İlk üç maddeye dokunulabilir mi?
Çiçek, anayasa profesörleriyle yeni usulü tartıştı
Yeni anayasa için çalışmalara ilk start verildi. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye genelinde sayıları 50’yi bulmayan Anayasa profesörlerinden 24’üyle dün Meclis’te yeni Anayasa yapma usülünü masaya yatırdı. Toplantıda yeni Anayasa projesinin gündeme gelmesiyle birlikte tartışma konusu olan “Mevcut parlamento yeni Anayasa yapabilir mi?” ve “Anayasa’nın değiştirilemez maddelerine dokunulabilir mi?” sorularına yanıt arandı. Toplanıya katılan Prof. İbrahim Kaboğlu, VATAN’a toplantıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Toplantı sonucu şunu gösteriyor: Yeni Anayasa yapılabilecekse bugünkü mevzuata yeni şeyler eklemek gerekiyor. İçtüzük ve kanun değişiklikleri yapılması gerekecek. Yeni Anayasa için, mevcut Anayasa’nın 175. maddesinin de değiştirilmesi gerektiği yönünde ciddi görüşler öne sürüldü. Meclis Başkanı kendi konumunu dikkate alarak, tarafsızlığını sürdürmek adına daha çok bizden görüş almakla yetindi. Ama bize uzlaşma komisyonu oluşturma girişimini anlattı. Uzlaşma komisyonun nasıl çalışacağı hayli tartışıldı. Bu komisyonda bütün partilerin eşit temsili öngürülüyor. Ama BDP’nin Meclis dışında bulunması handikap olarak duruyor. BDP’nin de bu sürece katılımının sağlanması gerektiği belirtildi. Değiştirilmez hükümler içerikle usul arasında köprü hükümler olduğu için gündeme geldi. Bu konuda çeşitli görüşler ileri sürüldü. Bu meclis bu anayasayı yenileyebilir mi? Anayasa meclisi mi oluşturulmalıdır? İkili görüşten hangisini tercih ettiğinize bağlı olarak değiştirilemez maddelerin ne şekilde değiştirileceği konusundaki görüşünüz değişiyor. Ama değiştirilmez maddelerin mutlak maddeler olmadığı yönünde genel bir eğilim olduğu görüldü. Onlara da dokunulabileceği şeklinde bir çoğunluk görüşü olduğu söylenebilir. Değiştirilmez maddeleri bu kadar abartmamak gerektiği söylendi. Ama bu konuda bir görüş birliğinin ortaya çıktığını söylemek zor. Değiştirilmez maddeler üzerinde kayda değer görüş ayrılıkları anayasa hukukçuları arasında da var.”
BDP’siz olmaz
AK Parti için 2007’de Anayasa taslağı hazırlayan ekipte yer alan Prof. Ergun Özbudun ve Prof. Serap Yazıcı’nın da aralarında bulunduğu, mevcut anayasanın değiştirilemez dediği ilk 3 maddeye dokunulabileceğini savunan hocaların, “Anayasalar gelecek kuşakların iradelerini bağlayacak hükümleri içermemeli” görüşünü vurguladıkları öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre, TBMM’yi boykot eden BDP’nin mutlaka anayasa yapım sürecine dahil edilmesi gerektiği Anayasa profesörlerinin tamanına yakınınca dile getirildi. Hocalar “Aksi takdirde yapılacak anayasanın demokratik meruiyeti zedelenir” görüşünü ifade ederek, BDP’nin yeni Anayasa çalışmalarına katılımının sağlanması konusunda teşvik edilmesini istediler.
Toplantıda yapılan konuşmalar sesli ve yazılı tutanak altına alındı. Tutanak metinlerinin tüm siyasi partilere gönderilerek, Anayasa profesörlerinin görüşlerinin tüm partilerin bilgisine sunulacağı öğrenildi.
Oğul Kanadoğlu da katıldı
Toplantıya Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversitelerden 24 Anayasacı katıldı. Katılımcılar arasında 2007’deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi ortaya attığı “367” teziyle tanınan Yargıtay Onursay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun oğlu, Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu da yer aldı. Toplantıya 27 profesör çağırıldı. Prof. Naz Çavuşoğlu, Prof. Kemal Gözler ve Prof. Fazıl Sağlam “mazeret” bildirerek katılmadı. Toplantıya katılan isimler şöyle: Prof. Merih Öden, Prof. Levent Köker, Prof. Atilla Özer, Prof. Ergun Özbudun, Prof. Erdal Onar, Prof. Mehmet Turhan, Prof. Fazıl Hüsnü Erdem, Prof. Necmi Yüzbaşıoğlu, Prof. Hasan Tunç, Prof. Dr. Serap Yazıcı, Prof. Sibel İnceoğlu, Prof. Mustafa Erdoğan, Prof. Zafer Gören, Prof. Yusuf Şevki Hakyemez, Prof. İbrahim Kaboğlu, Prof. Zühtü Arslan, Prof. Yavuz Atar, Prof. Mehmet Merdan Hekimoğlu, Prof. Sevtap Yokuş, Prof. Oktay Uygun, Prof. Mustafa Koçak, Prof. Meltem Dikmen Caniklioğlu, Prof. Emrah Önder, Prof. Korkut Kanadoğlu.
Demokratik anayasa zamanı çoktan geldi
Çiçek, açılışta yaptığı konuşmada demokratik bir anayasa yapma zamanının çoktan geldiğini vurgulayarak özetle şunları söyledi:
ZORLU BİR SÜREÇ: Yeni bir anayasa yapmak sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada zorlu bir süreçtir. Hiçbir zorluk gelişmiş demokratik toplumları çağın gereklerine uygun, özgürlükleri güvence altına alan anayasalar yapmaktan vazgeçirememiştir, bizi de vazgeçirmemelidir.
Ben üç konuda, en azından Meclis’te bulunan siyasi partiler açısından genel yaklaşım görüyorum.Bunlar; yeni bir anayasa yapılması, yeni anayasanın hazırlığının öncülüğünün Uzlaşma Komisyonu tarafından gerçekleştirilmesi ve yeni anayasayı bu Meclis’in yapmasıdır. Uzlaşma Komisyonu mevzuatta düzenlenmiş bir müessese değil. Ancak parlamento teamülleri, uzlaşma komisyonlarının ciddi çalışmalara öncülük ettiklerini geçmişte göstermektedir. Yeni anayasa sürecini büyük oranda Uzlaşma Komisyonu’nun yürüteceği nazara alındığında, akademisyenlerin komisyonun çalışma usul ve esasları ile yeni anayasanın temel ilkeleri konusunda yapacakları öneri ve tespitler hayati öneme haizdir.
BİZİM ELİMİZDE: Yüce Meclisin bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirme ve milletin beklentileri doğrultusunda sivil, demokratik bir anayasa yapımını gerçekleştirme zamanı çoktan gelmiştir. Bu süreçte birbirimizi suçlamak yerine, sorunlarımızın çözümüne katkı sağlamak amacıyla her türlü fikrin tartışılmasına imkan verecek şekilde ortak noktalarımızı ön plana çıkarmak suretiyle sorunun üstesinden gelmeye çalışmalıyız. Kangren olmuş bu sorunumuzu, ülkemize karşı sorumluluğumuzun bir gereği olarak ve elbirliğiyle çözeceğimize inanıyorum.