştı
Mavi Marmara saldırısı sonrası iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler maslahatgüzar seviyesine gerilemişti. Başbakan Netanyahu'nun Mart 2013'te ilişkilerin normalleşmesi için Türkiye'nin ilk şartı olan resmi özür dilemesinin ardından iki ülke arasında görüşmeler başladı.
Haziran 2015'te İsrail Dışişleri Bakanlığı Direktörü Dore Gold ve Feridun Sinirlioğlu'nun Roma'da bir araya gelmesinin ardından heyetler arası görüşmeler sıklaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Mart sonunda gittiği Washington'da Brookings Enstitüsü'nde düzenlenen panelde Türkiye-İsrail ilişkileri hakkında, "Temenni ederim ki, nisan ayı ortasında tarafların yapacağı görüşmelerle buradan olumlu bir neticeyi sağlayabiliriz" demişti.
İsrail Başbakanı Netanyahu da, Türkiye ile İsrail arasında yakında bir görüşme daha olacağını ve bu görüşmenin iki ülke ilişkilerinin düzelmesi için olumlu sonuçlar doğuracağını ümit ettiğini söylemişti.
19 Mart 2016’da İstanbul’da düzenlenen saldırıda İsrail vatandaşlarının hayatını kaybetmesinin ardından Dore Gold, cenazelerin teslim alınması ve yaralanan İsraillilerin durumuyla ilgili koordinasyonu sağlamak üzere İstanbul’a gitmiş, burada Feridun Sinirlioğlu ile bir kez daha görüşmüştü.
Ablukayı kırmak için yola çıkmıştı
Gazze ablukasını kırmak için yola çıkan Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010’da uluslararası sularda İsrail’in düzenlediği ve dokuz Türk’ün öldürülmesiyle sonuçlanan saldırıdan sonra Ankara-Tel Aviv ilişkileri kopma noktasına geldi.
Saldırının ardından Tel Aviv'deki büyükelçisini çeken Türkiye, ilişkilerin normalleşmesi için resmi özür, öldürülenler ve yaralananlar için tazminat ve Gazze’ye yönelik ablukanın kaldırılmasını şart koştu.
Mart 2013’te Netanyahu, o dönem başbakan olan Erdoğan’ı telefonla arayarak özür diledi. Resmi özür yazılı olarak da açıklandı. Ardından Türkiye ile İsrail arasında Gazze ablukasının kalkması ve tazminat için görüşmeler başladı. Görüşmeleri Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu yürüttü.
Müzakerelerin sonuçlanmasına az kalmıştı
Şubat 2014’e kadar İsrailli ve Türk yetkililer şartlarda uzlaşmak için görüşmelerini sürdürdü. O dönemde Al Jazeera’ye bilgi veren diplomatik kaynaklar, imzalanacak anlaşmanın metninin neredeyse hazır olduğunu söylemişti.
Aynı kaynakların verdiği bilgiye göre, ilişkilerin normalleşmesi için Türkiye’nin ikinci şartı olan tazminatın miktarıyla ilgili anlaşmaya varılmıştı. Üçüncü şart olan Gazze ambargosunun kaldırılması konusunda da iki taraf birbirine yakınlaşmıştı. Kaynaklar, Netanyahu’nun o dönem iç politika endişeleriyle anlaşmayı imzalamaktan kaçındığı bilgisini vermişti.
Anlaşma imzalanamadan, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısı başladı. Temmuz ayında başlayan ve bir aydan uzun süren saldırıda iki bine yakın Filistinli hayatını kaybetti. Bu saldırıyla birlikte görüşmeler tamamıyla durmuştu.
Kaynak: Al Jazeera