İngiliz tarihçi Türkleri akladı!
Ünlü tarihçi Stephen Chambers, İngilizlerin ‘Türkler tarafından yakıldılar” dediği, Anzak askerlerine göre ise büyük beyaz bulutta kaybolan Norfolk Taburu’nun Osmanlı askerleriyle göğüs göğse çarpışarak öldüğünü ortaya çıkardı
Norfolk Taburu ya da bilinen adıyla ‘Kayıp Tabur’, İngilizlerin Çanakkale Muharebeleri’ndeki en büyük efsaneleri arasında... İngiltere Kralı VI. George’a ait Sandringham Malikanesi personelinden oluşturulan özel eğitimli Sandringham Bölüğü’nün bulunduğu tabura mensup 15 subay ve 250 erin kaybolmalarıyla ilgili hikaye yıllardır esrarını koruyordu. Norfolk Taburu ilk olarak Müttefik Kuvvetler Komutanı Sir İan Hamilton’ın yazdığı raporda gündeme gelmişti. Hamilton, Savaş Bakanı Lord Kitchener’e gönderdiği raporda kayıp askerler için, “Ağaçların arasına girdiler ve gözden kayboldular. Hiçbiri geri dönmedi. Sonrasında da kimse onları görmedi ve duymadı” diye yazmıştı.
‘Kralın Tüm Adamları’
Yeni Zelandalı erler savaştan sonra yemin altındaki ifadelerinde kendilerine 1 km. uzaklıktaki 60. Tepe’de gördükleri Norfolk Taburu askerlerinin büyük bir bulutun içine girdiklerini ve bir daha görünmediklerini söyledi. İşte bu olay efsaneyi daha da büyüttü. 1999’da BBC tarafından çekilen ve başrolünde ünlü İngiliz aktör David Jason’ın oynadığı ‘Kralın Tüm Adamları’ (All The King’s Men) isimli filmde, Kayıp Tabur askerlerinin Türkler tarafından esir alındığı, başlarına sıkılarak öldürüldükleri ve bir kısmının ise bir çiftlik evinde yakıldığı iddia edildi.
‘Türklerle yan yana öldüler’
Ünlü İngiliz tarihçi ve Çanakkale Muhabereleri uzmanı Stephen Chambers, Türkçe olarak yeni yayınlanan ‘Anafartalar-Ağustos Taarruzu’ adlı kitabında kayıtlı belgelere göre kayıp askerlerin iddia edildiği gibi Türkler tarafından canice öldürülmediğini anlatıyor: “MC madalyası sahibi Charles Pierrepont Edwards Norfolklulara gerçekte ne olduğunu bulmak üzere Eylül 1919’da Gelibolu’ya gitti. (...) Türk cephe hattının 800 mt. gerisindeki taarruz alanında toplam 180 ceset bulundu. Edwards bunlardan 122’sinin Norfolklular olduğunun saptandığını bildirdi. (...) Edwards daha sonra amansız bir göğüs göğse 50 kadar askerin kalıntılarıyla karşılaştı. İngilizler ile Türklerin cesetleri birbirine dokunacak kadar yakın vaziyette yatmaktaydı.”
Esir üsteğmen: Türkler merhametli davrandı
Norfolk Taburu’yla çarpışan 36. Alay Komutanı Binbaşı Münib (Uzsoy) Bey’in o günkü muharebeyi anlattığı harp ceridesinde İngiliz taarruzunun başarısızlığa uğratıldığı ve 35 esir aldıkları kayıtlı bulunuyor. Bu esirlerden bazılarının ifadeleri de mevcut. Bunlardan biri olan Norfolk taburunun Üsteğmeni George Steward Fawkes, günlüğünde yoğun Türk ateşi ile harap olduklarını, vurulduktan sonra kendine geldiğinde Türkler tarafından esir alındığını anlatıyor. Fawkes günlüğünde esirken Türk askerinin kendisine merhametli davrandığını ve hastanede tedavi edildikten sonra İngiltere’ye geri gönderildiğini ve minnettar olduğunu yazdı. Dışişleri Bakanlığı ise Genelkurmay ATASE Başkanlığı’nda esir 35 askerin kendi el yazılarıyla künyelerini yazdıkları belgelerin İngiliz makamlarına verildiğini ve esirlerin tıbbi tedavilerinin ardından İngiltere’ye evlerine gönderildiğini açıkladı.
‘Sadece 15 asker kayıp’
Stephen Chambers kayıp sayısının abartıldığını da belirtiyor: “İlginç bir şekilde, 122 rakamı daha önce Lynn Advertiser (Norfolk’ta yayınlanan İngiliz Gazetesi) verilen 137 rakamına hayli yakındı. Bu da Norfolklulardan geriye on beş kayıp bırakmaktadır, yani bütün bir tabur kayıp değildir! Çoğu küçük bir çiftlik kalıntısının etrafında birbirine yakın bir şekilde yatmaktaydı. Muhtemelen taburun büyük bir kısmı burada kuşatılmış ve sonunda yok edilmişti. Edwards’ın görüştüğü çiftlik sahibi, savaştan sonra çürümekte olan çok sayıda İngiliz asker cesedi bulduğunu ve bunları bir hendeğe attığını söylemişti. Bunlar ve takribi 1 km’lik arazide bulunan diğer ceset kalıntıları bulundukları yerden çıkarılarak Azmak Mezarlığı’na (Mezarlıkta kimliği tespit edilememiş 684, toplam 1074 müttefik askeri yatmaktadır) gömüldü. Kimlikleri belirlenemeyenler Helles Anıtı’nda anılmaktadır.”