Gazete Vatan Logo

İleride ‘Oyun kadar konuş’ krizi yaşanır

Kabinenin değişmez ‘proje’ bakanı VATAN’a konuştu:

İleride ‘Oyun kadar konuş’ krizi yaşanır

“Bu anayasa ile devam edersek başbakan ‘İcranın başıyım, benim dediğim olacak’ diyecek, cumhurbaşkanı ‘Ben yüzde 55’le geldim, oyun kadar konuş’ diyecek. Bu cumhurbaşkanı, başbakan döneminde bir şey olmaz ama gelecek yıllarda sorunlar yaşanabilir.”

ANKARA - Ulaştırma Bakanlığı’nda 10. yılını dolduran Binali Yıldırım, güncel siyasi konulara ilişkin suskunluğunu VATAN’a bozdu. VATAN Ankara Bürosu’nu ziyaret eden Bakan Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine endeksli “Gül-Erdoğan çekişmesi yaşanacağı” iddialarından Başkanlık sistemi tartışmalarına, terörle mücadeleden BDP’lilerin dokunulmazlıklarına kadar çarpıcı mesajlar verdi. Yıldırım’ın sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:

“Cumhurbaşkanı -Başbakan gerginliği üzerinden AK Partiyi karıştırma ihtimali var mı?

Kim karıştıracak? AK Parti farklı bir parti. CHP gibi değil. CHP sürekli dinamik bir parti! Parti içi siyaset açısından diyorum. Muhalefet sorumluluğu ile iktidar sorumluluğu aynı şey değil. Beklentisi olanlar olabilir. Ama AK Parti bu sınavdan 10 senedir geçiyor. Bir çok denemeleri oldu ama hepsi başarasızlıkla sonuçlandı. Zaafiyet yaşaması sözkonusu olmaz. İkincisi Cumhurbaşkanımız ile Başbakanımızın arasının açılması diye de bir şey olmaz. Bulundukları konumun gereğini, sorumluluğunu gayet iyi biliyorlar.

‘Yarı başkanlık var’

İleride ‘Oyun kadar konuş’ krizi yaşanır

Ama Türkiye’de bir anayasa değişikliği, eğer parlamenter sistem devam edecekse yetki dağılımının mutlaka belirlenmesi lazım. Türkiye’deki cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngören referandumdan sonra aslında fiili bir yarı başkanlık sistemi mevcuttur. Yapılacak en doğru iş bu fiili durumu anayasada netleştirmek, adını koymak. başbakan ile cumhurbaşkanının yetki sınırlarını belirlemektir. Bu Cumhurbaşkanı, Başbakan döneminde bir şey olmaz ama gelecek yıllarda Türkiye bir yetki alanı çakışmasından kaynaklanan sorunları her zaman yaşayabilir. Onun için mutlaka bu parlamentoya düşen görev, kısır ve kısa vadeli siyasi hesapları bir tarafa bırakıp bizim Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ortak kaderi olan anayasayı yapılan reformlara uygun hale getirmek ve güncelleştirmektir.

Aksi halde yarın cumhurbaşkanı seçildi. B partisi de seçime girdi tek başına iktidar oldu. Cumhurbaşkanı görev verdi kuruldu hükümet. Bu anayasa ile gidiyoruz. Cumhurbaşkanı ile Başbakan oturacaklar konuşacaklar. Tabiatıyla görüş farklılıkları olabilecek. O zaman başbakan diyecek ki ‘Ben icranın başıyım benim dediğim olacak’. Cumhurbaşkanı diyecek ki ‘Kardeşim ne kadar oy aldın? Yüzde 40. Ben yüzde 55 ile geldim, oyun kadar konuş’. Böyle bir riski var Türkiye’nin. Siz hala anayasadan umutlu musunuz? Hedeflenen süre 31 Aralık ama durum ortada....

Hedefi değiştirirler ne olacak? Uzlaşsalar iyi olur.

Uzlaşmazlarsa ne olur?

Bir şey olmaz. Şimdi nasıl oluyorsa öyle olacak. Ama Türkiye altın değerinde yıllarını kaybetmemesi lazım. Uzağa bakacağız. Bugünkü konumumuza göre siyaset yaparsak o zaman bu ülkeye vereceğimiz hiçbir şey yok. ‘Benim işime yaramaz ben bunu yapmam‘. Kardeşim sen bu hale niye razı oluyorsun? Yarın başa geçeceğini düşün, cumhurbaşkanının da senden olacağını düşün. Çoğunluk partisi de sen olacağını düşün. Ona göre siyaset yap. AK Parti’nin oraya kazık çakacak hali yok ya. Sonunda biri gelecek değişecek. Demokrasinin güzelliği bu.

‘Müeyyide olmalı’

Dokunulmazlıklar konusunda grubunuzda pek çok isim bu konunun sıkıntı yaratabileceğini düşünüyor. Siz nasıl bakıyorsunuz?


Partim nasıl bakıyorsa öyle bakıyorum. Ayrı bir şey bakmam sözkonusu olmaz. Biz dokunulmazlıklar konusunda intikam duygusuyla falan hareket etmiyoruz. Milletin sağduyusu neyse biz de onu söylüyoruz. Sağduyu ne? Terörle mücadelede şehit verdiğimiz insanların aileleri teröristlerle kucaklaşanlara buğuz ediyor, isyan ediyor. Veya işte çıkıyor ‘Silahlanın, iradeyi tanımayın, sokakları karıştırın’ deniyor.

Yani teröre açıkça çağrı ve destek verenlere herhangi bir işlem yapılmıyorsa, karşılık görmüyorsa insanlar şunu düşünecek ‘Niye bizim evlatlarımız bu mücadeleye gidiyor? Niye evlatlarımız şehit oluyor?’. Mutlaka burada bir şey yapmak lazım. Mutlaka bir müeyyidesi olmalı.

Açılımdan vazgeçecek misiniz?

Hiçbir şeyden vazgeçmeyiz. Güvenlik de sonuna kadar her vatandaşın güvenliğini sağlayacağız, her vatandaşın olabildiğine özgürlüğünün de teminatı olacağız. Oraya havaalanı yapıyoruz adam gidiyor şantiyeyi basıyor. Terör piyasasının daralmaması için var gücüyle gayret gösteriyor. Maşallah biz de medya olarak da haklarının yüzde 90 fazlasını kullandırıyoruz. Adamların gündemde yer alması gereken miktar yüzde 5-6. Yüzde 95’ini medyanın işgal ediyor.

Adamlar dediğiniz kim?

Terör ve BDP. Evet onları kastediyorum.

‘Maliye bakanları paraya sıkışınca her şeyi söyler’

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in yılın üçüncü çeyreğinde bütçe açığının artması üzerine, “Bazı bakanlıklar bize danışmadan harcamalarını artırıyor” sözlerinin anımsatılması üzerine Bakan Yıldırım ilginç bir değerlendirme yaptı. Yıldırım, Bakan Şimşek’in Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı bütçe sunuş konuşmasına dikkat çekerek, “Orada bizi yere göğe sığdıramıyor” dedi. “Bu dönüşümün nasıl olduğu” sorusu üzerine ise Yıldırım şöyle konuştu:

“Maliye Bakanları paraya sıkışınca her şeyi söyler. Sizin de mesela maaş yetmedi, çocuklar para istiyor diyelim, ‘Size para yetiştirmekten öldüm bittim’ dersiniz. Maliye Bakanı’nın işi, tabiatı bu. Bizim aramızda bir şey yok, olmaz da.”

“Hangi Maliye Bakanı’nın eli daha sıkı?” sorusuna da Yıldırım şu yanıtı verdi:

“İkisi de iyi. İkisini kıyaslamak uygun olmaz ama Kemal Bey eski arkadaşım. Kemal Bey’in bakışı pratiktir, piyasa adamıdır. Farklı çözümler üretirdi. Mehmet Bey de başarılı bir arkadaşım. Yatırımın bu ülkenin büyümesi kalkınması refahı için olmazsa olmaz olduğunu biliyor. ‘Keşke daha çok verebilsek’ de diyor. Ama erteleyemeyeceğimiz giderler var. Maaşlar, sosyal güvenlik açıkları, enerji..”

TİB Başkanı terfien gitti

Bakan Yıldırım, geçtiğimiz günlerde görevinden sürpriz bir şekilde ayrılan TİB eski Başkanı Fethi Çelik’le ilgili sorularımızı da yanıtladı:

- TİB Başkanı’nın görevinden ayrılması sürpriz oldu. Neden gitti?

TİB Başkanı terfien gitti. Ben bu işin hiçbir yerinde yokum. Görevini değiştirmesinde de yokum. Kendi istemiş. Zaten savcıydı, mesleğine döndü. Oranın mesleğini geliştirmesine bir katkısı yok.

- Ancak çok etkin bir görevdi.

Ama etkin olduğu kadar da yorucu ve yıpratıcı bir görev. Ne kadar düzgün çalışırsan çalış.

- Düşündüğünüz bir isim var mı?

Birisi bulunur.

- Aklınızdan geçen biri yok mu?

Bu tek başıma benim kararımla olmaz. Hükümet olarak karar vereceğiz. O görev için bir kariyer tarifi yok. Şart değil. Devlet memuru yeterliğine sahip biri olması yeterli, sınırlama şart yok.

Hackerler çalıştırılacak

- Son dönem özellikle Red Hack gibi haker gruplarının etkinliği arttı. Bir önlem düşünüyor musunuz?


Biz Ulusal Güvenlik Kurulu kurduk. Ulusal Güvenlik Belgesini de hazırladık. Bu ay içinde kurulun ilk toplantısını yapacağız. Yeni yılda da bir siber güvenlik tatbikatı yapacağız. Güvenliğin iki boyutu var. Biri altyapının, ikincisi de trafiğin güvenliğinin sağlanması. Altyapının güvenliği biraz daha kolay. Trafiğin güvenliği için çok ciddi zaman ve paraya ihtiyacınız var. Trafik dediğiniz bilgi belge, her türlü data transfer, bilgilerin akışı, bilgilerin alınması çalınması vb.

- Güvenlik için hackerlar mı çalışacak?

İşin operasyonel yanı ayrı ama biz bir koordinasyon yapacağız. Koordinasyonda Ulusal Güvenlik Kurulu’na katılanlar diğer kurumlarda görevliler tayin edilecek. O görevliler tedbirleri alacaklar. Önlemleri alırken herkes hangi yöntemleri uygulayacaksa olacak.

- O zaman kurumlar hackerları transfer edip alabilir?

Usulüne uygun, yasalar dahilinde bu mücadelenin yapılması gerek. Bu iş, ulusal güvenlik kadar önemli. Bu işin uzmanlarından mutlaka yararlanılacak. Bu işin operasyonel kısmı kurumların sorumluluğunda olacak. Çünkü bir anda ülkeyi işlemez hale getirebilirler. Üstelik bunu sadece hackerlar yapmıyor. Bunu başka ülkeler de yapıyor. İran’a bunu yaptılar, Estonya, Gürcistan’a, Irak’a yaptılar. Siber güvenlikte şu çok önemli; Saldırmak kolay, savunmak güç.

Haberin Devamı