İade kararında 'soykırım' şoku!
İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi, Taksim Dayanışması üyesi 26 kişi hakkında "soykırım ve insanlığa karşı suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlamasıyla açılan iddianameyi "eksik" bularak iade etti.
İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi, Taksim Dayanışması üyesi 26 kişi hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçlamasıyla açılan iddianameyi "eksik" bularak iade etti. Mahkeme, sanıkların suç işlemek amacıyla örgüt kurduğu iddiasına rağmen hangi suçları işlemek için bu örgütü kurduklarına ilişkin iddianamede bir bilgi bulunmadığına işaret ederken, Türk Ceza Kanunu'nda soykırım ve insanlığa karşı suçları işlemek için örgüt kuranların da cezalandırıldığına ilişkin düzenleme olduğu hatırlatıldı ve örgütün işlemeyi amaçladığı suçlara açıklık getirilmesini istedi. İade kararında memura mukavemet suçu işlediği iddia edilmesine rağmen hangi kamu görevlisine mukavemet gösterildiğinin belirtilmediğini belirtti. Mahkeme ayrıca iddianamene şikayetçi olarak geçen AKP İl Başkanlığı'na ait araca zarar verilmesi suçlamasına ilişkin olarak da hangi şüphelinin bu suçu işlediğine iddianamede yer verilmediği ifade edildi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Nazmi Okumuş tarafından hazırlanan ve Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Mücella Yapıcı ve İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu'nun da aralarında bulunduğu 5 şüpheli hakkında 29'ar yıla kadar, 21 şüpheli hakkında ise 10'ar yıla kadar hapis cezası istenen iddianame 33. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Ahmet Tokat tarafından savcılığa iade edildi.
TUHAF İFADELER
Mahkemenin iade kararında Taksim Dayanışması üyeleri hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 220. maddesinde düzenlenen "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçundan dava açıldığı belirtilerek "TCK'nın 78. maddesinde TCK'nın 76 ve 77 . maddelerindeki (soykırım ve insanlığa karşı suç) suçları işlemek için örgüt kuran veya yönetenlerin cezalandırılacağının belirtilmesi karşısında, mevcut iddianame kapsamına göre bir kısım şüphelilerin hangi kanundaki hangi suç veya suçları işlemek için örgüt kurdukları veya yönettikleri anlaşılamadığından şüphelilerin bu suçtan savunmalarını alınabilmesi amacıyla hangi kanundaki hangi suç veya suçları işlemek için örgüt kurdukları veya yönettiklerinin iddianamede açıklanması gerekmektedir" denildi.
KİME MUKAVEMET EDİLDİ
Kararda ikinci iade gerekçesi de şöyle açıklandı:
"Şüphelilerin memura mukavamet suçundan cezalandırılmaları istenilmekte olup TCK'nın 265. maddesinde memura karşı cebir veya tehdit kullanılması gerekli olup dosyada kendisine karşı cebir veya tehdit kullanılan kamu görevlisi müşteki olarak gösterilmemiştir. Hangi şüphelilerin hangi kamu görevlisine karşı cebir veya tehdit kullandıkları belirtilerek kendisine karşı cebir veya tehdit kullanılan kişinin iddianamede müşteki olarak gösterilmesi gerekmektedir."
ARACA KİM ZARARA VERDİ?
Mahkeme kararında son olarak "müşteki" olarak gösterilen AKP İstanbul İl Başkanlığı ile bu müştekiye ait aracı kullandığı belirtilen müşteki Mustafa Aksu'nun kullandığı araca zarar verildiğinin iddianamede anlatıldığı ifade edilerek "Buna rağmen hangi şüpheli veya şüphelilerin bu araca zarar vermekten dolayı hangi suçtan dolayı cezalandırılmalarının istendiği iddianame açıklanması gerekmektedir" denildi.
İDDİANAMEDE NE VARDI?
Savcı Okumuş tarafından hazırlanan iddianamede Mimarlar Odası İstanbul Şubesi Genel Sekreteri Mücella Yapıcı ve İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu'nun da aralarında bulunduğu 5 şüpheli hakkında "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak", "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet etmek" ve "Görevi yaptırmamak için direnmek" suçlarından 7,5 yıldan 29'ar yıla kadar hapis cezası istenmişti. Diğer 21 şüphelinin ise "Görevi yaptırmamak için direnme" ve "Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet" suçlarından 10'ar yıla kadar hapis cezası talep edildi. Aralarında DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu'nun da bulunduğu 31 kişi hakkında ise takipsizlik kararı verilmişti.
İddianamede, Taksim Dayanışma Platformu'nun üyeleri şüpheliler Ali Çerkezoğlu, Ayşe Mücella Yapıcı, Beyza Metin, Ender İmrek ve Haluk Ağabeyoğlu'nun twitter, facebook ve çeşitli sosyal, görsel ve yazılı basın aracılığıyla İstanbul halkını Taksim Meydanı'na çağırdıkları, İstanbul'da kamu düzeninin güvenliğini ciddi şekilde zarar görmesine neden oldukları belirtildi. Şüphelilerin uzun süre olayları yönettiği ve planladığı anlatılan iddianamede, şüphelilerin bir organize suç örgütü şeklini aldıkları ve bu şekilde hareket ettikleri belirlendiği savunulmuştu.
27 Mayıs 2013 günü başlayan ve 18 Temmuz 2013 tarihine kadar devam eden bu eylemler sırasında Taksim Dayanışma Platformu'nun özellikle yazılı ve görsel medya üzerinden halkı ve gençliği Taksim ve Gezi Parkı'na çağırdığı ve böylelikle olayların büyümesinde ve kamu düzeni ve güvenliğini tehdit eden çağrılarda önemli aktif rol oynadığı ileri sürülmüştü.
Taksim Dayanışma Platformu'nun twitter, facebook ve internet sitesi üzerinden yapmış olduğu çağrılar üzerine KESK, Halk Evleri, Dev-Lis, TMMOB, Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği gibi kuruluşlar ile bazı siyasi parti gruplarının bir araya geldiği anlatılan iddianamede, Gezi Parkı içerisinde bekleyen güvenlik kuvvetlerine taş ve şişelerle saldırıların başladığı ifade edildi. Bu sırada parka yakın bir çok ticari işletmenin cam ve çerçevelerinin kırıldığı ayrıca bazı kamu ve özel mülkiyete ait araçların yakıldığı ifade edilmişti.