İnfazda Almanlar MİT'i suçladı

Habere göre, Alman güvenlik birimlerinin, MİT'in Paris'te üç Kürt kadının öldürüldüğü cinayetlerle bağlantısı olduğuna dair şüpheleri olduğunu belirtti.

Bazı internet sayfalarına yansıyan, MİT'e ait olduğu iddia edilen belgenin Alman makamlarını bu yönde alarma geçirdiği belirtildi. Buna göre belgede, öldürülen üç kadından birinin susturulması yönünde ifadelerin yer aldığı kaydedildi.

Spiegel, o belgede bulunan filigranın MİT'e ait gerçek bir görünüm taşıdığını yazdı. Haberde, üst düzey bir Alman güvenlik görevlisinin konuyla ilgili açıklamalarına da yer verildi. Alman yetkilinin, "bu belge sahteyse, o zaman insanı yanıltabilecek kadar gerçek" dediği öne sürüldü.

Haberde, Alman istihbarat servisinin Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez cinayetleriyle bağlantısı bulunabileceği şüphesiyle MİT ile işbirliğinin sınırlandırıldığı, bu nedenle alman güvenlik birimlerinin, kişilere ait bilgileri MİT'e artık çok büyük bir dikkatle verdiğini de iddia etti.

Güvenlik birimlerinin, kişilere ait bilgileri MİT'e artık çok büyük bir dikkatle verdiğini öne sürdü.

EN KÜÇÜK BİR HATA OLMAMALI

Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Söylemez isimli üç kadının katil zanlısı Ömer Güney’le MİT elemanları arasında geçen görüşmenin başlangıcında ilk soru şöyle oluyor:

MİT ELEMANI: Eldiven kullanmayı düşünüyor musun?
ÖMER GÜNEY: Evet, tabancada iz kalmasın.

10 dakika süren görüşmede çift tabanca kullanılması gerektiği, birinin tutukluluk yapması durumunda garanti için böyle yapılması önerilirken, tabanca ile mermilerin Fransa’da yaşayan bir Arap’tan alındığı belirlendi.

MİT elemanları ile Ömer Güney daha sonra, tehlikenin boyutu ile kaçılacak yollar konusunda konuşuyor.

Ardından konuşma şöyle gelişiyor:

MİT ELEMANI: Tabancayı kimin satın aldığı ortaya çıkarılabilir mi?

ÖMER GÜNEY: Hayır, bir paket içinde geliyor.

MİT ELEMANI: Tekrar planı konuşalım. En küçük bir hata olmamalı. Allah korusun, sen bizim için önemlisin. Diğerleri değil.