İşlek sokak, cadde ve meydanlara yüz tanıma sistemi
Başsavcı Harun Kodalak ile Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen, Ankara’ya gelen şüphelilerin tespit edilebilmesi için kentin işlek cadde ve meydanlarına ‘yüz tanıma sistemi’ kurulması önerisini getirdi
Başbakan Ahmet Davutoğlu, geçen hafta Başkent’te 29 kişinin hayatını kaybettiği saldırının ardından Ankara Valiliği’nde brifing almıştı. Toplantıda, terör saldırılarına ilişkin alınacak güvenlik önlemleri masaya yatırıldı. Toplantıya, kanlı saldırıya ilişkin soruşturmayı yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan da katılım oldu. Başsavcı Harun Kodalak ve terör suçlarına bakan Başsavcıvekili Necip Cem İşçimen, soruşturmaya ilişkin Davutoğlu’nu bilgilendirdi.
KALABALIK NOKTALARA
Kodalak ve İşçimen’in toplantıda Başbakan Davutoğlu’ndan bazı taleplerde bulunduğu öğrenildi. Ankara Garı ve Merasim Sokak’taki saldırılara dikkat çeken savcılar, terör örgütlerinin Ankara’da yoğunluğun fazla olduğu bölgeleri hedef seçtiğini vurguladı. Savcılar, Ankara’nın en işlek noktaları olan Kızılay, AŞTİ, Ankara Garı ve Ulus Meydanı gibi alanlarda yüz tanıma sistemi kurulması talebinde bulundu. Ankara’ya dışarıdan gelen şüphelinin keşif sırasında tespit edilebileceği vurgulandı. İstanbul, İzmir, Gaziantep ve Antalya gibi illerin kalabalık noktalarına da yüz tanıma sistemi kurulması gerektiği belirtildi.
DEDEKTÖR KÖPEKLER
Emniyet tarafından kaçakçılık ve narkotik operasyonlarında kullanılan dedektör köpeklerden de yararlanılması gündeme geldi. Bombaya duyarlı özel yetiştirilmiş köpeklerin kentin kritik noktalarında dolaştırılması da öneriler arasında yer aldı. Ankara’da ilave 2 bin polisin görevlendirilmesinin de toplantıda gündeme geldiği kaydedildi. Emniyet kaynakları, Ankara Emniyeti’ne polis takviyesinin yakında yapılacağını ifade etti.
ŞANTİYELERE SIKI TAKİP
Başsavcı Kodalak ve İşçimen, Ankara’da son saldırıda bombacı Abdulbaki Sömer ile Kutbettin Onur’un bir şantiyede kaldığına işaret ederek, şantiyelerde çalışanların kontrol altına alınması gerektiğini vurguladı. Bazı müteahhitlerin, ucuz işgücü için şehir dışından gelen işçileri kaçak olarak istihdam ettikleri anlatılan toplantıda, işçilerin listesinin düzenli olarak güvenlik birimlerine iletilmesinin önemi anlatıldı. Otellerde olduğu gibi inşaatlarda işe alınanların kimlik bilgilerinin de anında emniyetin sorgu ekranına düşmesi istendi.
‘GÖZALTI SÜRESİ 8 GÜN OLSUN’
Savcıların, mevcut Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) gözden geçirilmesini istediği de öğrenildi. Yasada, önleyici güvenlik tedbirleri yetersiz. Terör ve örgütlü suçlarda gözaltı süresi 4 gün. Benzer tespitler, toplantıya katılan polis şefleri tarafından da ifade edildi. Gözaltı süresinin terör ve örgütlü suçlara ilişkin soruşturmalarda 8 güne çıkarılması gündeme geldi.
‘GÖREV SAHASI GENİŞLESİN’
Başsavcıvekili İşçimen’in, terör ve örgütlü suçlara bakan savcılıkların görev alanının önceden olduğu gibi bölgesel olmasını (Örneğin, “Ankara’daki terör savcısı, bölgedeki yakın diğer illere de baksın”) istediği ifade edildi. Terörden sorumlu savcılıklar halen kendi adliyelerinin çevresine bakmakla yetkili. Bu durum Ankara Garı ve Merasim Sokak saldırıları gibi birden fazla ilde şüphelileri bulunan savcılıkların işini zorlaştırıyor. Savcılıklar, gözaltı ve arama kararlarını kendi adliyelerinde bulunan sulh ceza hâkimliklerinden almayı talep etti.
ŞANTİYE BEKÇİSİ BOMBA İLE YAKALANMIŞTI
Ekim 2015’te bir istihbaratı değerlendiren İstanbul polisi, Esatpaşa Mahallesi’ndeki bir şantiyeye baskın düzenledi. Şantiyenin barakasına giren ekipler, kimliği bulunmayan Suriye uyruklu 22 yaşındaki bekçi Muhammed Has C.’yi gözaltına aldı. Polisler, C.’nin oturduğu koltuğun altına zulalanmış bir kutu buldu. Fünye ile patlatılan kutudan el yapımı basınç tesirli bomba çıktı. Suriyeli C.’nin 1.5 yıl önce Türkiye’ye giriş yaptığı ve Suriye gizli servisi El Muhaberat ajanı olduğu ifade edildi. (Gazete Habertürk)