İşçi simsarlarının önüne geçilecek
KKTC ile Türkiye arasında imzalanan işgücü anlaşmasıyla, ‘adada kaçak işçi çalıştırılması’ engellenmiş olacak.
TBMM Dışişleri Komisyonu’nda, KKTC ile Türkiye arasında imzalanan işgücü anlaşması kabul edildi. Anlaşmayı kapsayan yasa teklifinin TBMM Genel Kurulu’nda yasalaşmasıyla, “adada kaçak işçi çalıştırılmasının” önüne geçilecek. Türkiye ile KKTC arasında 1987’de imzalanan iş gücü anlaşmasını sona erdirecek yeni düzenlemeyi KKTC makamlarının istediğini açıklayan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, “Halihazırdaki anlaşmaya göre; sadece iki ülkenin ilgili kurumları üzerinden yapılan istihdam süreçleri maalesef, işçi simsarları için çok uygun bir ortam hazırlıyordu ve bu sebeple de kayıt dışılığın önü açılmıştı” dedi.
Yürürlükten kalkacak
Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, teklifle ilgili özetle şunları kaydetti:
KAÇAK İŞÇİ: 1987 tarihli iş gücü anlaşması şu an yürürlükte, ama bu anlaşma sadece işverenleri ve akit tarafları iki ülkenin ilgili kurumları tarafından iş gücü temin etmeye zorluyordu. Bu da açıkçası, adada kaçak iş gücüne sebep oluyordu, kayıt dışılığa sebep oluyordu. Bu anlaşmanın güncellenmesi ihtiyacı ortaya çıktı ve 2017’de Ankara’da imzalanan anlaşmayla 1987 tarihli anlaşma yürürlükten kalkmış olacak. Yeni anlaşmayla iş verenler doğrudan yetkili kuruma ve özel istihdam bürolarına başvurabilecek. Bu da adada büyük bir sorun olan özellikle inşaat ve turizm sektöründe işverenlerimiz için de sorun teşkil eden bir sorunun ortadan kalkmasına sebep olacak. İstihdamı kolaylaştırıcı bir mahiyet teşkil ediyor.
‘Engellemeye yönelik’
ŞEFFAF İSTİHDAM: Hizmet akdi ekiyle birlikte işçi alım ve tazminat süreçlerinin, mazeret izinlerinin kayda geçirilmesiyle daha öngörülebilir, daha şeffaf, daha esnek istihdam süreci öngörüyor yeni anlaşma. İşçi temin sürecinin daha yalın ve hızlı şekilde gerçekleşmesiyle Kıbrıs ekonomisine katkı sağlayacağını düşünüyoruz, kayıt dışılığı da önleyeceğini düşünüyoruz.
İŞÇİ SİMSARLARI: Halihazırdaki anlaşmaya göre; sadece iki ülkenin ilgili kurumları üzerinden yapılan istihdam süreçleri maalesef, işçi simsarları için çok uygun bir ortam hazırlıyordu ve bu sebeple de kayıt dışılığın önü açılmıştı. Bu kayıt dışılık da sosyal barışın önündeki en önemli tehditlerden biriydi. Bunu engellemeye yönelik bir çaba. İşverenlerin de muzdarip olduğu hususlar var, çünkü iş gücünü KKTC içerisindeki vatandaşlardan karşılayamadıkları noktada diğer, farklı ülkelerden yine bu işçi simsarlarının kendilerine sunduğu imkanlardan temin etme yoluna gidiyorlardı.
‘Süre uzadıkça işçi temini gecikiyordu’
“KKTC makamları tarafından bu ihtiyacın tarafımıza dile getirilmesi sonrası bu anlaşma imzalandı her iki ülke tarafından. Zaten bir yerde iş gücü ihtiyacı yoksa oraya durup dururken buradan bir nüfus taşınması söz konusu olmayacak. Mevcut haliyle sadece KKTC Çalışma İdaresi ve Türkiye’deki İŞKUR üzerinden bir işveren öncelikle ihtiyacını tespit ediyor, sonra KKTC Çalışma İdaresi’ne bildiriyor, sonra o Çalışma İdaresi bunu uygun buluyor ve işçi teminini sadece bu iki kurum üzerinden yapabiliyor işveren.
Dolayısıyla süreçleri çok uzatan, süreç uzadıkça da işçi temini gecikiyor, işçi temini gecikince haliyle orada işçi simsarları devreye giriyor. Bu süreç çok uzun ve çetrefilli hal aldığı için işveren de bu resmi yollara başvurmak yerine gayriresmi yollara tevessül etme eğiliminde bulunuyordu. Bu anlaşmayla işveren doğrudan tabii, yetki almak suretiyle ilgili kurumlardan ve belgeleri temin etmek suretiyle ilana çıkabilecek.” (Milliyet)